Hayatınızın Ne Kadar Sıradan Olduğunu Anlayacaksınız! 50 Ülke, 300 Şehir Gezen Macera Ruhlu Murat'la Tanışın

50’nin üzerinde ülkede 300’ün üzerinde şehre seyahat gerçekleştiren maceraperest ruhlu bir gezgin ve fotoğrafçıdan bahsedeceğiz bugün: Murat Ayrancıoğlu

Yaptıklarını okuduğunuzda, çektiği fotoğrafları gördüğünüzde hayatınızın aslında ne kadar sıradan bir şekilde devam ettiğini anlayacaksınız.

Murat, seyahatlerinin önemli bir kısmını tek başına gerçekleştiriyor. Avrupa’nın neredeyse tamamı, Afrika, Orta Doğu, Kuzey Amerika, Güneydoğu Asya, Uzakdoğu ve Okyanusya ayak bastığı yerler arasında.

Fakat o, gezdiği ülkeleri sayıdan ziyade deneyimlerle ölçümlemeyi tercih ediyor.

Standart bir seyahat ona göre değil. Bir seyahati gerçekleştirecekse oranın kültürü, tarihi, mutfağı kadar orada edinebileceği eşsiz deneyimleri araştırıyor.

Bugüne kadar yaptığı bazı ekstrem deneyimlerinden bahsedince hak vereceksiniz:

Tonga adasında 50 tonluk kambur balinalarla açık denizde yüzdü!

Kardeşinin ona doğumgününde hediye ettiği “365 Gün Yapılacak Şeyler ve Onların Yapılabileceği En İyi Zaman“ kitabına göz gezdirirken, daha önce defalarca hakkında belgeseller izlediği, iki defa da farklı ülkelerde teknelerden izlediği balinalarla Pasifik’in en ücra köşesindeki minicik bir adada yüzülebildiğini öğrenince hemen harekete geçmiş.

Bu çok kısıtlı bir deneyim olduğu için ancak iki senelik bir uğraş sonucunda balinaları izleyebilmek için kendine yer bulabilmiş.

Art arda 4 uçuşla Tonga'ya varabildikten sonra sabahın erken saatlerinde balinaları bulmak için harekete geçmiş.

1.5 saatlik tekne yolculuğu boyunca nazlı devleri aramış ve sonunda bir anne ve yavrusunu tespit etmiş.

Nazik bir kuyruk hareketi ile bir insanın 20 palette gidebildiği mesafeyi kolayca gidebilen balinalara yetişebilmek için çok hızlı ve kuvvetli bir şekilde yüzmesi gerekmiş Murat'ın.

Annesinin hemen altında yüzen, en fazla 1 haftalık yavrunun bile kendisinden 5-6 kat büyük olduğunu o yaklaştıkça anlamış.

Balinalarla olan ilk karşılaşmasında mutluluk gözyaşlarını tutamamış Murat.

Bunu o kadar sevmiş ki, bir hafta boyunca bu nazik devlerle defalarca yüzmüş.

Annenin 30 metre derinde uyurken yavrunun yüzeyde onunla oynaması, 50-60 tonluk bir kütlenin sudan neredeyse tüm bedenini havaya fırlatarak diğer erkeklere meydan okuması ve daha pek çok muazzam ana tanıklık etmiş.

Çernobil'in etkisini yerinde görüp, hayalet şehir Pripyat'ı da gezmiş.

Bu fotoğrafın 1986’da yaşanan patlama sonucunda yaşanan sızıntı nedeniyle yüzlerce insanın doğrudan, binlerce insanın da dolaylı olarak ölümüne sebep olan Çernobil Nükleer Santrali'nin 3 km yakınındaki Pripyat şehrinde olduğunu öğrenince, ilk fırsatta orada tanıştığı Ukraynalıları da şaşırtacak bir hareketle Çernobil’deki meşhur 4. reaktörün önünde ve hayalet şehir Pripyat’ta bulmuş kendini.

Terk edilmiş okullar, sosyal tesisler, ortalıkta öylece duran oyuncaklar hem hüzünlü hem de korkunç bir filmden kareleri andırıyormuş.

Bir diğer macerası ise, Fuji Dağı’na tırmanıp gündoğumunu izlemek olmuş.

Bir arkadaşından Fuji’ye teknik dağcılık bilgisi olmadan tırmanılabildiğini öğrenmiş ve 3,776 metreden gündoğumunu izleme kararı almış.

Gece dahil toplamda 12 saatlik çetin bir tırmanıştan sonra sabahın ilk ışıklarında, bulunduğu devasa dağın önündeki bulut denizini izlemiş ve zirvenin hemen altındaki devasa kraterin büyüklüğüyle mest olmuş.

Güney Afrika’da köpek balığı ile dalmak gibi bir deneyimi de yaşamış.

Bulunduğu tekneden sarkıtılan yem, Murat'ın içinde bulunduğu kafese doğru çekilirken köpek balığı da keskin dişlerini göstererek üzerine doğru hamle yapmış.

Bu muhteşem hayvanı çok yakından doğal ortamında görmek bile hem bu güzel yaratığa hem de doğaya saygı duymak için yeten ve artan bir sebep hiç şüphesiz.

Filistin’de Banksy eserlerinin peşine düşmüş.

Banksy’nin Batı Şeria’da İsrail baskısı ile yaşayan Filistinlilere dikkat çekmek için yaptığı eserleri yerinde görmeye gitmiş.

Bu vesileyle Beytüllahim, Ramallah gibi Filistin’in ünlü yerleşimlerindeki günlük yaşama da şahit olma fırsatı bulmuş.

Bu sayede medyanın insanların algısını gerçekten bağımsız olarak ne kadar yanıltabilecek güce sahip olduğuna da ilk elden şahit olmuş.

Kuzey Kore’de 1 hafta geçirmek gibi çok uç bir deneyimi de bulunuyor. Herkes ağustos ayında denize giderken o tehlikeli bir ülkeye adım atmayı tercih etmiş.

Orada Savaş Müzesi’ne gitmiş, Sovyet döneminden kalma metroya binmiş, tamamı kurucu lider Kim Il Sung tarafından yazılmış kitaplarla dolu kitabevini ziyaret etmiş, toplu bir kutlama esnasında halkın arasına karışıp onların danslarına eşlik etmiş.

Kot pantolon emperyalistlerin kıyafeti olduklarını düşündükleri için yasakmış ve her türlü kutsal kitabı bulundurmak ömür boyu hapis sebebiymiş. Tabii bu baskının verdiği hissi ancak oraya giden anlar.

Serbest gezmek yasakmış ve bir gruba 2-3 rehber eşlik etmek zorundaymış.

Yeni Zelanda seyahatinde paraşütle atlayıp, onun üzerine 135 metreden bungy jumping yapıp, hemen üzerine dünyanın en büyük salıncağında(300 m) sallanmak gibi adrenalin dolu bir faaliyeti var.

Burada kuzeyden güneye yaptığı araba yolculuğu ve yolda gördüklerinin yeri apayrımış onun için.

Bu seyahat, adrenalin anlamında bünyesinin sınırlarını zorlamış.

Önce 4,500m’den paraşütle atlayıp, üzerine 135 metreden (FSM Köprüsü 170m) bungy jumping yapıp, hemen ardından da dünyanın en büyük salıncağından(300m) sallanmış.

Halen aklına o gün geldikçe midesinde bir boşluk hissi beliriyormuş.

Dahab’da büyük mavi deliğe de dalmış.

Dalışa gittiği Sharm El-Şeyh’te dünyadaki iki meşhur mavi delikten birinin olduğunu öğrenmiş.

*Mavi delik temel olarak sığ bir zeminde aniden derinleşen habitat oluyor.

Zaten bir su altı cenneti olan Mısır’da böyle bir deneyimi yaşamamak olmazmış.

İzlanda gibi bir doğa harikasının üzerinde küçük bir uçakla tur atmış, ama bu yeterli gelmeyince bir de karavanla etrafında tam tur yapmış.

Burada kendi bindiği küçük uçağa ilaveten İzlanda nehirlerinin volkanik siyah kumlu yataklarını fon alıp fotoğraflamak üzere arkadaşıyla birlikte sarı bir uçak da tutmuş.

Bu coğrafyanın güzelliğini takdir etmek için havadan görülmesi şartmış.

İzlanda’ya toplamda 3 defa gitmiş ve her gidişinde bir öncekinden daha da fazla aşık olmuş.

Son gidişinde güzel bir ekiple, İzlanda etrafında, iki karavan ile 9 günlük bir seyahate çıkmış.

Gece gündüz inanılmaz manzaralar, müzikler ve anılar eşliğinde tam olarak 1,800 km yol yapmış.

Özellikle büyük şehirlerde yaşayanların çok farkında olmasalar da, siz görmek isterseniz doğanın size inanılmaz şeyler sunduğunu vurguluyor.

Murat’ın ekstrem maceralarına ve eğlenceli anılarına tanık olmak için Instagram’dan ve YouTube’dan kendisini takip edebilirsiniz.

Popüler İçerikler

Boks Tarihinin En Pahalı Maçı Öncesi Mike Tyson, Jake Paul'a Tokat Attı!
Yeni Sezonda TV Ekranları Fena Karıştı: 5 Dizinin Ertelendiği Sezonda 6 Dizi Şimdiden Final Yaptı!
Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho ile İlgili İspanya'dan Transfer İddiası Var
YORUMLAR
03.11.2018

Sayın Erkan Bey, ele aldığınız yazının başlığı beni gerçekten çok rahatsız etti. "Hayatınızın ne kadar sıradan olduğunu anlayacaksınız..." İlk olarak soracağım soru sıradandan kastınız nedir? İkinci olarak, sıradan olmak kötü bir şey midir? Aynı zamanda bu yazdığınız başlık son derece aşağılayıcı ve insanların kendilerini kötü hissetmelerine sebep oluyor. Bu kadar gezen bir insan ya kendisi çok zengindir, ya sponsorları fazladır ya da çok kötü koşullarda kalmayı kafaya takmayan bir maceraperesttir(Rotasız Seyyah gibi). Her insan zengin değildir, her insan zorlu koşullara dayanıklı olmayabilir. Böyle insanlara siz sıradansınız bakın o sıradışı ve muhteşem, bakın ve kıskanın ezikler, etkisi yaratacak türden bir başlık atmanızdaki amacınızı çözebilmiş değilim. Eğer amacınız bu değilse bile verdiğiniz izlenimin böyle olduğunu bilmelisiniz.

04.11.2018

Onedio editörleri bir rüzgara kapıldı gitti zaten. Hepsi popülist olaylara yenik duygularını böyle galeri adı altında lanse ediyorlar. Bir nevi paylaşıyorlar. Ama sonuç sizin dediğinize çıkıyor işte, ama bunu fark edemiyorlar. Aynı zamanda da galeri reklam kokuyor.

03.11.2018

Nereden geliyormuş peki değirmenin suyu

03.11.2018

Hayatım hiç de sıradan değil, ben 75 ülke gezdim.. ayrıca bunu reklam da yapmıyorum .. Hiç bir web sitesi yada blogum yok.. Çünki kendim için geziyorum .. Para ve zaman kısıtı olmadığı müddetçe herkes Gezer! Ayrıca kuzey Kore’ye giden ilk Türk çelebi Alper’dir.. azıcık araştırma yapın işkembeden sallamayın editör 🤨

TÜM YORUMLARI OKU (25)