Bazen dur dememek daha iyidir... Bazen de değildir.
Bazen dur dememek daha iyidir... Bazen de değildir.
Her şeyi üzerinize alınmayın. Bir ilişkinin bitiyor oluşu illaki sizinle, sizin özelliklerinizle, insanlığınızla, sevgili oluşunuzla ilgili olmayabilir. 'Dur' dediğiniz insan belki duramayacak kadar acı çekiyordur, sizinle hiç alakası olmayan sorunlarını halletmesi lazımdır. Her şey sizinle ilgili olmak zorunda değil, bu sefer de farklı hayatların peşinden koşun, zararı yok.
Siz fark etmiyor olsanız bile ilişkiniz sizi de yiyip bitiriyor olabilir. Zarar verici bu ilişkinin temizlenmesi, hayatınızın tekrar saf bir hale gelmesi için bu gidişe ikinizin de ihtiyacı olabilir. Belki ilk başta fark etmeyebilirsiniz ama zaman geçtikçe anlarsınız.
Bazı insanlar özgür (!) yaşam peşindedir, bir ilişkiyi böyle çekip giderek bitirmek onlar için çok süper bir şey olabilir. Bu gidişle hayatta bir şeyler başardığını düşünüyor olabilir, bırakın gitsin, zaferinin tadını çıkarsın.
Belki onu duymadınız? Çığlıklarını işitmediniz? Yardım sinyallerini görmediniz veya görmezden geldiniz. Gitmemek için çok direndi ama siz hiç kal demediniz belki. Şimdi de dur demenizin bir anlamı yok, çünkü bir süre sonra yeniden duymamaya başlayacaksınız. İkiniz için de en iyisi bu belki, gitmesi.
Ya da bu ilişkiyi başından beri sürükleye sürükleye diri tutmaya çalışan sizdiniz. Belki ilişkiniz baştan ölü doğmuştu da bugüne kadar canlı tutmak için çırpındınız. Biraz siz de dinlenin artık, sürüklemeyeceğiniz, omuzlarınızın üzerinde taşımak için perişan olmayacağınız bir ilişkiye yelken açın artık.
Dur demek ile arkasından bakmak arasında bir değerlendirme yaptığınız da belki de onu serbest bırakmak durdurmaya çalışmaktan daha kolaydır, her ikiniz için de.
Bir bağımlılıktan kurtulmak, yenilenmek için bir şans elde etmek olarak bakın. Hayatınızın merkezi haline getirdiğiniz, onsuz nefes bile alamaz olduğunuz, her şeyiniz sandığınız insanın gidişine izin vermek kendine güveninizi artıracak, kendinizi toparlamanız için size bulunmaz bir fırsat sunacaktır.
Fark edin, artık bazı şeyler siz bir aradayken olmuyordu. Birbirinizden keyif almayı bırakmıştınız, sırf bir ilişki yaşıyor olmak için ilişki yaşıyordunuz. Bırakın gitsin, siz de bir bağımlılığınızdan kurtulup arının.
Bir kere gitmek istedi mi bir taraf, ilişkideki güven temelinden sarsılır. Siz durdurabilseniz bile o eski güveni tesis etmeniz mümkün olmayacaktır. Bir kere gitmek isteyeni durdursanız bile artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak bunu kabul edin.
Bu ilişkinin bitişinin dünyanın sonu olmadığını, hayattaki esas öznenin siz olduğunuzu görmeniz için buna ihtiyacınız var. Tek başınıza ayakta durabileceğinizi, mutlu olabileceğinizi, yeniden arkadaşlarınızla keyifli zamanlar geçirebileceğinizi görmeniz lazım.
Hiç terk edilmeden ömür geçiren var mı? Ama öyle ama böyle ayrılık acısını yaşamadan hayatı anlayan, onunla mücadele eden var mı? Bırakın gitsin ve siz bu acıyla baş etmeyi öğrenin.
Bir daha ne zaman gitmek isteyecek? Bu soru asla peşinizi bırakmayacak, her hareketinden, her mimiğinden bir şeyler çıkarmaya çalışacaksınız. Fark etmeden üzerinizde stres birikecek, sinirli, gergin biri olup çıkacaksınız.
Artık her tartışmanız bir intikam alma çabasına dönüşecek, ister istemez dudaklarınızdan sıklıkla 'sen de gitmek istemiştin!' cümlesi dökülecek, sürekli bunu onun başına kakacaksınız ve gün gelecek kavgalarınız güzel zamanlarınızın önüne geçecek. Bununla yaşamayı öğrenemeyecekseniz bırakın gitsin.
Hayatta nerede durduğunuzu, kim olduğunuzu, acılarla nasıl baş ettiğinizi görmenizi sağlayacak. Siz olgunlaştırıp, güçlendirecek. Size mutlaka bir şeyler katacak, kendinizi tanımanız için size bir fırsat sunacak. Bazen dur dememek iyidir, en azından bunu göreceksiniz.