HDP'nin seçim öncesi yaptığı İzmir mitinginde Yunanistan'ın iktidarda bulunan Syriza Partisi'nin yöneticilerinin de katılarak barış ve kardeşlik söylemlerinin vurgulandığı konuşma için İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturma açtı.
Soruşturmanın yasa uyarınca siyasi parti toplantılarında yabancı konukların konuşması için zorunlu olan valiliğe haber verilmemesi nedeniyle açıldığı belirtildi. Emniyet Müdürlüğü'ne ifade vermek üzere çağrılan HDP İzmir İl Eş Başkanı Cavit Uğur, 'Biz neyle uğraşıyoruz onlar neyle uğraşıyor?' dedi.
HDP, 23 Mayıs'ta yaptığı İzmir mitinginde Ege'nin iki yakasının kardeşliğine vurgu yapmak amacıyla Yunanistan'ın iktidarda bulunan partisi Syriza'nın yöneticilerini davet etti. Alsancak Gündoğdu Meydanı'nda yapılan mitingte HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'tan önce Syriza Partisi Merkez Komite Üyesi ve Dış İlişkiler Genel Başkan Yardımcısı Yiannis Bournous konuşarak, iki ülke arasındaki barış ve kardeşliğe dikkat çekti.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Soruşturma Bürosu, 2 bin 911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'nun göre 'yabancıların toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde topluluğa hitap etmeleri için toplantının yapıldığı yerin en büyük mülki idare amirine 48 saat önceden bildirimde bulunulması gerekir' maddesine aykırı davrandığı gerekçesiyle HDP İzmir Eş İl Başkanı Cavit Uğur hakkında soruşturma başlattı. Uğur, İzmir İl Emniyet Müdürlüğü, Güvenlik Şube Müdürlüğü Toplumsal Olaylar Büro Amirliği'ne davet edildi.
Önümüzdeki günlerde ifadesini verecek olan HDP İzmir Eş İl Başkanı Cavit Uğur, soruşturmaya tepki gösterirken şöyle dedi: 'Bu tuzakçı devlet anlayışını gösteriyor. Komşumuz Yunanistan'ın iktidar partisindeki bir yetkili İzmir'de barış ve özgürlük diyor. Bundan dolayı soruşturma geçiriyoruz. Tesadüftür ki bize soruşturma resmi yazısı geldiğinde İzmir Milletvekilimiz Ertuğrul Kürkçü de Syriza'nın davetlisi olarak Atina'da yapılan Direniş Festivali'ne konuşmacı olarak gitti. Biz neyle uğraşıyoruz. Onlar ne ile uğraşıyor. Biz özellikle haber vermemiş değiliz ki. Misafir olarak davet ettik son ana kadar kimlerin katılacağı belli değildi. Aksi taktirde neden bildirimde bulunmaktan kaçınalım? Bu, 12 Eylül Türkiye'si. Kenan Evren öldü ama onun anlayışını taşıyan rejim kurumları dimdik ayakta duruyor. Bu ülke o ruhla, faşist ve dışlayıcı politikalarla yönetiliyor.'
- DHA