Bu endüstrinin girdilerini üretemezseniz, ithalat ile yola devam ederseniz, kısa süreli başarılar elde edebilirsiniz. Bu başarıların maliyeti ise, bilançonuzun terse dönmesi ve bütçe açığının geometrik olarak büyümesidir.
Türk futbolunun bugün geldiği nokta budur.
Türkiye Süper ligine bir göz atalım;
2020-21 sezonunda bu ligde mücadele eden 21 takımın kadrosundaki toplam oyuncu sayısı 603’tür. Aynı sezon Süper Lig'de 304 yabancı oyuncu mücadele ediyor. Geriye Türk statüsünde oynayan toplam 299 oyuncu kalıyor.
Yani oranlarsak, ligimizdeki futbolcuların %50,4’ü yabancıdır. Mevcut 299 Türk oyuncunun 61’i Avrupa yetişmiş ve Türkiye’ye getirilmiş futbolculardır. Bu oyuncuları da ‘ithalat’ kapsamına alabiliriz. Böylece Süper ligimizde oynayan ‘yerli’ oyuncu sayısı 238’e düşer. Yani ligimizde oynayan 603 lisanlı futbolcunun sadece %39,4’ü bu ülke topraklarında yetişmiştir.
Süper ligde top koşturan, Türkiye’de yetişmiş bu 238 futbolcunun önemli bir kısmı da forma şansı bulamıyorlar. İlk on birde oynayan futbolcuların çoğunluğu yabancılar ve yurtdışından gelenlerden oluşuyor.
Milli takımda da durum farklı değil; yurtdışından ithal edilmiş futbolcular çoğunluğu oluşturuyor. Bununla da yetinmeyip, yabancı futbolcuların bazıları devşirilip, Türk statüsünde oynatılıyor.
Türk sporunun hem kulüpler bazında hem de milli takımlar bazında başarısızlığının temel nedeni, kendi ülkesinde sporcu yetiştirememesidir. Sürekli ithalat yapılmaktadır. Bu ithalatın sonucunda bütçe açığı büyüdüğünden, kulüpler çok kaliteli yabancı oyuncu transferi yapamamaktadırlar.
Oysa yeterince yerli oyuncu yetiştirilebilse, her sene 5-6 vasat yabancı futbolcu ithal edilmek zorunda kalınmaz, bu futbolculara ödenen ücretlerle, çok kaliteli bir ya da iki futbolcu alarak uluslararası arenada çok daha başarılı olunabilir.
Dip Not: Galatasaray’ın UEFA şampiyonu olduğu kadroya baktığımızda, Tafarel, Popescu, Capone ve Hagi sahada görev yaparken yanlarında 7 yerli futbolcu oynamakta idi.
Instagram