Hayatlarımızdan Vazgeçmiyoruz! Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Gününde Kadınlar Neden #İtaatEtmiyoruz Diyor?

25 Kasım, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Ve Uluslararası Dayanışma Günü... Her yıl olduğu gibi bu yıl da haklarımızdan ve hayatlarımızdan vazgeçmeyeceğimizi hatırlatmak için sokaklarda olacağız ve erkek şiddetine de tecavüzcüyü, tacizciyi koruyan yasalara da #İtaatEtmiyoruz diyeceğiz.

1. Türkiye'de neredeyse her gün en az bir kadın en yakınındaki erkekler tarafından öldürülüyor ve sistematik olarak şiddete maruz kalıyor.

Türkiye'de 2010 yılından bu yana 1915 kadının erkekler tarafından öldürüldüğü kayıtlara geçti. Kıskançlık, aşk, namus kisvesi altında işlenen cinayetlerin faillerine de iyi hal indirimi gibi gerekçelerle yeterince caydırıcı cezalar verilmiyor.

2. Üstelik kadınların sahip olduğu hakları da kısıtlamaya ve gasp etmeye yönelik yeni yasalar gündeme getiriliyor.

Kürtaj yasaları, boşanmaları engellemeye yönelik ve aile içi şiddeti örtbas etmeye neden olacak arabulucuk, müftülük yasası gibi hem haklarımızı hem özgürlüklerimizi hem de mevcut şiddet durumlarının göz ardı edilmesine yönelik yasalar gündeme getiriliyor.

3. Sistematik bir şekilde elbirliğiyle "makbul kadın" zihniyeti dayatılmaya çalışılıyor.

'Makbul kadın' zihniyetiyle kadınların evlenme, boşanma, eğitim alma, çalışma gibi haklarını gasp edecek gerek yasalar gerekse söylemlerle kadınların yaşama alanı hedef alınıyor. Kızlı-erkekli yaşıyorlar, kadın dediğin kahkaha atmayacak, mini etek giymeyecek gibi söylemlerle yaşam alanlarımıza yapılan saldırılara elbette ki itaat etmiyoruz diyeceğiz.

4. Caydırıcı cezalar almayan tacizci, tecavüzcü sokaklarda elini kolunu sallaya sallaya dolaşırken; biz kadınlar ise gece sokakta tedirginlikle yürüyoruz.

Bir kadının özellikle gece tek başına sokakta yürürken aklından binlerce senaryo geçmemesi imkânsız. Çünkü kendimizi güvende hissetmiyor ve tedirginliklerimizle boğuşuyoruz. Birtakım 'kadınca önlemlerimizle...'

5. Böylece tek başına yürürken kendimizi nispeten güvende hissedeceğimiz alanları kendimiz yaratmaya çalışıyoruz.

Her birimizin önlemi farklı farklı olsa da hepimiz tek bir amaca sahibiz: 'Başımıza bir şey gelmesin.'

6. Ama sokakta arkamıza bakmadan yürüyebilmek, günün her saati kendimizi güvende hissedebilmek ve kendimizi güvende hissedebilmek için önlemler almak zorunda hissetmemek istiyoruz.

Evimizin anahtarını başımıza bir şey gelirse kendimi savunurum düşüncesiyle değil sadece kapımızı açmak için kullanmak istiyoruz mesela.

7. Gece eve dönerken mümkün olduğunca kalabalık olan yerlerden yürümeye, mümkün değilse ıssız yerlerde yolun en ortasından yürümeye...

8. Yalnız sanılmayalım diye telefonda biriyle konuşuyormuş gibi yapmaya...

9. Çantamızda, elimizde, cebimizde biber gazı, deodorant, parfüm gibi kendimizi bir nebze olsun güvende hissettiren nesneler taşımaya...

10. Ve bindiğimiz taksinin plakasını en yakınımıza göndermeye, bindiğimiz dolmuşta tek kaldıysak inmemiz gereken yerden daha önce inmeye mecbur bırakılmak istemiyoruz.

Erkek şiddetini, tacizi, tecavüzü önleyebilecek hiçbir çabanın olmadığı yerde kendi önlemimizi kendimiz almaya, evimize sağ salim varmaya çalışıyoruz. Erkek şiddetinin, önlenmeyen kadın cinayetlerinin ve iyi hal indirimlerinin her birimizde birer travmaya dönüştüğünü çok iyi biliyoruz.

11. Evde yalnızken çalan kapıyı açmak için bile evde tek olduğumuz anlaşılmasın/düşünülmesin diye çeşitli önlemler almak zorunda kalmak da istemiyoruz.

Evde biri varmış gibi konuşuyoruz, bazen kapıyı açmıyoruz, bazen belki de evde kimse yok sanılsın diye sesimizi bile çıkarmıyoruz...

12. Erkek şiddeti ve kadın katliamı fıtrat ve kader gibi söylemlerle normalleştirilerek, toplumsal cinsiyet hakkı çiğneniyor.

İnatla erkek ve kadının eşit olamayacağını, fıtratlarının buna uygun olmadığını söylenerek eşitsizlik normalleştirilmeye ve demokratik ve evrensel bir hak olan toplumsal cinsiyet eşitliği hakkı çiğnenmeye çalışılıyor.

13. Kadınlar, şiddetten kaçıp korunma talep edip korunma altındayken de öldürülüyor, kadın sığınaklarının güvenliği ise yeterince sağlanmıyor.

Öldürülen kadınların büyük kısmı ya koruma kararı çıkarmaya çalışırken ya da koruma altındayken öldürülüyorlar. Kadın sığınakları ise gerek kapasite gerek fiziki koşullar gerek de yeteri kadar güvenlik önemlerinden mahrum...

14. Yaşamak, hayatlarımıza sahip çıkmak için; ölmemek için öldüren tüm kadınlar için meşru müdafaa hakkı da görmezden geliniyor.

Kendisine silah zoruyla tecavüz eden adamı öldüren Nevin Yıldırım, kendisine şiddet uygulayan ve fuhuş yapmaya zorlayan kocasını öldüren Çilem Doğan, kendisine fiziksel ve psikolojik şiddet uygulayan eşini öldüren Yasemin Çakal'ı unutmayın...

15. Velhasılıkelam hayatımız, haklarımız, özgürlüğümüz ve geleceğimiz için itaat etmiyoruz diyoruz...

Bize dayatılan kalıpların içine girmeyi de reddediyoruz. Çünkü biz bir kişi daha eksilmeyeceğiz... 💪💪💪

Son olarak 25 Kasım'da sokaklardayız!

İlgili twit silinmiş ya da sahibi tarafından gizlenmiş.

Popüler İçerikler

Kızılcık Şerbeti'nin Görkem'i Özge Özacar'dan Pembe'nin Osmanlı Tokadına Yanıt
Sosyal Medyada Süren Öğretmenlik Tartışması: Az Çalışıp Çok mu Maaş Alıyorlar?
Gazeteci Özlem Gürses TSK Hakkındaki İfadeleri Nedeniyle Gözaltına Alındı
YORUMLAR

Yaşasın Kadın Hakları - Yaşasın Özgürlük,Eşitlik,Demokrasi!

22.11.2017

Sevdiğim hareketler bunlar..

22.11.2017

Kadın düşmanı çomarlar gelmeden şu yorumu da şuraya bırakayım.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ