İnsan hayatta kalmaya programlanmış bir varlık sonuçta! Dengemizi kaybeder gibi olduğumuzda ani bir refleks ile tutunacak bir şeyler aramamız, yanlışlıkla bozuk şeyler yediğimizde istemsizce istifra etmemiz, tehlikeli durumlarda içgüdüsel olarak hayati organlarımızı koruyacak şekilde pozisyon almamız... Bunlar gibi bir sürü örnek daha; hepsi de hayatta kalmak dürtüsünün nasıl da hücrelerimize, adeta tüm varoluşumuza kodlandığını gösteriyor. Bu dünya üzerindeki varlığımız, bedenimiz kesinlikle yaşamak istiyor!
Peki ne oluyor, neler yaşanıyor ya da neler değişiyor ki; insanın en güçlü dürtüsü olan, hayatta kalma içgüdüsünü dahi aşarak canımıza kendi irademizle kıyacak hale geliyoruz?
Mevzu biraz derin... Konu: İntihar!
Aklı başında hangi insan yaşamak ister ki? Sadece katlanıyoruz. Bu dünyayı sevenler hasta bence. Instagrama, paraya, güzelliğe, popülerliğe aşık olanlar normal değil asıl onların durumu intihardan daha kötü.
“Gerçek bir intihar acelesiz, disiplinli bir kesinliktir. İnsanlar kestirip atar, intihar korkaklıktır diye. Saçma. İntihar muazzam bir cesaret gerektirir.” - Bulut Atlası
Sadece bir kez hissettim bu duyguyu.O da kardeşimi bütün vücudu şişmiş şekilde acil serviste yatarken gördüğüm gündü.Yanindan ayrılırken şu nehre atlasam ne olur diner mi acım demiştim . yapmadım yapamadım.Birkaç saat sonra da kardeşim gitti o düşünce de bana kaldı acı da.