Hayvanlara Cinsel Haz Duyup Onlarla Cinsel İlişkiye Girmeye Dayanan Korkunç Bir Alışkanlık: Bestialite

Hayvanlar bu dünyanın en masum canlıları... Ufacık bir sevgi kırıntısı gösterdiğiniz vakit, peşinizden bir saniye bile ayrılmayacak kadar size düşkün hale gelen, başkası zarar vermesin diye önünüze siper olmaktan çekinmeyen canlılar onlar. Ancak bizler ne yazık ki ilgimize ve şefkatimize muhtaç, küçük bir çocuktan farksız bu canlıları zarar görmekten koruyamıyoruz. 

Malumunuz, son günlerde yaşanan ve hepimizin içini acıtan olaylarla birlikte hayvanlara uygulanan şiddet, bestialite ve zoofili tekrar gündeme geldi. Peki, burada bahsi geçen 'Bestialite' ve 'Zoofili' ne anlama geliyor?

Sizlere bu durumu bilimsel açıdan anlatmaya çalışırken bile zorluk çekiyoruz. Ancak bilinçlenmeniz ve bazı şeylerin farkına varmanız için boğazımızdaki yumruyu yok saymak zorundayız...

Belki de sizinle paylaşacağımız ufacık bir bilgiyle bile yaşanan kötü olayların önüne geçebiliriz! O zaman, ilk olarak bestialite ile başlayalım. Hayvanlarla cinsel ilişkiye girilmesine 'Bestialite' adı veriliyor. Bestialite, insanların hayvanları cinsel bir obje olarak görmesi ve onlarla cinsel ilişkiye girmesi olarak açıklanıyor. İnsan ve hayvan arasında cinsel ilişki gerçekleşmesine rağmen herhangi bir duygusal bağ bulunmuyor.

"Zoofili" ise hayvanlara karşı aşırı düşkünlükle belirlenen bir duygulanım bozukluğu olarak tanımlanıyor.

Zoofili hastaları, sadece hayvanlardan cinsel zevk alabiliyor ve başka hiçbir şeye ilgi duymuyorlar. Cinsel ilişkiye girdikleri hayvanlar ile de yoğun bir duygusal bağ kuruyorlar. Bu hastalığın genellikle aşırı duygusal, destek konusunda saplantılı ve normal yoldan bu desteği sağlayamamış kişilerde görüldüğü belirtiliyor.

Zoofilinin tedavisi mümkün mü?

Psikoterapist Dr. Cem Keçe, bu konuyla ilgili Hürriyet Gazetesi'ne verdiği bir röportajda tedavinin mümkün olduğundan bahsediyor: 

'Zoofilide ilk önce hastanın yaptığı eylemlerden rahatsız olup, tedaviyi istemesi gerekir. Ardından hastanın psikiyatrik öyküsü alınır. Antisosyal tutum ve davranışları olup olmadığı, sadistik eylemlere yönelip yönelmediği yani hastalığın derinliği ancak doğru bir öykü alındıktan sonra netleşebilir. Öykünün ardından neden bu tür eylemlerde bulunduğuna dair bir formülasyon yapılır. Bu formülasyona göre cinsel terapist hastayı cinsel terapiye alır ve terapiye ek olarak gerekirse ilaç tedavisi için bir hekimden destek alır.'

'Tedavinin başarısı, genel olarak kişilik gelişimi ve olgunluk düzeyi ile paralellik gösterir. Kişilik gelişimi daha ileri düzeylerde olan ve ciddi bir kişilik patolojisi olmayan hastalarda tedavi daha kolay ve başarılı iken ağır kişilik bozuklukları gösteren kişilerde tedavi çok daha uzun sürer ve başarı oranı da çok yüksek değildir.'

'Zoofili, çok eski çağlardan bu yana iyi bilinen ve çeşitli toplumlarda bazen yasaklanmış bazen de baş tacı edilmiş bir eylemdir. Dünyayı paylaştığımız hayvanlara en az kendi yaşamımıza gösterdiğimiz özeni göstermeliyiz. Bu bağlamda hayvanlar, bizim dünya dostlarımızdır. Onlara yapılacak her türlü şiddetin, cinsel tacizin önünde durmak, hiç kuşkusuz bir insanlık görevidir.'

Bazı ülkeler, hayvanlara yapılan cinsel şiddeti meşrulaştırmış durumda...

Finlandiya, Macaristan ve Romanya'da, 'Hayvan Genelevleri' hayvanlara 'zarar verilmediği' müddetçe yasal ve bildiğimiz kadarıyla, hayvanlara uygulanan bu şiddetin cezai bir yaptırımı yok. Sadece kedi ve köpekler değil, daha birçok hayvan türü de cinsel şiddete maruz kalıyor. Hayvan genelevleri ile meşhur olan Danimarka'da ise hayvan hakları aktivistleri ve hayvanseverler, hayvan genelevlerinin kapatılmasını sağlamak ve yapılan bu şiddetin önüne geçebilmek için protesto gösterileri düzenlemiş ve bu çabaları nihayet 2015 yılında bir çözüme ulaşmıştı. Tabii, bu durum ülkenin sahip olduğu kötü şöhrete gölge düşüremiyor.

Tabii, hayvanlara cinsel şiddet uygulayan herkes zoofili hastası değil!

Bu durumu sadece cinsel şiddetle sınırlamak doğru olmaz. Son dönemlerde hayvanlara yapılan kötü muameleler ve işkence haberlerinin neredeyse sonu gelmiyor. Sadistçe niyetler ve vahşi dürtülerle, sırf bir canlıya eziyet etmiş olmak için onlara bu acıları yaşatan insanlar maalesef aramızda geziniyorlar...

Hayvanlar, gördükleri şiddet sonrası saldırganlaşıyor ya da intihara eğilimli tutumlar sergileyebiliyorlar.

Zannetmeyin ki, şiddet gören hayvanlar hiçbir şey olmamış gibi davranıyor! İnsanlar tarafından işkencelere maruz kalan hayvanlar, yaşadıkları bu ağır psikolojik travma sonrası yemeden içmeden kesilip başlarına gelebilecek tehlikeleri umursamadan tehlikenin üzerine gitmeye başlıyorlar (hızla gelen bir araçtan kaçmamak gibi). Yani bu zavallı canlılar sizinle konuşup derdini anlatamıyor diye hiçbir sorun yok sanmayın.

Hayvanlara yapılan bu şiddete bir son verilmesini ve bu şiddete sebep olanların gereken cezayı almalarını istiyoruz!

Size muhtaç, sevginize aç bu canlılara lütfen bu zulmü reva görmeyin. Çevrenizde bu tarz eylemleri gerçekleştirenler varsa, lütfen sessiz kalmayın. Sizi karşılıksız seven hayvan dostlarınıza yardım elinizi uzatmaktan çekinmeyin. Sadece hayvanlara da değil, dünya üzerindeki hiçbir canlıya şiddetin herhangi bir türünün uygulanmasına müsaade etmeyin!

Popüler İçerikler

Kızılcık Şerbeti'nin Görkem'i Özge Özacar'dan Pembe'nin Osmanlı Tokadına Yanıt
Gazeteci Özlem Gürses TSK Hakkındaki İfadeleri Nedeniyle Gözaltına Alındı
"Aşk Solcudur..." Kızılcık Şerbeti'nde Deniz Gezmiş Anıldı
YORUMLAR
19.02.2018

Yıl olmuş 2313129083 biz halen hayvana tecavüzü, çocuğa istismari konuşuyoruz. Ulan Dünya'nın en büyük ekonomisi olsan ne olur, Dünya'yı fethetsen ne değişir... Yozlaşmış bir toplumla yaşadıktan sonra...

19.02.2018

Ya gerçekten özur dilenerek bunları yapanın amına koyayım birde bunlar ceza da almıyor bunlar hapiste çurumeli!!!!

18.02.2018

hayvan genelevleri nedir orospu çocukları

TÜM YORUMLARI OKU (27)