Hep başarılı olmak için tavsiye verecek değiliz ya? Başarısızlık peşinde koşanlar için de bir reçetemiz var.
Hep başarılı olmak için tavsiye verecek değiliz ya? Başarısızlık peşinde koşanlar için de bir reçetemiz var.
İşler sizin o an motivasyonunuzun olmamasından daha kıymetlidir kesin. Biraz dinlenip berrak bir zihinle çok daha yüksek verimle çalışmak varken masanızdan kalkmayın, beliniz ağrıyorsa bu da emeğinizin bir parçasıdır herhalde.
Hayatta herkesin bir amacı olmak zorunda mı? Herkes bunun için bizi itekliyor olabilir fakat başarıların izini sürmeyi bir yarış olarak görmeye gerek yok. Bahaneler biriktikten sonra anlamlı görünmeye başlayacaktır zaten.
O kadar emek verdiniz, hayattan aldığınız zevk azalmış olsa ne olur? Durduğunuz yeri beğenin, kimse gerçekten mutlu değil zaten. Bir süre sonra düzelir, olmadı yeni bir adım atın, bir evcil hayvan edinin birlikte. O da olmadı evlenirsiniz.
Bir yere çağırıldınız ancak yapmanız gerekenler var, olsun. Evet deyin, diğer insanları kırmaktansa yapılacak işinizi erteleyebilirsiniz ya da o işi tamamen yok sayabilirsiniz. Önemli olan insanların sizin hakkınızda ne düşüneceği değil mi? Bunu dert ediyorsanız işi gücü bırakın, ne istiyorlarsa ne teklif ediyorlarsa evet deyin.
Belki acil bir şeyler gelmiştir, hem kendinize gelene kadar yatakta üç beş dakika daha kalacaksanız biraz düşünmek ya da sessizliğin tadına varmak yerine beyninizi meşgul tutun. Her an telefonumuzu yanımızda tutmanın bir getirisi, hiç sıkılmıyoruz. 😍
Vücudunuz için gerekli maddelerin salgılandığı saatlerde uyumayın, biraz WhatsApp biraz Instagram derken yatakta da olsa vakit geçirin. Hem alarmla zaten uyanıyorsunuz, daha erken kalkıp güne huzurla başlamak, belki birkaç sayfa kitap okumak... Başka zaman yaparsınız.
Evde yapacak olsanız her gün en az bir saat uğraşacaksanız, dışarıda sipariş verseniz tam anlamıyla doymayacaksınız. Hamburger, pide, kebabı iyi yapan yerler de varsa vurun siparişi gelsin.
Bu dünyaya bir kez geliyorsunuz zaten, istediklerinizi yapamayacaksanız bunca çalışmanın anlamı ne? Maaşınızın yüz katı fiyatta arabalar alın, bir maaşınızı vereceğiniz takılar alın, hiç gitmeyeceğiniz spor salonlarına yazılın ve en geç yılda bir telefonunuzu değiştirin, bir miktar kredi çekmeniz gerekse bile. Borç yiğidin kamçısıdır da diyorlar, tam da bu lüksler için bu atasözünü hatırlayın.
Hayatta bazen birilerinin sırtına basmanız gerekebilir, kendinizi mutlu ederken başkalarını mutsuz etme ihtimaliniz de olabilir. Bir ihtimal, hem kendinizi hem de bir başkasını mutlu etme şansınız olabilir. Tüm bu olasılıklarda da sadece kendi çıkarınızı düşünün, insanlarla işiniz bitene kadar iyi olun. Sonuçta sizin hayatınız, odakta siz olmalısınız.
Haksız mıyız?
Okuduğum en haklı pasif agresif içerikti.
Her hatanızda suçu başkasına atın, başkası sizi hatalarınıza karşı uyardığında üste çıkmak için onun dandanakan savaşı zamanlarında yaptığı hatayı yüzüne vurun, bunu huy edinin.
how to waste your life diye bir video vardı ona çok benzettim böyle içerikler kesinlikle daha etkileyici ama yesman'de adam her şeye evet dedikten sonra hayatı değişmişti orda biraz takıldım :D