Stanley Bray
Ancak içi açıldığında, sadece siyah bir kütle bulundu. Ateşin katıksız ısısı, kapaktaki deriyi eritmiş ve sayfaları kömürleştirmişti.
Maggs, kitabın kendisini korumak isteyenlere komplo kurduğunu söylüyor:
'Titanik'te olduğu gibi, 'Bu kitabı Amerika'ya göndermenin en güvenli yolu nedir? Onu kesinlikle batmaz bir gemiyle yollamaktır' diyorsunuz ve ne kadar çok denerseniz sonuç o kadar kötü oluyor.'
1945'te savaşın bitimiyle birlikte Bray, üçüncü bir baskı üzerinde çalışmak için harekete geçti.
Bunun için önceki baskılardan kalan mücevherlerin çoğu geri dönüştürüldü.
Tahmini 4 bin saatlik çalışmadan sonra, üçüncü baskı nihayet tamamlandı ve kitabı İngiltere'deki Britanya Kütüphanesine sundu.
Aralık 1995'te ölümünün ardından yazılan makalede, kitap 'yaşam boyu çalışmanın anıtı' olarak nitelendirildi.
Kitap hala bu kütüphanede ancak erişimine nadiren izin veriliyor.
Maggs'e göre, Rubailer'in hikayesi ve bilgeliği usta zanaatkarlara şair-filozofu altın, mücevherler ve deriyle anmak için ilham veren Ömer Hayyam'ın teorileri arasında bir uyum var.
Maggs, 'Bir bakıma tüm hikaye bir kıssadan hisse gibi çünkü ana mesaj: 'Hayatın tadını çıkar, ama bil ki bitecek, farkında ol' şeklinde; neredeyse bir tür lanet gibi' diyor.
Maggs, 'Rubailer böyle söylüyor' diyor ve ekliyor:
'Eğer gücün yetiyorsa neden olmasın? Yap. Ama bil ki öleceksin ve (yaptıklarını) yanında götüremeyeceksin.'
Hayyam, şarap, gece ve sevgili! Bu dördü dünyanın bütün dertlerini unutturur insana. Ama işte sevgili kısmı hep bir eksik