Mutlu olmak istiyorum ama kesin sonra çok üzüleceğim diyenleri buraya alalım...
Mutlu olmak istiyorum ama kesin sonra çok üzüleceğim diyenleri buraya alalım...
Bu içerik hazırlanırken Wannart ve Science Alert sitelerinden yararlanılmıştır.
Evet insan doğasını hala çözemediğimiz bu günlerde, fobilerimiz arasında mutluluk da yer alıyor. Şaşırdık mı, hayır! Büyük ihtimal çoğumuzun yaşadığı bir ruh değişimi de diyebiliriz.
Varsayımlar üzerine kurulu Cherophobia ya da mutluluk fobisi, insanların geçmişte yaşadığı olaylardan dolayı mutlu olduğu zaman, beraberinde kötü olayların geleceği düşüncesini yenememesi üzerine cereyan etmektedir.
Hepimizin hayatında umutsuzluğa düştüğü, geldi mi hepsi birlikte geliyor diye söylenerek geçirdiği zamanları olmuştur. Aslında 'zaman içerisinde geçti o dönemler artık geride kaldı' desek de, küçük buhranlarımız zamanla duygusal hafızamızda yer ederek, zaman içerisinde travmalara dönüşebiliyor.
Sadece sosyal çevrenizi kısıtlamakla bitmiyor aynı zamanda ciddi çöküntülere sebep olan mutlu olmayı bilememe durumu, zamanla ciddi boyutlara ulaşabiliyor.
Şimdi kulağa amaan tırt gibi gelse de, aldatılan bir insanın yerine koyun kendinizi. Güven duvarlarınızın bir bir yıkıldığı o ana dönelim. Tam olarak hayatınız boyunca bir daha nefessiz kalana kadar gülemeyecek olmak, bir insana yeniden güvenemeyecek olma psikolojisi gibi şartlanan ve zor yıkılan bir algı.
Cherophobia toplumdan topluma farklılık gösteren bir sıkıntı. Batı toplumlarında refah düzeyinin yüksek olması sebebiyle insanlar mutlu olmasını biliyor diyebiliriz. Lakin çeşitliliğin, kargaşanın, değişimlerin sık olduğu toplumlar da bir o kadar mutlu olmaktan korkuyor.
Tüm bu dertlere rağmen yine iyiyiz demek yerine biz de insanız mutlu olmaya hakkımız var demek bile bir başlangıç olabilir.
Bizden söylemesi, mutluluk mutsuzluk getirmez, güldüğünüz için başınıza bir şey gelmez sadece hayatınızda bir şeyler değişir ve bu değişiklikler zaman zaman sizi mutlu etmeyebilir.
Bir çok insana mantıksız gibi gelebilir fakat bu korkunun altında aslında dini inanışlar var. Şöyle ki kutsal kitapların bize yok olduklarını, helak edildiklerini söylediği, tarihi olaylarla da örtüşen bir takım hadiseler bu korkuya neden oluyor. Düşünce sistemi şu: Çok eğlenirsen, türkçesiyle azarsan, başına bir bela gelir.