Hrant Dink, muhalefet edenlere yönelik baskıların artmasının, toplumsal barışa ve demokrasiye zarar verdiğini savunarak, İmamoğlu’nun tutuklanmasını şiddetle eleştirirdi. Dink, bireysel haklar ve toplumsal özgürlüklerin korunması gerektiğini savunarak, İmamoğlu’nun durumu üzerinden, Türkiye'deki hukukun üstünlüğüne yönelik ciddi eleştirilerde bulunabilirdi.
Dink, Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması gibi olayların toplumda daha büyük bir kutuplaşmaya yol açabileceğini öngörebilirdi. Bu durumda, Dink, toplumun birbirini daha iyi anlaması ve toplumsal barışın sağlanması için bir çağrı yapar, gerilimleri artırmak yerine daha yapıcı bir dil kullanılması gerektiğini savunurdu.
Dink, siyasi kutuplaşmanın Türkiye'yi daha fazla böleceğini ve halkın birbirini anlamasının önemini vurgulardı. Tutuklama olayının ardından toplumun bir arada kalması ve uzlaşma adına daha fazla çaba gösterilmesi gerektiğini anlatır, bu tür olayların sadece siyasi figürleri değil, tüm halkı etkileyen olaylar olduğunu dile getirirdi.
Dink, Türkiye'nin demokratikleşme sürecinde önemli bir adım olarak gördüğü insan hakları ve özgürlüklerin her koşulda korunması gerektiğini vurgular, İmamoğlu’nun tutuklanmasını hukukun üstünlüğü ve sosyal adalet açısından ciddi bir tehdit olarak değerlendirirdi. Bu bağlamda, adaletin her birey için eşit ve adil olması gerektiğini savunurdu.
İmamoğlu’nun tutuklanmasının sadece bir siyasi figürün cezalandırılması değil, toplumu susturmanın ve baskı altına almanın bir yolu olduğuna dikkat çekerdi. Türkiye’deki özgürlüklerin her geçen gün daha fazla kısıtlanmasından endişe duyar, buna karşı çıkmak için her türlü platformda sesini yükseltirdi.
kayahan ve barış mançoyu hiç göremezdiniz ortalarda %100. levent kırca zaten şimdiye kadar 10 kere tutuklanırdı hatta silivride yatarken şafak baskınıyla daha bi ekstra tutuklanırdı.
Bu kadar boş ve gereksiz bir içerik görmedim
Ahmet Kaya muhtemelen diğer dem partililer gibi başına kuma gömerdi.