1) Taraftarın belli bir bölümü Aboubakar’a parayı tercih ettiği için kızıyorlar.
Profesyonel futbolcuların daha iyi maddi koşullar sağlayan kulüplere transfer olmalarına hiçbir zaman olumsuz bakmadım. Profesyonel futbolcuların futboldan para kazanacakları süre kısıtlıdır. Dolayısıyla bu süre içerisinde kazanabileceklerinin maksimumunu kazanmak istemeleri doğaldır. Aboubakar’ın gidişini, bu açıdan, hiç negatif değerlendirmedim.
2) Taraftarın bir kısmı gitmesine üzülüyor ama oynadığı maçlarda attığı goller ve şampiyonluğa yaptığı katkıdan dolayı kendisine teşekkür ediyorlar.
Ben bu görüşe de katılmıyorum. Aboubakar, oynadığı her maçın, attığı her golün karşılığını maddi olarak fazlasıyla almıştır. Aboubakar, Beşiktaş’a gelmeden önce büyük bir sakatlıktan çıkmıştır. Bu yüzden, transferin son gününe kadar, Beşiktaş’tan başka bir talibi çıkmamıştır. Beşiktaş onun için
bir vitrin olmuş ve değerini artırmıştır. Transfermarkt gibi sitelerde bile Beşiktaş’a geldikten sonra değerini %100 artırdığı görülmektedir.
3) Taraftarların bir kısmı ise Aboubakar’ı sözleşmesindeki opsiyon maddesini suistimal etmekle ve kendisine basamak yapmakla suçluyorlar.
Bu görüşe kısmen katılıyorum. Aboubakar, sözleşmesindeki opsiyonu kendi lehine kullanmıştır. Ancak bunu yapış biçimi çirkindir. Daha da önemlisi, bu opsiyonun sözleşmede yer alması tam bir yönetim hatasıdır.
Şimdi bu konuyu biraz açalım:
Aboubakar, transferin son günü, başka kulüp bulamadığı için Beşiktaş’a gelmiştir. Dolayısıyla sözleşme şartlarının Beşiktaş’ın lehine olacak şekilde oluşturulması olasılığı yüksek idi. Sözleşmedeki opsiyon maddesi mealen şöyledir: Aboubakar 30 resmi maçtan az oynaması halinde sözleşmenin 1 yıl uzama opsiyonu ortadan kalkar.
Kim tarafından? Aboubakar tarafından.
Oysa doğrusu, Aboubakar 30 maçtan az oynarsa, Beşiktaş sözleşmeyi 1 yıl uzatma hakkını kullanmayabilir olmalıydı. Zira Beşiktaş’a sakat olarak gelen Aboubakar’ın tekrar sakatlanıp, istenilen performansı gösterememe riskine karşı Beşiktaş’ın kendini koruması gerekir.