Beşiktaş’ın futbol tarihinin en zor sezonu diye tanımlanan sezonu iki kupayla şampiyon tamamlaması üzerine oluşan olumlu havanın, yeni sezona motivasyon ve inanç taşıması beklenirken, kulübün meseleleri ele alış biçimi ve iletişim problemleri sebebiyle, kaosa dönüştüğünü gözlemlemekteyiz.
Kulübün, zor şartlarda iki kupa kazanmış teknik direktörü ile henüz sözleşme imzalayamamış olması, başarılı takımın kilit oyuncularının bazılarının önümüzdeki senenin takımında olup olmayacağı, dar kadronun genişletilip genişletilemeyeceği gibi sorunların şeffaf olarak ele alınmaması iletişim sorunudur.
Sezonun saha başarısı ile gelen küçümsenmeyecek maddi kazanç ve banka anlaşmaları ile birlikte, kısmi ve geçici de olsa, ekonomik rahatlama oluşmasına rağmen, son yıllarda kendisinden daha başarısız ve daha savurgan rakiplerinden, ekonomik olarak daha kötü görüntü vermek, yine iletişim sorunudur.
Sergen Yalçın ile halen sözleşme imzalanmamış olması (bazılarına göre Sergen Yalçın’ın halen sözleşmeyi imzalamamış olması) Beşiktaş camiasını ikiye bölmüştür. Camianın yarısı Sergen Yalçın’ın yanında yer alırken, diğer yarısı da Başkanın ve yönetiminin yanında yer almaktadır.
Peki, şampiyon olmuş, çifte kupa kazanmış bir kulüp nasıl oldu da böyle bir kaosun içine girdi?
Sorunun başlangıcı her şeyin kapalı kapılar ardında, şeffaf olmayan bir şekilde yapılmaya çalışılmasından kaynaklanıyor. Bizim halk gizemli işleri sever. Hani hep, kol kırılır yen içinde kalır diyoruz ya, işin aslı öyle değildir. O kırılan kol yen içinde kaldığında, kangren olup, kolun kesilmesine neden olur.
Şampiyonluğun üzerinden bir aydan fazla zaman geçmesine rağmen teknik direktör ve şampiyonluğa büyük katkı sağlamış futbolcularla anlaşma yapılamadı. Kaldı ki, hoca ile görüşmeler sezonun ortasından itibaren başlatılmış olmalıydı. Lig bitmeden imza atmak doğru gelmemiş olabilir ama bu, lig bitmeden görüşmeler yapılamaz demek değildir. Henüz Başkan ile Sergen Yalçın yüz yüze bir görüşme yapabildiler. Bugüne kadar aralarındaki iletişimi aracılar vasıtasıyla sürdürdüler. Yahu, siz aynı teknenin kaptanlarısınız, aracı vasıtasıyla görüşmek ne demek? Hâlbuki karşı karşıya oturup, sorunları konuşmaya başlasalardı çözüm süreci son derece hızlı ilerleyebilirdi. Ama bu iletişim köprüsü kurulmayınca, hem sorun çözüleceğine büyüyor, hem de ortalık yalan-yanlış bilgiden geçilmiyor.
· Sergen Yalçın astronomik rakam istemiş.
· Sergen Yalçın yönetimi transfere karıştırmak istemiyormuş
· Yönetim transferi kendi yapmak istiyormuş
· Yönetimin transfere ayırdığı miktar çok azmış.
· Yönetimde kulübe borç para verenler öncelikle kendi alacaklarını kurtarmak için transfer yapmak istemiyormuş
· …
Bu listeyi uzatmak mümkün. Bu argümanları öne süren basın mensupları ve internet fenomenleri, daha inandırıcı olabilmek için, referans kaynağı olarak ‘ismini paylaşmak istemedikleri’ BJK yöneticilerini göstermektedirler. BJK iletişim sorumluları da bu iddialar karşısında sessiz kaldığından, piyasadaki dedikodular hızla yayılmakta ve camiayı olumsuz etkilemektedir.
Spor Kulüpleri de diğer kurumlar gibi iki yönlü iletişim yapmak zorundadırlar. Bunlardan birincisi iç iletişimdir; kulüp başkanı, yönetim kurulu üyeleri, komisyon üyeleri, genel kurul ve divan kurulu üyeleri, profesyonel yöneticiler, çalışanlar, teknik heyet, sporcular gibi bileşenleri vardır. Dış iletişimin hedefi ise; yasal kurumlar, kamuoyu, medya ve taraftarlardır. Bu iletişim ağının işlemediği durumlarda, yanlış bilgilendirme ve dedikodu yaygınlaşır ve kulüp zarar görür.
İşte bugün Beşiktaş’ta yaşanan da budur!
Öncelikle, Başkan ve Sergen Yalçın’ın bir araya gelip, karşılıklı konuşmaları, sorunlara birlikte çözüm aramaları gerekir. Bu toplantılar sonucunda anlaşma sağlanamıyorsa, anlaşmazlık konuları iç ve dış iletişim kanallarından kamuoyu ile paylaşır. Bu paylaşımlar, düzenli ve eksiksiz yapılırsa, her türlü bilgi kirliliğinin önünü alır.
Beşiktaş iletişim sorumlularının derhal bu konuya el atıp, düzenli bir bilgilendirme mekanizması kurması gerekmektedir. Beşiktaş’ın iç ve dış paydaşlarının, iki kupalı şampiyon camianın yaklaşan yeni sezona sorunsuz başlayabilmesi için, aşağıdaki sorulara acilen cevap vermesi gerekmektedir:
· Teknik Direktör Sergen Yalçın ile sözleşme imzalanması neden gecikmektedir?
· Aboubakar’ın sözleşmesindeki hatalı opsiyon maddelerini kim ve neden imzaladı?
· Raschid Ghezzal ve Valentin Rosier ile neden sözleşme yapılamıyor? Görüşmeler ne durumdadır?
· Başta santrafor olmak üzere eksik mevkilere neden transfer yapılamıyor?
· Beşiktaş’a verilen takım harcama limiti neden GS ve FB’den daha az?
Sahi, tahminde bulunmaktan öte, bu önemli soruların cevaplarını net olarak bilen var mı? Kulüp yetkililerinin, hatta bizzat kulüp başkanın günaşırı demeçler verdiği, açıklamalar yaptığı bir ortamda, bu önemli soruların cevaplarının bilinmiyor oluşu, iletişim problemi değil ise nedir?