İnsan ilişkilerinde bazen öyle çıkmazlara giriyoruz ki hayatımız bir anda kabusa dönebiliyor. İşte bu gibi açmazlarla karşılaştığınızda uyguladıktan sonra günlük hayatta sizi bir adım öne taşıyacak, sırtını bilime dayamış psikolojik yöntemleri aradık, taradık, bulduk.
Hararetlenen tartışmalarda karşı karşıya durulduğunda karşınızdaki kişinin bilinçaltı sizi daha saldırgan olarak kodlayacak. Yanında durduğunuzda böylesine bir yanlış anlaşılma ortadan kalkacak, daha sağlıklı bir tartışma ortaya çıkabilecek.
Burada sabırlı olmaktan bahsetmiyoruz, şayet karşınızdakine bir tepki verirseniz onun istediğini yapmış olacağınızdan bahsediyoruz. Kontrolün sizde olduğunu sakinliğinizi koruyarak gösterin, sizin yetki duvarınızı aşamayacağını öğrenecektir.
Bir senaryo düşünelim... Sohbet içerisindesiniz, karşınızdaki kişi kendisi için önemli bir konuyu anlatıyor. Ona bu hislerini paylaştığınızı anlatmak için kurduğu cümlelerden birini tekrarlayıp o cümlesi üzerine onu tasdik eden birkaç kelime söylemeniz o konu üzerine dakikalarca konuşmanızdan bile etkili olabilir.
Örneğin iki kişinin konuşurken onlara yanaştınız ve bir şeyler söylüyorsunuz. Eğer sadece başlarını size doğru çevirip bedenlerini eski pozisyonda tuttularsa muhtemelen konuşmaya katılmanızı istemiyorlardır. Bir tavsiye olmamakla birlikte aksi durumda gönül rahatlığıyla onlara dahil olabilirsiniz.
Böyle durumlarda ise bu yardımı isteme biçimimiz çok şeyi değiştirebilir. Gerçekten yardıma ihtiyacınız olduğunu hissettirebilmek için yardım istediğiniz kişiye 'Yardımına ihtiyacım var.' demeyi deneyin. İşe yarayacak.
Konuşmaya devam etmek yerine sorunuza yanıt alamadığınızı ifade eden birkaç saniyelik boşluğu karşı taraf da fark edecek ve aradığınız yanıtı size verecektir.
Aslında kendinizi değil beyninizi kandırıyorsunuz böyle yaparak ve siz inandığınız sürece kendinizi hayal bile edemeyeceğiniz şeyleri öz güvenle yaparken bulabilirsiniz.
Bu psikolojik etki size daha önce ihtiyacınız olduğunda yardım eden kişilerin yeniden yardım etme olasılığının daha fazla olduğuyla ilgili. Hatta bu kişilerin yardımınıza koşma olasılığı sizin yardım ettiğiniz kişilerden bile daha fazla.
Karşınızdaki kişiyle konuşurken birkaç dakika önce öğrendiğiniz ismini sık sık tekrarlayın, böylece anılarınıza o ismi eklemlemeniz kolaylaşacak ve muhtemelen bir daha unutmayacaksınız.
Belirsizlik içeren ifadelerden olabildiğince uzak durun, 'eminim' demeyi 'sanırım' demeye tercih edin.
Ama çok da abartmayın... Karşınızdaki insanda sizi onaylama refleksi uyandıracak ufak bir hareketle manipülasyonlara mahal vermeden anlattıklarınızı onaylatabilirsiniz.
Buna 'beden dillerini eşitleme' diyebiliriz. Misal, sizinle konuşurken sakin ve tepkisiz gibi görünüyorsa bunu kişisel olarak algılamak yerine ona uyum sağlayın. Coşkun bir kişilikse yine siz de onun temposunu yakalayın.
Ayakkabı bağlamanın teorisini anlatıyor olsanız bile eğlence, duygusallık veya merak konuları uyandırmayı başarırsanız karşınızdaki kişiyi konunun içerisinde tutabilirsiniz.
Siz sakız çiğnemeye başladığınızda beyniniz ortada bir yemek yenme durumu olduğunu düşünecek ve problemi bir süreliğine erteleyecek. Beslenirken esnada tehlikelerden uzakta olduğunuzu varsayıyor beynimiz, bu da bize rahatlamak için bir fırsat sunacak.
Uzun lafın kısası, insan zihni bir labirent ama doğru yolu biliyorsak bu labirentin şifrelerini çözmek elimizde.