Hayri Cem Yazio: Futbolun Vebası: Şike

Futbol tarihimizin en kalitesiz sezonlarından birini izlemekteyiz. Stadyumlara gidemesek de tuttuğumuz takımları ekran karşısında desteklemeye devam ediyoruz.

Yenildiğimiz zaman üzülüyor, yendiğimiz zaman seviniyoruz. Her gün futbol konuşup, pozisyonları değerlendiriyor, derinlemesine yorumlar yapıyoruz. Rakip takımı tutan en yakın dostlarımızla, kırıcı, üzücü tartışmalara giriyoruz. Ama pek çoğumuz, sahada oynananın bir spor müsabakasından çok, senaryosu ‘hatırlı abilerce’ yazılmış bir tiyatro olduğunun farkına varamıyoruz.

Bu senaryonun ana çatısı şike üzerine kurulmuştur. Aktörleri; bu pisliğe bulaşmış futbolcular, hakemler, teknik adamlar, futbolcu menajerleri ve kulüp yöneticileridir. Yönetmenler ise; başta bahis şirketleri, mafya, polis ve siyaset dünyasından bazı ‘ağır abileri’dir. Bu tiyatro yeryüzünde her ülkede farklı bir dekor ve oyuncular eşliğinde sahneye konulmaktadır.

Yazımıza devam etmeden önce, işini dürüstçe yapan futbolcuları, hakemleri, teknik adamları, futbolcu menajerlerini ve kulüp yöneticilerini (ki bunlar çoğunluktadır) tenzih ediyorum. Genelleme yapma gibi bir niyetim asla yoktur. Sadece bu pisliğe bulaşanları kast etmekteyim.

Yazının amacı şikenin geri planını anlatmak olmadığından, sahada şikenin nasıl gerçekleştiğine göz atalım ve aktörlerin davranışlarını inceleyelim:

1) Kaleciler: Şikenin gerçekleşmesi için kilit adamlardır. Stratejileri çok basittir; iyi bir kalecinin yapacağının tam tersini yapmak.

Örneğin, rakiple karşı karşıya kaldığı pozisyonda bilinçli olarak kalesini terk etmeli ki, pozisyonun gol olma olasılığı yüksek olsun. Ya da durması gereken yerden bir metre geride durması yeterlidir. Forvet şutunu atınca topa var gücü ile atlar ama golü önleyemez. Ya da köşeye giden topu çıkartmak için tek elle hamle yapması gerekiyorken, çift elle yaparak uzanabileceği mesafeyi kısaltır ve bu hatayı ancak futbolu iyi bilenler fark edebilir.

Bir başka kaleci taktiği de yakaladıkları topu ellerinden düşürmektir. Bu tür pozisyonlar pek çoğumuzca masum bir hata olarak kabul edilir. Oysa kalecilerin futbolla tanıştıkları ilk derslerinde, hocalarının onlara anlattığı şey, ‘topu yakala ve onu tüm vücudunla sar’dır.

Bu ve diğer taktikleri kullanan kalecilerin gollerden sonraki genel davranışları hep aynıdır; en yakınındaki futbolculara deliler gibi bağırıp, sanki istem dışı masumane bir hata yapmış gibi dövünmeye başlarlar. Hatta abartıp kafalarını direklere vuranlar bile vardır.

2) Defans oyuncuları:  Şike için defans oyuncularını da işin içine katmak gerekir. Çünkü en ufak hataları golle sonuçlanabilir. Şike yapan defans oyuncusu, kalecisine öyle bir pas atar ki kaleci bu pası alamayacak ya da uzaklaştıramayacak mesafededir. Bu arada rakip oyuncu araya girerek kaleci ile karşı karşıya kalır ve golünü atar. Buna futbolda ‘intihar pası’ denilir.

Şikeci defans oyuncusunun bir başka taktiği ise, kaçak oynayarak rakip forvetin yanından geçip gitmesine müsaade etmektir. Bu oyuncu bir bek ise maç içinde süpürücü liberoya yardıma gitmez. Aynı şey stoperler için de geçerlidir; şike yapmışlar ise beklere yardıma gitmezler. Ama görüntüde yerlerini terk etmedikleri için görevlerini yaptıkları izlenimini verirler.

Bu tür oyuncular, kalenin beş metre yakınındayken, topu ayaklarından çıkartmak ve uzaklaştırmak yerine, rakibin üstüne gider ve topu kaptırırlar. Bazen de, ofsayt taktiği yapmak için orta sahaya kadar çıkarlar ama bir de bakarlar ki rakip forvet oyuncusu yanından geçip gitmiş.

3) Forvet Oyuncuları: Şayet şike yapılacak takımın forvet oyuncusunun gol ortalaması yüksek ise, sadece kaleci ve defans oyuncusu ile anlaşmış olmak yetmez. Onu da bu organizasyona dahil etmek gerekir.

Forvet oyuncularına biçilen rol ise şöyledir; Rakip defansın ayağından topu kapmasına olanak sağlayacak kadar topu ayağında tutmak, rakip defansın tam üstüne doğru dripling yaparak, topu kolayca kapmasına olanak sağlamak ve gol fırsatı yakaladığında ya topu kalecinin üzerine vurmak ya da dışarı atmak.

Forvet oyuncusu da kaleciler gibi, kaçırdıkları her golden sonra kendilerini yerden yere atıp, küfürler eder ve saçlarını yolarlar.

4) Orta Saha Oyuncuları: Tam kaleye yakın oynamadıkları için, şike operasyonunda kaleciler, defans oyuncuları ve forvetler kadar önemli değillerdir. Ama yine de maç sonucunu garantiye almak için onlar da devreye sokulurlar.

Şikeci orta saha oyuncularına biçilen görev ise şöyledir; rakip oyuncuların topu kendisinden kapmasına olanak sağlayacak kadar ayağında tutmak, sürekli geri pas yaparak takımın oyun ritmini bozmak, arkadaşlarının ortasına paslar atarak topun rakip tarafından kapılmasını sağlamak, geniş alanlara top atmayarak, topun kendi yarı sahasında kalmasını sağlamak.

Şikeci oyuncuların genel görüntüsü canını dişine takmış gibi oynuyor gözükmektir.

5) Hakemler: Şikeci oyuncular genellikle penaltı yapmaktan kaçınırlar. Zira penaltı yapıp, şimşekleri üzerine çekmektense, rakibin yanından gelip geçmesine müsaade etmek daha masumane görünür. Şayet maçta şike organizasyonu hakemle yapılmışsa, o zaman penaltılar devreye girer.

Şikeye bulaşmış bir hakemin davranışları ilk dakikalardan belli olur. Kazanmasını istediği tarafın sertliklerini daha ilk dakikalardan itibaren hoşgörü ile karşılayıp, diğer takımın her hareketine faul çalıp, gereksiz sarı kartlar göstererek moralleri bozmaya çalışır.  Böylece rakibin dengesini bozarak daha çok hata yapmalarını ve önemli oyuncularının kırmızı kart görmelerini sağlar.

Kazanması gereken takımın ilk yarıda işi bitirmesi için faul ve ofsaytları görmez ve gol pozisyonları yaratmalarını sağlarlar. Yapılan istatistikler, şikeli maçların ilk on dakikasında istenilen skorun elde edildiğini göstermektedir. 

Beklenen gol gelmezse penaltı pozisyonu yaratırlar ve genel olarak penaltılarını ilk yarıda verirler. Maçın son dakikalarında yarattıkları avantajlar veya penaltılar ise sonucu garanti altına almak içindir. Kazanmasını istediği takım şayet maçın son bölümüne 1-0 önde girmiş ise bu skoru garanti altına almak için bir ikinci gol gerekmektedir.

Yine yapılan istatistiklere göre, hakemlerin satın alınmasıyla şike %79 oranında başarı sağlıyor. Futbolcular satın alındığında ise bu oran %83’e çıkıyor. Yine de pek çok şike organizatörü hakemlerin satın alınmasıyla, onlara verilen paraya değecek kesin sonuç elde edilemeyeceğine inanmaktadırlar. Hakem sonuçta penaltıyı çalar ama topun gerisindeki oyuncu penaltıyı kaçırırsa hakemin yapacağı çok fazla şey kalmaz.

Yukarıda anlattığım şikeye bulaşmış futbolcu davranışları ile ilgili olarak ülkemizde gerçekleşmiş pek çok olayı burada örneklememiz mümkün. Ancak bu yazı ile amacımız, tüm taraftarlara yeni sezonda maçları izlerken kritik pozisyonları değerlendirmeleri için farklı bir perspektif kazandırmaktır.

Pozisyonları değerlendirirken olaya biraz şüphe katmak hiç de fena olmaz.

***

Daha detaylı bilgi için kaynak önerilerim:

Declan Hill - “Şike – Futbol ve Organize Suçlar” Arkadaş yayınevi, 2008

Brett Forrest – “Büyük Şike” Hyperion yayınevi, 2014

Adrew H-Jennings – “Faul – FİFA’nın Karanlık Yüzü”, Bilgi Yayınevi, 2007

Instagram

Popüler İçerikler

Galatasaray'ın Yıldızı Osimhen İçin Fenerbahçe Napoli ile Temasa Geçti
İzmir'de 5 Küçük Kardeşin Öldüğü Yangın Faciası: Bakanlık, Aileyi 18 Kez Ziyaret Etmiş!
İzmir'de 5 Küçük Kardeşi Öldüren Yangında Acı Detay: Kapıyı Kilitleyerek Giden Annenin İfadesi Ortaya Çıktı!