Çünkü bazılarımız için hayat parmak ucunda...Bu nedenle de ayaklarını göstermeye utanır ve hayatın boyunca açık ayakkabı giyemeyeceğini kabullenirsin.Ama bu; düşünülenin aksine bale dünyasında istenilen bir durumdur. Dizin aşırı güçlenmesinden kaynaklanan ve sonradan gelişen bu eğrilik sayesinde 'arabesque' gibi bazı hareketler ve çoğu duruş çok daha kolay yapıldığı gibi görüntü olarak da daha zarif durur.Türkiye'de böyle bir mağaza olmadığı için asla mükemmel pointe'i bulamaz, olanla idare edersin. Bir de her yurt dışına gidenin eline tutuşturduğun beyaz a4 üzerine çizilmiş ayak çizimin vardır ki asla istediğin gibi bir şey gelmez.Bir de onu silmesi var tabi. En başta için acıyarak, kıyamayarak silerken, makyaj kalıntılarını çıkartamayarak geçirdiğin uzun zaman sonra suratını zımparalamaya başladığını fark edersin.Ama ne zaman ihtiyacın olsa, bir tane bile bulamazsın.Her daim performans için hazırlıklı olman gerekir.Ama her zaman en iyisini yapmak zorundasındır.Çünkü seni bir tek onlar anlar...Ama yinede en iyisi klasik olandır, bilirsin.Dansla -özellikle de baleyle- ilgili çok az sayıda film var da ondan.Her bulduğun yerde vücudunu esnetmen gerekiyormuş gibi düşünürsün.Ankaralılar için: Evet, evet biliyorum, Tara kapandığı için çok üzgünüz.İnsanların garip bakışlarına da aldırış etmezsin.Aslında o narin yapının altında hepsinden daha güçlüsündür.