HDP Grup Başkanvekilleri Pervin Buldan, İdris Baluken ve İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’den oluşan HDP Heyeti, Kandil’deki temasları sonrası bir açıklama yaptı.
HDP’den yapılan açıklamada, heyetin 18 Ekim günü Kandil’de KCK yetkileri ile 7 saat süren bir toplantı gerçekleştirdiği ifade edilerek, “Toplantıda; çözüm süreci ve Kobani başta olmak üzere Rojava ve Ortadoğu’daki gelişmeler, Ulusal kongre çalışmaları, AKP’nin çözüm süreci ve Kobani protestolarına yaklaşımı ile Rojava politikası ayrıntılı olarak değerlendirilmiştir.
Heyetimiz Ankara’da yaptığı temaslar sonucu kendisine ulaştırılan yol haritası taslağını KCK yetkilerine iletmiştir. Toplantıda KCK yetkilileri, AKP’nin süreçle ilgili oyalama tavrının devam ettiğini, müzakereye geçiş mekanizmalarının halen kurulmadığını, bu konuda kendilerinin ve demokratik çevrelerin tüm çağrılarına rağmen bu politikalarda bir değişiklik olmadığını ifade ettiler” denildi.
HDP’den yapılan açıklamanın tam metni şöyle:
“Heyetimiz 18 Ekim günü Kandil’de KCK yetkileri ile 7 saat süren bir toplantı gerçekleştirmiştir. Toplantıda; çözüm süreci ve Kobanê başta olmak üzere Rojava ve Ortadoğu’daki gelişmeler, Ulusal kongre çalışmaları, AKP’nin çözüm süreci ve Kobanê protestolarına yaklaşımı ile Rojava politikası ayrıntılı olarak değerlendirilmiştir.
Heyetimiz Ankara’da yaptığı temaslar sonucu kendisine ulaştırılan yol haritası taslağını KCK yetkilerine iletmiştir. Toplantıda KCK yetkilileri, AKP’nin süreçle ilgili oyalama tavrının devam ettiğini, müzakereye geçiş mekanizmalarının halen kurulmadığını, bu konuda kendilerinin ve demokratik çevrelerin tüm çağrılarına rağmen bu politikalarda bir değişiklik olmadığını ifade ettiler. Müzakereye geçiş açısından sözün bittiğine dikkat çeken KCK’li yetkililer, atılacak pratik adımlara karşı pratik tutumların gelişeceğini belirterek, ‘Somut adımın şekillenmediği hiçbir tavrı hareketimiz ve halkımız kabul etmeyecektir’ uyarısında bulundular. KCK’li yetkililer, ‘Müzakereye geçilmesi durumunda önderliğimizin başlatmış olduğu ve büyük bir özveriyle bugüne getirdiği süreçle ilgili bugüne kadar göstermiş olduğumuz duyarlı tutumun devam edeceğinin kamuoyu tarafından bilinmesi gerekir’ dediler.
Kobanê’de YPG ve YPJ öncülüğünde gelişen halk direnişinin Kürt halkı ve tüm bölge halkları açısından tarihi sonuçlar doğuracak şekilde devam ettiğini vurgulayan KCK yetkilileri, kritik dönemde halkın geliştirdiği serhîldanların ve halkın Kobanê sürecine müdahalesinin direnişe güç katan en önemli gelişme olduğu vurgusunu yaptılar. Kobanê’deki durumun bundan sonra da halk tarafından büyük bir duyarlılıkla takip edilmesinin son derece hayati olduğunu belirterek, Rojava devrimi üzerinden Kürt halkının tüm kazanımlarını tasfiye etmeyi amaçlayan konseptin devam ettiğine dikkat çektiler.
Böylesi bir süreçte Kürt halkı açısından Ulusal Kongrenin öneminin tekrardan ortaya çıktığını vurgulayan KCK yetilileri, Ulusal Kongre zemininin güçlendiği bu dönemde tüm Kürt parti ve örgütlerine de bu temelde duyarlılık çağrısında bulundular. AKP’nin Kobanê kuşatması başladığı günden itibaren IŞİD çetelerine destek verdiğinin uluslar arası camia tarafından da tespit edildiğini ifade ederek, kendilerinin ve duyarlı tüm çevrelerin uyarılarına rağmen AKP’nin bu tutumunun değişmediğini söylediler.
KCK yetkilileri, AKP’nin Kobanê’de Kürt halkı katliam tehdidi altındayken oradaki katliamı önleyecek bir koridorun oluşmasına dahi izin vermediğini, tam tersine PKK ile IŞİD’i bir tutarak, ‘Kobani düştü düşecek’ açıklamaları yaparak halkın öfkesini patlama noktasına getirdiğini ifade ettiler. Bu söylem ve politikalarla çözümün gelişmesini de AKP’nin önlediğini, halkın ortaya koyduğu direniş tutumuyla AKP’nin bu politikalarının tüm dünyaya teşhir edildiğini ifade ettiler.
Kobanê protestoları sırasında güvenlik güçlerinin müdahalelerinin can kayıplarına neden olduğunu, sonrasında gelişen tüm olaylarda da sorumluğun AKP hükümetinin çözüme hizmet etmeyen politikaları ve baskıcı uygulamalarından kaynaklandığı tespitinde bulundular.
Kobanê protestoları sonrasında yoğun bir şekilde devreye konulan gözaltı ve tutuklama furyasının AKP’nin tutumu hakkında fikir verdiğini belirten KCK’li yetkililer, hükümet tarafından devreye konacağı söylenen güvenlik yasasının ise asla kabul edilemeyeceğini ifade ettiler.
Halkın gündeminde terörle mücadele kanunun kaldırılmasının ve çözüm yasalarının olduğu bir dönemde polise daha çok yetki veren, “makul şüphe” kavramıyla tüm toplumsal muhalefeti sindirmeyi amaçlayan yasaların getirilmesi durumunda gerekli demokratik mücadelenin halkımız ve demokrasi güçleri tarafından güçlü bir biçimde ortaya konacağının bilinmesi gerektiği tespitinde bulundular.
Gerek güvenlik yasasına gerekse de AKP’nin çözümden uzak oyalamaya dönük tüm politikalarına karşı tüm demokrasi çevrelerinin de mücadele etmesi gerektiğini belirten KCK’li yetkililer, barıştan çözümden yana olan tüm çevreleri de bu kapsamda duyarlılığa davet ettiler.
HDP HEYETİ
ZETE