Şikeye bulaşmış bir hakemin davranışları ilk dakikalardan belli olur. Kazanmasını istediği tarafın sertliklerini daha ilk dakikalardan itibaren hoşgörü ile karşılayıp, diğer takımın her hareketine faul çalıp, gereksiz sarı kartlar göstererek moralleri bozmaya çalışır. Böylece rakibin dengesini bozarak daha çok hata yapmalarını ve önemli oyuncularının kırmızı kart görmelerini sağlar.
Kazanması gereken takımın ilk yarıda işi bitirmesi için faul ve ofsaytları görmez ve gol pozisyonları yaratmalarını sağlarlar. Yapılan istatistikler, şikeli maçların ilk on dakikasında istenilen skorun elde edildiğini göstermektedir.
Beklenen gol gelmezse penaltı pozisyonu yaratırlar ve genel olarak penaltılarını ilk yarıda verirler. Maçın son dakikalarında yarattıkları avantajlar veya penaltılar ise sonucu garanti altına almak içindir. Kazanmasını istediği takım şayet maçın son bölümüne 1-0 önde girmiş ise bu skoru garanti altına almak için bir ikinci gol gerekmektedir.
Yine yapılan istatistiklere göre, hakemlerin satın alınmasıyla şike %79 oranında başarı sağlıyor. Futbolcular satın alındığında ise bu oran %83’e çıkıyor. Yine de pek çok şike organizatörü hakemlerin satın alınmasıyla, onlara verilen paraya değecek kesin sonuç elde edilemeyeceğine inanmaktadırlar. Hakem sonuçta penaltıyı çalar ama topun gerisindeki oyuncu penaltıyı kaçırırsa hakemin yapacağı çok fazla şey kalmaz.
Yukarıda anlattığım şikeye bulaşmış futbolcu davranışları ile ilgili olarak ülkemizde gerçekleşmiş pek çok olayı burada örneklememiz mümkün. Ancak bu yazı ile amacımız, tüm taraftarlara yeni sezonda maçları izlerken kritik pozisyonları değerlendirmeleri için farklı bir perspektif kazandırmaktır.
Pozisyonları değerlendirirken olaya biraz şüphe katmak hiç de fena olmaz.
***
Daha detaylı bilgi için kaynak önerilerim:
Declan Hill - “Şike – Futbol ve Organize Suçlar” Arkadaş yayınevi, 2008
Brett Forrest – “Büyük Şike” Hyperion yayınevi, 2014
Adrew H-Jennings – “Faul – FİFA’nın Karanlık Yüzü”, Bilgi Yayınevi, 2007
Instagram