Hayri Cem Yazio: Sporda Irkçılık ve Cinsiyet Ayrımcılığı

Cinsiyet, ırk, dini inanç, siyasi inanç gibi farklılıkların, insan beyni tarafından ayrımcılığa dönüştürülmesinin yanlışlığına karşı son yıllarda ciddi bir farkındalık oluşmakta. Bu farkındalığın etkili olabilmesi, eyleme dönüşebilmesi için kurumsallaşması son derece önem taşıyor. Devlet dairelerinde, okullarda, yargıda her türlü ayrımcılığa karşı çıkılması elbette çok önemlidir. Ancak özel kurumların ve uluslararası organizasyonların bu tepkiye sahip çıkması, gösterilen tepkide çarpan etkisi yaratabiliyor. 

Alın size iki örnek:

Dünya futbolu ırkçılığa karşı

FIFA Konfederasyonu ve ona bağlı federasyonlar 2013 yılında Sepp Blatter öncülüğünde, küresel bazda ırkçılığa karşı çıkmak ve mücadele etmek için karar aldı. Bu konuda organizasyon içerisinde güçlü bir birim oluşturarak, tüm müsabakalarda, gerek saha içinde, gerekse tribünlerde yapılan ırkçı gösterilerin önlenmesi ve cezalandırılması için eylem planı uygulamaya konuldu. Bu eylemin sloganı olarak da “Say No to Racism! – Irkçılığa Hayır De!” kabul edildi. UEFA ise bu eyleme “No To Racism (Irkçılığa Hayır)” ve “Respect (Saygı)” sloganları ile katıldı. 

2017 yılında yapılan FIFA Konfederasyon Kupasında, ayrıca, üç aşamalı bir prosedür hayata geçirildi: Tribünlerdeki seyircilerden ya da saha kenarındaki görevlilerden gelebilecek ırkçı tavır ve tutumlar karşısında, hakemlere, önce maçı durdurma ve ayrımcı davranışların sona ermesi konusunda ısrar etmek için kamuya açık bir duyuru talep etme, daha sonra başka bir uyarı duyurusunun ardından davranış durana kadar maçı durdurma ve son olarak, davranış devam ederse, maçı terk etme kararı verme yetkisi verilmiştir. Saha içinde ırkçılığı çağrıştıran her türlü harekete ise doğrudan kırmızı kart gösterme yetkisine sahiptirler. 

Wikipedia, dünya futbolunda yaşanan ırkçılık eylemlerini her bir ülke için sınıflayıp, yayınlamıştır. Maalesef ülkemiz de bu liste içerisinde yer almaktadır. Ülkemiz ile ilgili bölümdeki örnekler Fenerbahçe Kulübü ve eski futbolcusu (şimdiki yöneticisi) Emre Belezoğlu ile ilgilidir. Bakın Wikipedia’da ülkemiz nasıl yer almış: 

“15 Nisan 2012'de Fenerbahçe'li Emre Belözoğlu, sahada Trabzonspor'lu Didier Zokora'ya ırkçı yorumlarda bulunmakla suçlandı. Maçtan sonra Zokora, Lig TV'ye şunları söyledi: 

Maç sırasında Emre ile yüz yüze geldik. Kelimesi kelimesine ne dediğini size söyleyeceğim. Bana ‘Fucking nigger – s.kilmiş zenci' dedi. Hayatımda ilk defa böyle bir şey başıma geldi. Emre'nin takım arkadaşı olarak Yobo ve Sow gibi Afrikalılar var, neden böyle bir şey söylediğini anlayamıyorum. İşimize devam etmeye çalışıyoruz. Cildimizin renginin ne önemi var? Taraftarlar, FIFA, basın hepsi ırkçı açıklamalara karşı. Umarım böyle bir şey cezasız kalmaz.’ 

Dudak okuma uzmanları, Belözoğlu'nun ' fucking nigger ' sözlerini söylediğini tespit ettiler. Emre, yetkililer tarafından ırkçı değil küfürlü bir dil kullandığı sonucuna varılmasının ardından eylemlerinden dolayı iki maçlık bir ceza aldı. Aldığı bu düşük ceza ilgili hala soru işaretleri var. 

12 Mayıs 2013 tarihinde, Fenerbahçe ile Galatasaray arasındaki maçtan önce, Galatasaraylı forvet Didier Drogba, Fildişi Sahili milli takım arkadaşı Emmanuel Eboué ile maç öncesi ısınma sırasında bazı Fenerbahçe taraftarları tarafından ırkçı tacize uğradı.

İddiaya göre muz gösterildi. Televizyon kameraları ve bazı resimler, muzu futbolculara sallayan bir hayranı net bir şekilde yakaladı. Diğer hayranların başlarında siyah çöp torbaları vardı ve 'Negro' içeceğinin markasını taşırken resmedildiler. Bu tür maymun tezahüratları ya da jestleri olmasa da 'muz' büyük bir tartışmaya neden oldu ve Fenerbahçe kınandı. Bu, 2012'de Belözoğlu ile Zokora arasında meydana gelen olayların ardından yine Fenerbahçe'nin karıştığı, Türkiye'de bilinen ikinci ırkçılık olayıydı.”*

Ülkemizde maalesef özür dileme kültürü yoktur. Bu hareketin failleri cezalandırılacağına, Fenerbahçe Yönetim Kurulu Üyesi ve Hukuk İşleri Sorumlusu Deniz Tolga Aytöre ve Asbaşkan Ömer Temelli bu faillerle birlikte basın toplantısı yaparak bu kişileri aklamaya çalıştılar.** 

Başakşehir ile PSG arasında oynanan maçta dördüncü hakemin ırkçı söylemi, maçın seyircisiz olması nedeniyle kamera kayıtlarına da geçti. Dolayısıyla Webo ve Demba Ba’nın başlattığı protesto anında karşılık buldu ve sahadaki tüm futbolcular bu tavra destek verdiler. Her iki takım da sahadan çekilince maç ertesi güne ertelendi. 

UEFA çok doğru bir karar vererek sahadaki tüm hakemleri görevden aldı. Çünkü sahadaki tüm hakemler, aralarındaki iletişimi sağlayacak cihazlar taşımaktadırlar. Dolayısıyla tüm hakemler dördüncü hakemin söylemini duymuş olmasına rağmen, hiçbir şey yokmuşçasına oyunu devam ettirmeye çalışmışlardır. Oysa orta hakemin herkesten önce tepki gösterip, o hakemi saha dışında yollaması gerekirdi. Dördüncü hakemin ömür boyu men cezası alacağı kesin gibi gözüküyor. Diğer hakemlerin de çok ağır cezalar alması muhtemel.  

Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) cinsiyet ayrımcılığına karşı

Kasım 2020’de Türkiye cimnastikte büyük bir başarıya imza attı. Duygu Doğan, Azra Akıncı, Peri Berker, Nil Karabina, Eda Asar’dan oluşan Ritmik Cimnastik Grup Milli Takımı, Ritmik Cimnastik Avrupa Şampiyonası’nda ‘3 çember 2 labut’ aletinde 31.150 puanla şampiyonluğu elde etti. Ukrayna’nın başkenti Kiev’de düzenlenen şampiyonda kızların elde ettiği başarı Türkiye’nin bu kategoride elde ettiği ilk şampiyonluk olarak tarihe geçti. 

Bu büyük başarı maalesef ana akım medyada yeterince yer bulamadı. Bu kızlarımızın ve yetiştiricilerinin emekleri yeterince takdir edilmedi. Oysa bu başarı öyküsü kamuoyuna güzel bir şekilde aktarılsa kim bilir kaç genç sporcumuza ilham kaynağı olurdu. Yine bu başarıyı tartışarak, sporda öz kaynak düzeninin önemi ve cinsiyet ayrımcılığı konularını tekrar gündemde tutabilirdik. 

Ben bu vurdumduymazlığa hayıflanırken, Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC)’nin aldığı bir kararla tekrar umutlandım. IOC Yönetim Kurulu, 7 Aralık Pazartesi günü gerçekleştirdiği toplantıda, Paris 2024 Yaz Olimpiyat Oyunları’nın olimpik spor programı ve sporcu kotalarına ilişkin bir dizi karar aldı. Kararların odak noktalarını cinsiyet eşitliği ve gençlik oluşturdu. 

Bu kararlardan cinsiyet eşitsizliği ile ilgili olan kararlar şunlardır: 

“Oyunlarda %50-50 oranında olmak üzere eşit sayıda kadın ve erkek sporcu yer alacak. Tokyo 2020’de bu oran %48.8 kadın sporcu olarak gerçekleşecek. 

Tokyo 2020’de 18 olacak karışık takım yarışmalarının sayısı Paris 2024’te 22’ye yükseltilecek.'***

Bu kararlar sonucunda artık ülkeler ya tüm branşlarda kadınlara da yatırım yapacak ve kadın sporcu yetiştirecek ya da bu koşulları sağlamayan branşlarda Olimpiyatlara katılamayacaktır. Ayrıca karışık oyun sayısının artırılmış olması da kadın sporcu gelişiminde ülkeleri zorlayıp, teşvik edici bir unsur olacaktır. 

FIFA ve IOC gibi kurumların bu tür toplumsal sorunlara müdahil olması, pek çok devletin resmi kurumlarının faaliyetlerinden daha kıymetli ve etkilidir. Zira bu kurumların eylemleri tüm dünya tarafından takip edildiğinden etkisi de daha büyük olmaktadır. Bu tür uluslararası organizasyonların artık daha fazla toplumsal soruna sahip çıkmasını ve daha fazla sosyal sorumluluk projesi üstlenmesi gerektiğini düşünmekteyim. 

https://en.wikipedia.org/wiki/Racism_in_association_football#:~:text=Two%20black%20Dutch%20players%2C%20Ruud,in%20the%20two%20Italian%20divisions. 

** https://www.milliyet.com.tr/skorer/fenerbahceli-yonetici-ve-irkcilik-yapan-taraftarlar-basin-toplantisi-duzenledi-1708930

*** https://www.olimpiyatkomitesi.org.tr/Haber-Detay/Paris-2024-Olimpik-Spor-Programinin-Odak-Noktalari-Cinsiyet-Esitligi-ve-Genclik/11278

Instagram

Popüler İçerikler

"Aşk Solcudur..." Kızılcık Şerbeti'nde Deniz Gezmiş Anıldı
Sosyal Medyada Süren Öğretmenlik Tartışması: Az Çalışıp Çok mu Maaş Alıyorlar?
Okullardaki Yılbaşı Kutlamalarına Gelen Yasağa Mustafa Sandal'dan "Onlara İnat 'Duble' Kutlayacağız!" Tepkisi