Hayatta Kalma/ Survival Modunda Yaşamaktan Nasıl Çıkılır?

Belki de bu moddan kurtuluş için bir son çıkış arıyorsunuzdur. Tıpkı yıllar önce benim olduğum gibi…

Hayatta kalma modu; zar zor günleri geçirdiğimizi, geçindiğinizi söylemenin yeni bir yoludur. Aslında survival – survivor kelimesini, asıl amacın ölmemek olduğu oyunlarda ya da video oyunlarında duyduğumuz bir kelime gibi düşünüyoruz.

Hayatta kalma modu, “savaş ya da kaç” tepkimizle ilgili evrimleşmiş bir stres tepkisi esasen.

Ve çoğu insanda bunun içinde olduğunun farkında değil. Hatta belki de bu durumda olabildiği için şükür ederek hayatını geçiriyor. Ama acaba bizler bundan daha fazlasını hak ediyor olabilir miyiz? 

Ana sorumluluklar, varsa çocuklar, işler güçler, yönetilmesi gereken finansallar derken acaba bizler kendi potansiyelimizi yaşayamıyor olabilir miyiz? Herkesi yürüdüğü yoldan gitmeyi hayatın kendisi zannediyor olabilir miyiz?

Stres içinde yaşayan etrafınızdaki insanlara şöyle bir bakın... İki tür tepki verdiğini göreceksiniz: Savaşanlar ya da kaçanlar. Sürekli sizi yoran, üzen, belki yıpratan, sabrınızı zorlayan durumlara maruz kaldığınızda, kimileriniz sürekli olarak bunlarla kavga, gürültü, şikayet ve karşı taarruz şeklinde tepki veriyor olabilir. Kimileriniz ise kaçış veya donma halinde olabilir. Her ikisi de artık bu durumdan çıkmak zorunda olduğunuzun işaretidir. Çünkü survival moda girmiş ve kaybolmuşsunuzdur. 

Yani bedeniniz sürekli bir hayatta kalma modundayken, onun normal işlevine dönmesine izin veremezsiniz ve sonuç olarak kendinizi bitkin, hayattan kopmuş hissedersiniz. Bu durum bir süre daha devam ederse kendi kendinizi imha edebilirsiniz... Çünkü sistem bir yerden sonra error verecektir. Tıpkı bende verdiği gibi...

Şimdi ki bilincimle, yıllar sonra kurumsal iş hayatımın yoğun olduğu dönemler, hamile kalmaya çalıştığım yıllarım ve sonrasında anneliğimin ilk belki de beş yılı aslında çok açık bir survival modda yaşadığımı sonradan anladım. 

Her şeyi yetiştirme için aşırı çabam, her şeyi kendim yaparım bilinciyle çırpınmam, başarı için hırsla mücadele etme eforum, bitmeyen baş ağrılarım, göz hastalıkları, diğer taraftan içimde aslında hiç bir şeyleri yetiştiremediğimi hissetmem ve gerçekten mutlu olmama halim tamamen bu durumun etkisindenmiş. Çıkış arayışına geçtiğimden beri de açılan kapılar beni nerelere getirdi. Sayısız eğitimler, inzivalar, kitaplar... Arayan bulurmuş. Ve sonra o karanlıklardan çıkıp, aydınlığa varmak da mümkünmüş. Tıpkı şimdi sizin de bu satırları okuyor olmanız gibi... Konuyu sonra akademik çalışmalarla araştırdığımda, bu durumun kadın ve erkek bedeninde eril ortamlar dolayısıyla farklı etkiler ve sonuçlar yarattığını da anlamam bana sonra pek çok hediyeleriyle geldi. Sonraki aşamalar da böyle oluyormuş. Önce farkındalıklı yaşama oradan da bilinçli yaşama doğru açılan uzun bir yolculukmuş buradan çıkabilmenin  lütufları...

Hayatta kalma modu neye benziyor?

Her insan, stresle nasıl başa çıktıklarına bağlı olarak hayatta kalma modunu farklı şekilde deneyimler. Ancak çoğu durumda, bazen artan kalp hızı, kas ağrıları, ajitasyon hali, sinirlilik, depresyon ve daha fazlası gibi tipik fizyolojik stres tepkileri yaşayabilirsiniz. Diğer taraftan kendinizi sürekli bazı konuları erteler, sorumluluklardan kaçar, daha fazla yemek yer, yoğunlaşan cinsel tatmin arayışlarında kendinizi bulur, ya da isteksizlik yaşar, daha fazla para harcar ve hatta kimi zaman da tepki olarak daha fazla uyur halde de bulabilirsiniz. Kısa vadeli hazlar diyelim bunlara...

Güney Carolina, Columbia'daki Connected Therapy Practice'in sahibi Kevin Coleman, hayatta kalma modunu; bir kişinin kısa vadeli rahatlama için çok çaresiz olduğu için yalnızca kısa vadeli sonuçları göz önünde bulundurarak kararlar aldığı bir durum olarak tanımlıyor. Bu nedenle, hayatta kalma modundayken, en iyi uzun vadeli sonucu nasıl planlayacağımızı ve hazırlanacağımızı düşünemiyoruz çünkü kısa vadede biraz daha iyi hissetmek için çaresiziz. O yüzden belki de en lazım gelen işleri yapıyor, gerisini de düşünemiyoruz. 

İşin gerçeği özellikle finansal sorunlar yaşandığında bu moda geçiş daha kolay gibi görünse de yine çevrenizden maddi sorunları olmayanların da bu şekilde yaşamakta olduğu ve kanıksanmış düşünce kalıplarıyla bunun farkında olmadığını da söylemek mümkün.  

Neden hayatta kalma modunda yaşıyoruz?

Son birkaç yıl zor geçti. Küresel bir salgın, pandemi, ekonomik krizler, doğal afetler, depremler, kasırgalar, patlamalar, küresel gerilimler derken son yıllarda uğraştığımız şeylerin listesi sonsuz görünüyor. Sanki her an kötü bir haber alacakmışız gibi... Bu kadar kargaşa ve belirsizlik getiren başka bir zaman hatırlamıyorum. Tabii bütün bunların herkesin kişisel hayat hikâyelerindeki yansıması farklı oldu, oluyor. Kimi hastalandı, kimi yoksullaştı, kimi daha karamsar oldu, kimi yoldan çıktı, kimi gelecek umudunu yitirdi, kimi de hayat enerjisini kaybetti. Etrafımdaki çok insanın bu modda yaşıyor olmasına hiç de şaşırmıyorum, ya siz?

Hayatta kalma modunda yaşamayı nasıl durdurursunuz?

“Hayatta kalma modunda yaşadığımı fark ediyor ve burada ve şimdi bunu değiştirmeye karar veriyorum.” diyerek başlayabilirsiniz. 

Yani her şeyden önde farkındalık.  Ama her zaman 'Bitti' demek kolay değil. Binlerce yıllık evrimsel bir tepkiyi ve son yıllarda iyice tetiklenen ruh halini tabii ki sadece bu cümleyi söyleyerek değiştiremeyeceksiniz. 

Yine de hayatta kalma modundan çıkmak bir seçim. Nasıl mı?

Bu konuyu size önce bu moddan çıkış için önerilerimle detaylıca aktarmak istiyorum. Gayem sizi açıkçası bu moddan “Farkındalık modu” dediğimiz bir üst seviyeye çıkartabilmek...

İşte SURVIVAL MOD / Hayatta Kalma Modundan Çıkış Planında kullanabilecekleriniz... Umarım bu listede size de yardımcı olacak öğeler bulabilirsiniz.

1.Aile ve arkadaşlardan yardım isteyin.

Eskiler ne güzel söylemiş: Derdini söylemeyen derman bulamaz. Paylaşın, dertleşin, konuşun ve en doğal halinizle yardım isteyin. Ağlayarak ya da sinirlenerek değil. Konuşarak....

Bazen hayatta kalma modundayız çünkü kendi kapasitemize göre çok fazla şey üstleniyoruz. Belki de herşeyi düşünürken, çalışıyorsanız işlerinizi organize ederken, evi temiz tutarken, mutfak işlerini takip ederken, çocuklar varsa onların dünyalarını izlerken tek başınıza herşeyin üstesinden gelebileceğinizi düşündünüz. Ama gerçek şu ki, siz insan bedeninde yaşayan bir ruhsunuz, bir robot değil. Bir partnerden, arkadaştan veya aile üyelerinden yardım istemekte sorun yok. Mükemmel olmak zorunda değilsiniz. 

Bazı üzerinizdeki işlerden yardım alarak hafiflemenizden bahsediyorum. Örneğin yemek konusunda yardım, çocukların işleriyle ilgili yardım gibi. Her şeyi BEN yapabilirim, yaparım, yardım istemem kafasından çıkmaktan bahsediyorum. Ataerkil yanılgıların en büyüğü olan “mükemmel olacağım, ben mükemmel olmalıyım” düşünce yapısından vazgeçme zamanı geldi, geçiyor bile...

Hayatın zor hissettirdiği bir dönemi atlatmak için desteğe ihtiyacınız var. Bu yüzden sizi seven insanları bu dönemi atlatmanıza yardım etmeye çağırın. Siz farkına bile varmadan hayattan zevk almaya başlayacaksınız ve sadece hayatta kalmakla kalmayacak, başarılı olacaksınız. Çünkü odağınızı, enerjinizi başka şeylere verdikçe kendinizi daha iyi hissedeceksiniz.  

2.Kendinize mola/ molalar için zamanlar yaratın. 

İşte öz şefkatin temelinde olan ilk konu: Yorulduysanız durun. Sisteminizi daha çok yormayın. Bir kahve molası, bir banyo, bir yürüyüş ya da öylece oturmak, uzanmak... Kendinize karşı nazik olmanız ve kendinize zarafet ve şefkat göstermeniz önemlidir. Mola verebilmek için o günkü işlerinizi sıralarken ve hedeflerken kendinize haksızlık etmeyin. 

Zihninizi biraz esnetin...

Öncelikle her şeyi birden aynı anda yapamamak sorun değil. Size yardım edecek kimseniz yoksa bazı şeylerin kaymasına izin verebilirsiniz. Mesela aynı gün içinde ev işlerinizde kuruyan çamaşırların katlanması gerekmez. Yerlerin süpürülmesi gerekmez, oyuncakların kaldırılması gerekmez. O kadar önemli olmayan şeyleri belirleyin ve bırakın gitsinler. 

Bazı şeyleri eksik ya da kötü yapmak da sorun değil. Örneğin; tüm evi temizleyemeseniz bile sadece mutfak tezgahını silmek, tuvaletleri elden geçirmek bir başlangıç olabilir. Hatta o gün için yeterli de olabilir. Böylece “Vakit ayıramıyorum.” dediğiniz egzersize zaman kalsın. 

3.Kişisel bakım için zaman ayırın.

Mola zamanı oluşturduktan sonra, o zamanı size iyi gelecek farklı rahatlama modları ile geçirmelisiniz. İster 10 dakika, ister 30 dakika veya daha fazla vaktiniz olsun, gününüz hakkında daha iyi hissetmenize yardımcı olabilecek bir kişisel bakım yöntemi mutlaka vardır. 

Şimdi sıralayacaklarımı farklı gün başı, gün ortası ve gün sonu mola rutinlerinize mutlaka yerleştirebilirsiniz.

1. Kısa egzersizler: 30 dakika egzersiz yapmak mümkün değilse 5 dakika esneme 10 dakika ana egzersizi yapın. Emin olun, hiçbir şey yapmamaktan daha iyidir. Bunu bir rutine bağlarsanız bakın kendinizi nasıl da iyi hissedeceksiniz.

Bu anlamda Goddess Aplikasyonundaki Kundalini Yoga ısınma ve çakra serisi, Hatha Yoga uygulamaları hem zaman hem de etkili uygulamalar için size çok uygun olacak. 

2.Pozitif motivasyon veren olumlamalar, uygulamalar: Hepimize iyi gelen olumlamalar, mantralar vardır. Bunlar dönem dönem de değişir. Ama güne başlarken kendimize bunlardan bazılarıyla yardımcı olmak son derece bilinçli bir adım olur. Goddess öz sevgi & öz şefkat uygulamaları, nefes çalışmaları, bilinçli nefes kategorisindeki bazı uygulamalar tam da bu hayat enerjisini ateşini size vermek için... 

3.Meditasyon: Uzmanlar hayatta kalma moduyla başa çıkmanın en iyi yolunun farkındalık pratiği yapmak olduğunu söylüyor. Durup şimdiki anın gerçekliğini gözlemlemeye çalışın. Ardından, nefesinize dikkat edin. Nefes almaya odaklanmak, dikkatinizi tekrar bedeninize çekmenize ve zihinsel stresten uzaklaşmanıza yardımcı olur.

 Gün ortasında ve gün bitiminde de Goddess Aplikasyonundaki uygulamalar bu doğrultuda tasarlandı. Şefkat Temelli Mindfulness kategorisindeki uygulamalar, Eril ve Dişil denge kategorisindeki meditatif çalışmalar bu anlamda size gün arasında enerji toplamak için oldukça iyi gelebilir. 

Gün bitiminde ise uyku hijyeni için Goddess Uyku kategorisindeki meditasyonları düzenli bir şekilde uyguladığınızda sabah güne daha dingin, daha pozitif uyandığınızı göreceksiniz.

4. Günlük tutun, notlar alın.

Günlük tutmanın pek çok bilimsel kanıtlı faydaları var. Algıyı geliştirmek, odaklanmaya yardımcı olmak, stresi azaltmak gibi. Hatta inanamayacaksınız ama bağışıklık sistemi hastalıklarına, eklem ağrılarına iyi geldiği de araştırmalarla ortaya çıkmış. Sadece bu yüzden Goddess Günlük bölümünü önemsiyoruz. 

Onun dışında da gün içinde kişisel farkındalıklarınızı yazın, notlar alın lütfen. Günlük bölümündeki ilgili güne not edin: Şu gün, şöyle oldu, şunu fark ettim, gibi… Bunlar hayatınızı survival modda değil, farkındalık modunda yaşamanıza inanılmaz yardımcı olacak, inanın bana… 

Bunu pekiştirmek için her akşam derin bir nefes alın ve kendinize şunu sorun:

Bugün bana ne iyi geldi ? Neden ? 

Sakince kalın ve düşünün. Sonra günlüğe yazın… Bu sorunun cevabı sizde nasıl zihinsel tozları havalandıracak, kaldıracak görün…

5.Planlama yapın. 

Hayatta bazı başarılar, bazı mutluluklar tesadüf değil. Planlama ve zaman yönetimi sizin elinizde. Lütfen ihmal etmeyin. O hafta neler yapacağınızı, ertesi gün neler yapabileceğinizi ya bir gün önceden ya da o günün sabahı planlayın. Hem işlerinizi, hem molalarınızı, kişisel bakım rutin ve rituellerinizi kapsayan bir plan olsun bu. 

Ben her hafta pazar günü o haftanın planını gözden geçirerek haftaya başlarım. Hatta sorarım kendime: 

“Bu hafta neyi/ neleri tamamlarsam kendi varlığımın farkında olacağım?” 

6. Zamanınızı yönetmeyi seçin. 

Zaman herkes için çok kıymetli ama asıl kıymetli olan neye ne kadar zaman ayırıp içini nasıl doldurduğunuz. Siz nelere zaman ayırmak istiyorsunuz önce bunda lütfen net olun?

İşinize, kendinize, varsa çocuklarınıza. Gerekirse çok dağılıyorsanız, sosyal medyada, dizilerde vs. zaman kaybediyorsanız uyarıcı olsun diye alarm kurun. Tıpkı sabah kalkmakta zorlanıyorsanız en güzel çözümün alarm kurmak olduğu gibi. 3 kere de erteleseniz sonra artık yavaş yavaş vücut ritminiz ona kendini uyumlayacak. 

Diyelim ki spesifik bir iş bitirmek istiyorsunuz. Onun için kendinize başlamadan önce süre verin. Ayırdığınız zaman bir saat ise bir saat sonraya kurun alarmınızı. Size o vakit için kendinize bir küçük hedef gibi olur. Bazen odaklanarak makale/ blog yazısı yazdığım zaman böyle yapmak bana çok iyi gelir. 

Diğer taraftan, Goddess sabah ve akşam rutinlerinizi uygulamanın içinden istediğiniz saate kurmanız size yardımcı olacak. 

7. Ailenizle ve arkadaşlarınızla vakit geçirin. 

Bunu görev olsun diye listenize koymadım. Gerçekten onlarla olmayı seçin ve o anın içinde keyifle kalın. Gülün, eğlenin. Hesap kitap konuşmayın. Bildiğiniz dalga geçin, hayatı esprilerle, kahkahalarla geçirdiğiniz saatler olsun. Anı bırakın. Anılar biriktirin… 

Kısacası, deyim yerindeyse kendinizi kasmayın. Kendiniz gibi olun. Burası sizin en büyük konfor alanınız olsun. 

Hepinizi şefkatle kucaklıyorum. 

Linktree

Instagram

'Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio'       

Popüler İçerikler

18 Yaşındaki Şampiyon Balerin Eylül Sıla Ilgaz, Aile Evindeki Odasında Ölü Bulundu
"Bana Bilmediğim Bir Şey Söyle" Akımına Gelen Tıkanan Muhabbeti Açmalık Bilgiler
Galatasaray'ın Yıldızı Osimhen İçin Fenerbahçe Napoli ile Temasa Geçti