Hayri Cem Yazio: Yabancı Oyuncu Sayısı Zarar Veriyor

Türkiye Futbol Federasyonu, 2021-22 sezonunda, kulüplerin kadrolarında bulunduracakları maksimum yabancı futbolcu sayısını 14, sahada oynayacak maksimum yabancı oyuncu sayısını ise 8 olarak belirlemişti. 

Bu durumda takımların sahaya minimum 3 Türk oyuncu ile çıkmaları gerekiyor. Aynı maçta sahadaki üç Türk oyuncuyu değiştirmek isterlerse yedekler arasında da 3 Türk oyuncuları olması gerekiyor. 

TFF’nin bu kararının nedeni, Türk futbolunun hızla yokuş aşağı yuvarlanmasıdır. Kulüplerimiz, gerek Şampiyonlar Ligi’nde, gerekse UEFA Kupası’nda beklenen başarıyı yakalayamadılar. Milli Takım ise, çok zengin bir kadro oluşturmuş olmasına rağmen, bir türlü hedeflerine ulaşamadı.

TFF, bu başarısızlığın nedeni olarak, kulüplerin alt yapılarına yeterince önem vermediğini, başarılı yerli futbolcu yetiştirmediklerini gösteriyor. Kulislerde ise bu kararın, kulüp takımlarındaki yabancı futbolcu sayısından şikâyet eden siyasileri memnun etmek için alındığı konuşuluyor.

Türkiye’de kulüplerin altyapılarına yeterli kaynak ayırmadığı, Süperlig ve Avrupa liglerinde oynayabilecek kalitede çok az futbolcu yetiştirdikleri bir gerçektir. Bu yüzden kulüpler sürekli yabancı futbolcu transfer etmektedirler.

Ekonominin temel kuralları futbol endüstrisinde de işlemektedir; üretiminiz düşerse ithalat yapmak zorunda kalırsınız. İthalatınız, ihracatınızdan fazla ise cari açığınız artar.

Ülkemiz futboluna bir göz atalım; yeterince yerli futbolcu yetiştiremiyoruz. Yetiştirdiğimizden daha fazla yabancı futbolcu transfer ediyoruz. Yeni kural yüzünden, ihraç ettiğimiz yerli futbolcuları da ithal etmeye başladık. Bu yüzden de kulüplerin borçları sürekli artıyor.

TFF durum saptamasını doğru yapıyor ama aldığı önlemler doğru mu?

Sezon öncesinde, kulüpler, bir yandan panik içinde Türk futbolcu ararken bir yandan da TFF’ye bu kararı geri çekmesi için baskı yapmışlardı. Ancak taraflar bu konuda bir uzlaşma sağlayamadılar. 

Sezon öncesinde bu kararların yaratacağı kaos henüz tam net olarak anlaşılmamıştı. Takımlar sezon öncesi kamp çalışmalarına başladıklarında, kadro planlamalarının istedikleri düzeyde gerçekleşmediğini gördüler. İstenilen performansa uygun Türk oyuncu sayısı sınırlı olduğundan kulüpler büyük zorluk yaşadı. 

Ekonominin temel kuralları yine karşımıza çıktı; talep arzdan fazla ise ürün fiyatları artar. 

İstenilen performansta Türk oyuncu sayısı az olduğundan, fiyatları da bir anda arttı. Gözler hemen Avrupa liglerinde oynayan Türk oyunculara çevrildi; Türkiye’deki futbol mevzuatını takip eden menajerler sayesinde bu özelliklere sahip Türk futbolcuların fiyatı ikiye hatta üçe katlandı. Kulüpler genellikle Avrupa’nın alt liglerinde top koşturan, genç ve gelecek vaat eden futbolcuları transfer edilebildiler.

“Maksat hasıl oldu mu?”

Çok sevdiğim, eski bir terimdir bu. Günümüz Türkçesi ile söylersek; amaç gerçekleşti mi? Cevap ortada!

Teknik direktörler daha önce hiç yaşamadığı bir sıkıntı yaşıyorlar. Formda olan oyuncularını bazen kenarda oturtmakta bazen ise sırf yerli-yabancı oranını tutturmak için, oyundan çıkartmak zorunda kalıyorlar. Teknik kadrolar, futbol maçı değil de satranç maçı yönetiyormuşçasına, her hamleyi ölçüp biçiyorlar. Bu yüzden de oyuna yoğunlaşmakta zorluk çekiyorlar.

Oysa bir teknik direktörün arzusu elindeki tüm oyuncuları hesaba katarak oyun planını yapmaktır. Maçlar, sahadaki kaliteli, performansı yüksek oyuncularla kazanılır.

TFF’nin tespiti doğru, aldığı önlemler yanlış!

Yerli futbolcu yetiştirilmesi bugünden yarına gerçekleşecek bir süreç değildir. Uzun ve sabır isteyen bir süreçtir. 

Bu tür süreçler yasaklarla değil, teşviklerle gerçekleştirilir. 

Yerli futbolcu yetiştirilmesini teşvik amacıyla, TFF’nin henüz açıkladığı bir karar yok. Söz konusu yasakların alındığı yönetim kurulu kararında, ‘yerli futbolcu ve 21 yaş altı futbolcu oynatan kulüplere ileride açıklanacak teşvikler sunulacaktır’ ibaresi var sadece.

Pek çok takım, özellikle de Anadolu takımları, 18 kişilik kadrolarını oluştururken bile maddi sıkıntı çekiyorlar. Ülkemizde borcu olmayan kulüp yok. Borçla boğuşan kulüplerin, en erken beş sene sonra meyve verecek bir alt yapı yatırımı yapmasını beklemek hayalperestlik olur. Alt yapı ile ilgili çözüm önerilerimi bir başka yazıya bırakıp, konu ile ilgili acil teşvik önerilerine dönelim.

***

Bu konuda daha önce yazığım yazılarda bazı teşvik önerileri yapmıştım. Bu önerileri tekrar aşağıya alıyorum:

1) Kulüplerin alt yapılarının yeniden yapılandırılması için TFF’nin bir master planı yapıp, bu planın uygulanması için gerekli yatırımları sağlaması, planlaması ve denetlemesi gerekir.

2) A takımı kadrosuna ne kadar fazla Türk oyuncu alınırsa, TFF tarafından bu oyuncuların her biri için yüksek teşvik primleri verilmelidir.

3) İlk on birde oynayan alt yapıdan yetişmiş oyuncular için TFF tarafından her oyuncu başına ekstra teşvik primleri verilmelidir.

4) Önemli dünya liglerine, kendi alt yapılarından yetişmiş futbolcuları satacak/kiralayacak kulüplere özel destek primleri verilmelidir. 

5) Avrupa’da başarılı olan takımlar için özel teşvik primleri verilmeli ve ülke puanını yükselten takımlar ödüllendirilmelidir.

6) Yabancı futbolcu sayısını kısıtlamak yerine, kaliteli yabancı futbolcunun gelmesini sağlayacak, İngiltere liginde uygulanan kurallara benzer kurallar oluşturulmalıdır.

Kulüpler ve TFF acilen bir araya gelip, yukarıdaki önerilere benzer öneriler üretmeliler. 

Üretilen bu önerileri, kısa vadeli, orta vadeli ve uzun vadeli olarak sınıflayıp, her biri için bir zaman hedefi koymalı ve gerçekleşen her bir hedef için kulüpleri teşvik edecek ödül ve yardımlar belirlenmelidir. 

Instagram

Popüler İçerikler

Kasımpaşa’nın 18 Yaşındaki Futbolcusu Yasin Özcan 8 Milyon Euro’ya Aston Villa’ya Transfer Oluyor
Tebliğciler Yine Ortaya Çıktı: Bu Kez Milli Piyango Bileti Satıcısını Taciz Ettiler
Tolunay Kafkas, "El Sıkmama" Olayına Müdahil Oldu: Hedefinde Volkan Demirel Var
YORUMLAR
08.09.2021

Yerli oyuncu oynatma kuralı Türk futbolunu ileri götürmez. Sonuç olarak iyi bir sezon gerçiren Türk futbolcuların hepsi istisnasız kendini Ronaldo vb. sanıyor. O iyi olduğu sezonun sonunda da 3 büyüklerden birisine transfer olunca, futbol onun için bitiyor. Çünkü bir hedefi kalmıyor, tek derdi her Türk gibi az iş çok para bol alem olduğu için performansı hızlıca düşmeye başlıyor, yabancı kuralı var el mahkum seve seve kadroya alacaklar zihniyeti de olunca bırak kendini geliştirmeyi mevcut durumunu bile koruyamıyor. Halbuki yabancı kuralı olmasa çalışmadan kendini geliştirmeden kadroya giremeyeceğini ve doğal olarak o paraları alamayacağını görse eşek çalışıp kadroya girmek ve takımda kalıcı olmak için çabalar.

08.09.2021

Polyannalar şey sanıyor. Yabancı sınırı geri gelince altyapıdaki gençlerin önü açılacak. Öyle bir torpil dönüyor ki çok yetenekli olup heba olan çok fakir çocuğu gördüm. Sınır geri gelirse şu an avrupa liglerinin 2. ve 3 ligteki gurbetçilerin çocukları olan futbolcular kulüplere doluşacak. Bunlardan pek azı sivrilir çoğu parasını alıp yan gelir yatar. Sınır gelirse Türkiye'de az da olsa yetişip gidebilmiş çağlar,merih,cengiz gibi oyuncularımız üç büyüklere senelik 5 milyon eurodan kapıyı açarak gelirler ve formaları da garanti olduğu için ''yetecek'' performans göstererek kariyerlerini bitirirler. Senelerdir yabancı sınırı vardı ne gibi bir alt yapı hamlesi yapıldı. Koca bir hiç. Yabancıyı sınırlamak yerine gençleri oynatmak için hatrı sayılır teşvikler yapılmazsa boş küme.

08.09.2021

Ayrıca milli takımı 70 yaşında dinozorlara teslim eden federasyon Okan Buruk, Sergen Yalçın gibi gençlerle iletişimi daha iyi olan takıntısız teknik direktörlere yönelsin. Ayrıca yabancı sınırı gelmesini en çok isteyenler yerli menajer tayfası ve şu an alt liglerde kendine anca yer bulabilen futbolcu eskisi güruhtur. Hayal kurmayın yani sınır gelirse gençler oynar diye. Yaşım itibariyle 30 yıla yakındır futbolu takip ediyorum ve bu filmi çok gördüm. Ayrıca yabancı sınırı olmayan Portekiz, Hollanda gibi 10 milyonluk nüfusa sahip ülkelerin alt yapısı buna rağmen nasıl bu kadar güçlü. Federasyon ilk önce bu ülkelerin federasyonlarından alık alıp biraz iş öğrensin diyeceğim ama... son olarak bütün avrupa ülkeleri gerizekalı ya ondan sınır yok. Bi biz akıllıyız.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ