Şebnem Ferah, kendini rock müziğine adamış efsanevi bir sanatçıdır. Uzun zamandır konser vermemesine rağmen şarkılarıyla gündemden bir an bile hala düşmüyor. Tarzı, sesi, kişiliği ile herkesin imrendiği Şebnem'in hayatına biraz göz ucuyla bakalım!
Şebnem Ferah, kendini rock müziğine adamış efsanevi bir sanatçıdır. Uzun zamandır konser vermemesine rağmen şarkılarıyla gündemden bir an bile hala düşmüyor. Tarzı, sesi, kişiliği ile herkesin imrendiği Şebnem'in hayatına biraz göz ucuyla bakalım!
Şebnem'in lise yıllarında kurduğu bu grup, kadınlardan oluşan rock grubunun ne kadar sağlam olabileceğini gösterdi. O dönemler rock müzik yapmak delilik gibi bir şeydi. Fakat o sahnede dimdik durarak inanılmaz bir iz bıraktı. Sonra grup dağıldı ve Şebnem tek başına devam etti.
1996 yılında yayımladığı 'Kadın' albümü, Türk rock müzik tarihine altın harflerle kazındı. O albümde yer alan “Yağmurlar”, “Vazgeçtim Dünyadan” ve “Bu Aşk Fazla Sana' şarkıları şu an bile hit şarkılardan düşmüyor!
Liseden sonra ODTÜ’de sosyoloji bölümüne girdi ama müziğe olan tutkusu her zaman daha öndeydi. Üniversiteyi bırakıp İstanbul’a taşındı ve Mimar Sinan Üniversitesi’nde müzik eğitimi almaya başladı. İyi ki de bu kararı vermiş demeden edemiyor insan.
Eğer Şebnem Ferah'ın konserine bir kere bile gittiyseniz o gece yorgunluktan bayılıp 2 gün aralıksız uyumuş olabilirsiniz. Şebnem, sahneyi adeta yaşıyor! Bazen öyle bir an geliyor ki, şarkıyı söylemeyi bırakıp seyircisine bırakıyor. Seyircilerini kendi şarkılarını söylerken izlemeye resmen aşık...
Şebnem Ferah’ın hayatında en zor dönemlerden biri, ailesini kaybettiği zamanlardı. Önce annesini, sonra babasını kaybetti. Bu olaylar onu derinden etkiledi ve şarkı sözlerine de yansıdı. Özellikle “Perdeler”, “Sil Baştan”, “Gözlerimin Etrafındaki Çizgiler” gibi şarkılar da bu duygusal sürecin parçaları olmuştur.
Şebnem Ferah, her konserinde kendini daha da aşıyor. Bir kere sahnede 3 saate yakın performans sergileyerek resmen maraton koşmuştu! “Tamam, artık bitti” derken bir daha, sonra bir tane daha sesleri eşliğinde şarkı söylemeye bayılıyor.
Şebnem Ferah, özel hayatını magazinden uzak tutmayı tercih ediyor. Şarkılarında yaşadığı duyguları derinlemesine anlatmasına rağmen, kendi özel hayatı hakkında pek konuşmayı tercih etmez. Bu yüzden hakkında çok fazla dedikodu ya da magazinsel bilgi bulamazsınız.
Şebnem Ferah, sadece sert rock müzik yapmakla kalmadı, aynı zamanda senfonik konserler de düzenledi. 2007’deki “Senfonik” konseri, onun müzikal anlamda daha geniş bir kitleye ulaşmasını sağladı. Şu an bile hala sosyal medyada üzüntüyle paylaşılan ve 'Keşke orada olmak nasip olsaydı!' denilen efsanevi bir konserdir.
Şebnem Ferah’ın müzik yolculuğu aslında çocukluk yıllarında başladı. İlk sahip olduğu enstrüman mandolin olsa bile daha sonrasında ruhunu en yansıtan enstrümanı, yani gitarı buldu. Lise yıllarında gitar çalmaya başladı ve kısa sürede müziğe olan yeteneğiyle dikkat çekti.
Bugün dev sahneleri dolduran Şebnem Ferah’ın ilk sahne deneyimi oldukça mütevazıydı. Ortaokul yıllarında, Yalova Halk Eğitim Merkezi’nde ilk kez sahneye çıktı. O gün küçük Şebnem'i izleyenler, bugünü bilselerdi ne hissederlerdi acaba?
Hayran olduğum tek sanatçı, büyük ozan. Ama bu öyle bir hayranlık ki, sanki dostluk gibi de. Ergenlikten başlayarak genç kızlığıma ve kadınlığıma eşlik etti daima şarkılarıyla. Beni ben yapan şeylere sözleriyle katkı yapmış bir ruhtur. Kendini çok özletti yıllardır fakat naza çekiyor diyenler haksızlık ediyor bence. Çünkü 10 Mart ayini dahil başka konserlerine de gitmiş biri olarak sahneden gördüğü o sevgi seli manzarasından vazgeçmesi çok zor olmalı insanın, başka bir şey vardır. Şu an arkada Koridor çalıyor usul usul, bu sesin bana iyi gelmediği bir an hiç olmadı. İyi ki varsın Şebom. 🥹