Yağı azaltmak adına ayçiçek yağı, şekeri azaltmak amacıyla şeker, unu azaltalım diye buğday fiyatlarındaki artışın ardından sağlığımıza etki etmemesi açısında et fiyatları da en son dün, Et ve Balık Kurumu'nda ucuz et kuyruğundaki vatandaşların kalabalıklaşmasını engellemek amacıyla zamlanmıştı.
Et fiyatlarının yurt içindeki yükselişinde politikaların etkisinden dünyada gıda politikalarına kısa bir yolculuğa var mısınız?
Vatandaşın son dönemde alım gücündeki düşüşle temel gıda ürünlerinde eti lüks görmesi, ancak kıtlık ve savaş olan ülkelerdeki gibi bazı kesimlerde çocukların yetersiz beslenmesi gibi birçok durumda son dönemde enflasyonu suçluyoruz. Ancak ekonomi politikalarında sadece kur ve enflasyon diye açıklanamayan bazı durumlar da görülebiliyor.
Özellikle son aylarda et, süt fiyatları konusunda üretici kesimin sık sık şikayetleri olduğu biliniyor ve yayımlanıyor. Yaz aylarında beklenen turistlerin gelmesi zor gözükürken, bir yandan da et fiyatlarındaki artışın yavaşlaması açısından üreticiler o alana dahi dikkat çekmişlerdi.
CHP İstanbul Milletvekili Özgür Karabat Twittter hesabından son dönemde yurt içinde artan et fiyatlarına karşın yurt dışına ihracatın teşvik edilmesiyle yaşananları anlattı. Katar'a giden canlı hayvanlara ait olduğunu belirttiği videoyu da yayınlayan Karabat, ihracat rekorunu da canlı hayvan ihracatına ilişkilendirdi.
Onedio.com olarak görüşüne başvurduğumuz kırmızı Et Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (ETBİR) Başkanı Veteriner Hekim Ahmet Yücesan, ihracatın 6-8 aylık bir süreçte izinlerinin verildiğini bu hafta başı itibarıyla aslında Bakanlık tarafından karkas et ve canlı hayvanda engellendiğini açıkladı. Daha önce verilmiş izinlerle hayvan gönderiminin yapılabileceğini de ekledi.
Piyasada ise bu ihracatın 20-25 milyonluk hacimde 300 bin hayvan olduğunu fiyatlara etkisinin psikolojik olabileceğini ama gerçek olan kısmın maliyetlerdeki artışların etkisi olduğunu iletti. Yücesan, 'Her alanda olduğu gibi üreticinin de sanayiciler olarak bizim de maliyetlerimiz artıyor. Fiyat artışlarında asıl etken budur. Ramazan, arkasından turizm dönemi, arkasından da Kurban Bayramı etkisiyle talep de artıyor.' dedi.
Tarım ve Orman Bakanlığı, Et ve Süt Kurumu'nun (ESK) payının Türkiye kırmızı et satışının yüzde birinin altında olduğunu belirterek, yapılan düzenlemenin kırmızı et piyasasını etkilemediğini bildirdi.
Tarım ve Orman Bakanlığından yapılan açıklamada şöyle denildi:
Et ve Süt Kurumu (ESK) satış mağazalarında yıllık kıyma ve kuşbaşı eti satışı 6 bin tondur. Bu rakam Türkiye kırmızı et satışının yüzde birinin altındadır.
Yeni fiyat düzenlemesinden sonra, ESK mağazalarında tüketiciye ulaştırılan ürünler piyasanın %15 altında satılmaktadır.
Sencer Solakoğlu'ndan süt ve et fiyatlarındaki korelasyonu öğrendik ilk olarak. Süt fiyatlarındaki düşüşe uzun süre dikkat çeken üreticilerin bu dikkati çekerken süt üretimindeki mali zararlar ile hayvan kesimlerinin arttığını anladık. Bu hayvan kesimleri de sektörde et sıkıntısını uzun bir müddet gözler önüne sermedi. Şimdi ise Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile TÜİK verilerindeki sıkıntı ile aslında Türkiye'de et, süt, hayvancılık, gıda, yem gibi politikaların tam veri elde edilemediği için bilinmediğini rakamların tahmini olduğunu açıkladı. 2012 yılında bunu tespit edebilmek için iyi bir sistem kurularak 100 milyon euro gibi bir harcama yapıldığını ve istihdam sağlandığını açıklayan Solakoğlu, daha sonra bürokrasideki değişiklikler ile bu harcamanın boşa gittiğini iletti.
Gelelim et fiyatlarına. 'Piyasa aslında çok sığ' diyen Solakoğlu, eskisi gibi bu işlerin artık ithalat ile de çözülemeyeceğini söylüyor ki dünyada da artık sistem lokalizasyon üzerine dönüyormuş. Yani ülkelerin et, hayvan ihracatına sıcak bakmadığını öğrendik baksalar da malum döviz kurları ile daha uygun fiyata bulma imkanı yok.
Pandeminin ve iklim krizinin getirdiği emtia fiyatlarında tarım tarafının ise kıtlık, kuraklık, fiyat artışı, stok vs. birçok kötümser açıklaması bulunurken, son olarak Sencer Solakoğlu, tüm bu tarım, hayvancılık, gıda politikalarının Türkiye'ye 17 milyar dolar gibi 'en iyimser' tahminle maliyeti olacağını belirtti ki bunun sadece maddi anlamda olacağını hatırlatalım.
Önümüzdeki dönemde gıda fiyatlarında sadece yukarı yönlü bir trend izleyeceğimiz konusunda da uyardı! 'Kıymayı 120 liraya aldığımıza şükredeceğimiz günler gelecek' diye de bitirdi.
Önce ihracat mı? Önce vatandaş mı?
Yurt dışına göndermesek ucuz et yiyebilir miyiz? Gördüğümüz kadarıyla Avrupa ülkeleri etleri kendilerine saklamaya başlamış bile, ileride tüm gıdalarda da bunu görebileceğimiz sinyali zaten Rusya-Ukrayna savaşı ile buğday temelinde, ayçiçek ile de devam etmedi mi?
Petrol fiyatlarındaki yükselişin zincir etkisinin dayandığı mısır, soya, kakao, kahve hepsi bir yandan da iklimden etkilenirken, bizi neler bekliyor? Yorum sizde! 👇
Doktorlardan sonra hayvanlar da yurt dışına gidiyor.
Domuz eti helaldir fetvası gelebilir yakında, diyaneti takipte kalın çomar ordusu :D
Müslüman müslüman sa-tıl-dık❗❗❗