Yoğun hislerin, yoğun acılarla var olduğuna inanıyoruz. Zorluklarla dolu ilişkiler, tek taraflı aşklar hikayeleriyle bizleri her zaman etkiler. Fakat psikologların yaptığı açıklamaya göre eğer bazı şeyleri bu kadar romantik hale getirmez isek, hayatlarımız daha da iyi bir hal alır. Detayları sizler için derledik.
İnsanlar, ilişki ne kadar acı doluysa sevgi de o kadar büyüktür diye düşünür. Fakat psikologlara göre sağlıklı bir ilişkide sürekli acının yeri yoktur. Uzmanlar ailelerimizin ilişkileri ile kendi ilişkilerimiz arasında bir bağ olduğunu söylüyorlar.
Psikoterapist Robin Norwood'a göre, bir kız çocuğunun babası ile iletişimi kuvvetli değilse ilerleyen zamanlarda yetişkin olduğunda kendisine karşı ilgisiz bir erkek seçer. Çünkü ilgi çekmeye çalışmak ve karşılığında hiçbir şey elde edememek normal bir davranıştır onlar için. Ayrıca Norwood'a göre ebeveynleri madde veya alkol bağımlısı olan çocukların ilerleyen yıllarda sorunlu ilişkiler yaşaması daha muhtemeldir.
Son zamanlarda yönetmeler filmlerde ve programlardaki ana karakterlerin çekici sosyopatlar olmasını tercih ediyorlar. İletişim konusunda kötü olsa da çekiciliği ile herkesi etkileyen Sherlock karakterini hatırlayın. Hayranlar, beklenmedik anlarda onun duygularını ifade ettiğini görmeye bayılıyorlar.
Gerçek hayatta ise bu tarz insanlarla iletişim kurmak zordur. Çünkü sosyopat kişiler şefkat, suçluluk ve aşk gibi duyguları bilmezler.
Yalnızlık her zaman çekici karakterlerin bir parçası olmuştur. Dünya üzerindeki kimse onları gerçekten anlayamaz. Dünyanın geri kalanıyla bağlarını koparma durumu, etraflarında insanlar varken bile olur. Nörolog John Cacioppo'nun teorisine göre, yalnızlık hissine de ihtiyacımız vardır. Ama bu his yalnızca geçici olduğunda iyidir.
Eğer birisi kronik olarak yalnızlık hissi yaşıyor ise, sonuçları oldukça ciddi olabilir ve uykusuzluk, depresyon ve sağlık sorunları yaşanabilir. Bilim insanlarına göre yalnızlık kalp ve damar hastalıklarının esas tetikleyicisidir.
Draco Malfoy ve Jim Moriarty gibi kötü karakterler oldukça çekici görünürler. Fakat gerçek hayatta bu tarz insanlarla beraber olmak, sıkıntılı psikolojik durumlara neden olabilir.
Hemen hemen herkesin bildiği Stockholm Sendromu evde de görülebilir. Bu durumda çiftlerden biri diğerine sürekli psikolojik veya fiziksel şiddet uygular. Şiddete maruz kalan partner ise bunu gerçekte de böyle zanneder ve suistimal eden kişinin davranışlarını aklamaya odaklanır. Bazı insanlar agresif partnerlerinin değişebileceğine ve onları sevgileriyle kurtarabileceklerine inanırlar. Psikologlar ise agresif kişi bir sorunu olduğunu fark etmeden düzelme yolu olmadığını söylerler.
Bugünlerde sigara, alkol ve uyuşturucu gibi bağımlılık yapıcı maddeler oldukça popüler. Hatta alkol, bazı kültürlerin vazgeçilmez bir parçası olarak görülüyor. Bir sigara ve bir bardak viski üzgün olan insanlar için oldukça iyi görünüyor. Hatta bazı sanatçılar ve müzisyenler kullandığı için uyuşturucu bile romantik bir hal alıyor.
Psikologlara göre ise insanlar bu kötü alışkanlıkları bu kadar romantize ettikleri için tehlikenin farkına varmıyorlar. Hatta çocuklar bile zamanla alkol olmadan kutlama olmayacağı fikrine alışıyorlar. Bazı bilim insanları alkolün, uyuşturucudan daha tehlikeli olduğunu çünkü alkolün daha kolay erişilebilir ve daha popüler olduğunu söylüyorlar.
Son zamanlarda özellikle Instagram bloggerları, depresyonda olmanın herhangi bir zararı yokmuş gibi davranıyorlar. Fakat depresyon, anoreksiya ve diğer psikolojik sorunların veya yeme düzensizliklerinin herhangi bir çekici yanı yoktur. Medyada bunlar romantize etmek, insanların yaptığı küçücük hataların ve başarısızlıkların bile psikolojik sorunlarla açıklanmasına neden oluyor.
Sahip olmadığınız psikolojik rahatsızlıklara sahipsiniz gibi davranmanıza gerek yok. İhtiyacınız olmayan ilaçları kullanmanız ise hiç doğru değil. Kendisini herkesten farklı hissetmek için psikolojik sorun arayışında olan insanların arkasında gerçekten yardıma ihtiyacı olanların görülmediğini unutmayın.
Birçok insan sosyal hayatlarının bir parçası olarak hayır işi yapar ama yetimhanelere yardım etmek oldukça ciddi bir sorumluluk gerektirir. Psikologlara göre, yetimhanede kalan çocuklar bazı çocukların ödüllendirildiği yarışlardan nefret ederler ve kendilerini kötü hissettikleri için ödülü kazanandan alıp zarar vermeye çalışırlar. Bazı gönüllüler yetimhanede kalan çocukların, tanımadıkları kişilerden gelen hediyelerden olumsuz etkilendiklerini iddia ediyorlar. Çünkü birilerinin kendilerine bir şeyler vermesine alışıyorlar. Gerçek şu ki, gerçek hayatta işler öyle yürümüyor.
Bu nedenle yetimhanede kalan çocuklara hediyeler verirken oldukça dikkatli olmak zorundayız. Gönüllülere göre çocukların hediyeden çok ilgiye ihtiyacı var. Bu nedenle onları ziyaret etmek, onlarla zaman geçirmek çok daha önemlidir. Fakat psikologlara göre eğer birilerine yardım etmek istiyorsanız, bunu düzenli olarak yapmanız gerekiyor. Çünkü size alıştıkları zaman uzak durmanız çocukların psikolojisini olumsuz yönde etkiliyor.
'Yaratıcı dağınıklık' şimdilerde oldukça moda! Fakat iş yerini veya evi temiz tutamamak birçok soruna neden olabilir. Bilim insanları bir şeyleri ertelemek ile düzeni devam ettirememe arasında bir bağ olduğunu söylüyorlar. Uzmanlara göre dağınık bir ev depresyona neden olabilir ve bu da zamanla daha da kuvvetli hale gelir.
Psikologlar kullanmadığınız eşyaları hemen kaldırmanızı öneriyorlar. Eğer bunu azar azar her gün yaparsanız, bütün günü temizlik ile geçirmek zorunda kalmazsınız.
Filmlerde ve reklamlardaki hamile kadınlar her zaman çok mutlu görünürler. Modeller ve sanatçılar ise doğum sonrası mükemmel vücutlarını paylaşırlar. Psikologlar is televizyonda ve dergilerde gördüğümüz her şeyin gerçeklikten farklı olduğunu kabul etmemiz konusunda bizi uyarırlar. Her durum bireyseldir ve elbette hamileliği kolay geçen kadınlar vardır. Fakat hamileliğin romantik olduğunu düşünürken veya bir kadının hayatının en güzel zamanı olduğunu iddia ederken dikkatli olmalısınız.
Doktorlar ise insanların, bebek beklemenin kadınların hayatındaki riskleri unutmamasını tavsiye ediyorlar. Birçok sağlık sorunu yaşanabileceğini görmezden gelmemelisiniz. Ayrıca birçok kadın fiziksel görünüşündeki değişimlere hazır olmuyor. Fakat hamilelik sırasında veya doğum sonrasında illaki vücutta değişimler yaşanacaktır.
Eskiden çocuklar oyuncu, astronot veya veteriner olmak isterdi. Bugün ise geleceğin mesleği sorulduğu zaman en çok alınan cevap blogger olmak! Fakat blogger olmak için de gerçekten çok çalışmak gerekiyor. Ayrıca sürekli göz önünde olmak da hislerinizi olumsuz yönde etkileyebilir. Serbest çalışırken bir yandan da iyi kazanmak istiyorsanız, belli başlı bir deneyiminiz ve sabit müşterileriniz olması gerekiyor. Bu da gerçekten yıllar süren bir çabanın sonucu olarak gelişiyor.
Psikologlara göre evden çalışmak da insanları olumsuz olarak etkileyebilir. Çalışanlarla birlik hissi olmaması ve iletişim eksikliği insanların depresyona girmesine, sosyofobik olmasına, internet bağımlısı olmasına ve önemli bir şey yapmıyorlarmış hissine kapılmasına neden olabilir. Ayrıca bu şekilde çalışan insanlar oldukça disiplinli çalışmak zorundadırlar ve hastalık izni, haftalık izin veya tatil izni kullanmamaya hazırlıklı olmalılar.
'Ben neysem oyum, kendimi değiştirmek istemiyorum.' şeklindeki popüler düşünce aslında sanıldığı kadar sağlıklı değildir. Eğer birisi kıyafet seçmek, derli toplu görünmek veya sıklıkla ellerini yıkamak konusunda sıkıntı yaşıyor ise bu büyük bir soruna işaret edebilir. Psikologlara göre eğer birisi dış görünüşüne ve bedenine bakıyorsa, hayatından memnun demektir.
Psikologlar, yaptığımız her şeyin bizi tatmin etmesi gerektiğini söylerler. Kendimizi sevmiyor isek, ayna karşısında kendimize iltifatlar ederek bu sevgiyi geliştirmemiz gerekiyor. Ayrıca insanların sizi sevebileceği özelliklerinizi keşfetmelisiniz.
yalnılıktan vazgeçemem . Topluma karışsam durum daha kotü olur
Liste eksik. Yutubur'lar neden yok. Ayrıca her boka fenomen diyenler ve onların haran olduğu fenomensiler de yok.
Sosyopatlık ve yalnızlık dışındakiler çok da sıkıntı değil. Seviyorum sosyopatlığımı.