Çeşitli sebeplerle yas sürecine girebiliriz. Yas sürecine giriş sebebimiz farklı olabileceği gibi, kayıp karşısında verdiğimiz tepki de tamamen kendine özgüdür. Ama unutmayın ki hayat devam ettiği sürece her zaman yapılabilecek bir şeyler vardır…
Çeşitli sebeplerle yas sürecine girebiliriz. Yas sürecine giriş sebebimiz farklı olabileceği gibi, kayıp karşısında verdiğimiz tepki de tamamen kendine özgüdür. Ama unutmayın ki hayat devam ettiği sürece her zaman yapılabilecek bir şeyler vardır…
Yaşanan kaybın hemen ardından kişiye bir hissizlik çökebilir. Bu hissizlik nedeniyle kaybı yaşayan kişi her şeyin bir rüyadan ibaret olduğunu düşünebilir. Duygusal bir boşluk hissi, uyuşukluk ya da gerçeklikten kopma gibi durumlar ortaya çıkabilir. Çünkü beyin, yoğun acıya karşı kendisini korumak için duyguları bastırabilir.
Artık hissizlik evresi yavaş yavaş sona ermeye başlarken bir anda gerçekliği reddetme durumu da beraberinde onu izleyebilir. Bu evrede kişi, kaybın gerçek olduğunu kabul etmekte zorlanır ve hissizlik evresinde de görülen hiçbir şey olmamış gibi davranma davranışına yönelebilir. “Böyle bir şey nasıl benim başıma gelir?” veya “Bu gerçek olamaz” cümleleri sıklıkla tekrarlanır. Kaybın yavaş yavaş kabul edilmesi sürecine geçiş için önemli bir aşamadır.
Artık yavaş yavaş kayıp kabul edilmeye başlanmıştır ve bu kabulleniş beraberinde öfkeyi de getirir. Kaybı yaşayan kişi yaşananlara karşı büyük bir öfke besleyebilir, suçlayacak birini veya bir neden aramaya başlayabilir. Acıyla başa çıkmak için öfke kullanılabilir. Bu öfke zararlı değil, duyguların duşavurumu için bazı durumlarda yararlı bile olabilir.
Öfke ile gelen bu evrede artık yas sürecinde suçlamaları kişi kendisine bile yöneltebilir. “Eğer çabalasaydım bunu önleyebilir miydim?” düşüncesi ortaya çıktığı için kişi kendisini suçlamaya başlar. Suçluluk ve pişmanlık duygusunun ön plana çıktığı bu evrede aslında kaybı yaşayan kişi, kontrol hissini yeniden kazanmaya çalışıyordur.
Kaybı yaşayan kişi, artık kaybın geri döndürülemez olduğunu tamamen kabul etmeye çaresizlik evresinde başlar. Bu evrede artık yoğun bir üzüntü, içe kapanma, yalnızlık ve depresif bir ruh hali bizi karşılayabilir. Kayıp için yaşanan derin acı, bu evrede en üst seviyeye çıkabilir. Artık kaybın kabullenilmeye başlanmasına hazırlık süreci gelmiştir.
Çaresizlik aşamasında tüm acı derinden yaşandıktan sonra artık kaybın gerçek olduğu ve hayatın bir şekilde devam ettiği anlaşılmaya başlanır. Bu aşamada kaybı yaşayan kişide hafifleme hissi de ortaya çıkabilir. Artık acı daha derinden hissediliyordur, bir şekilde günlük rutine dönülmeye başlanmıştır ve geleceğe dair küçük umutlar da besleniyordur. İyileşme sürecinin başladığının göstergesi, bu evredir.
Kaybı yaşayan kişi, gerekli desteği aldığında bu yas süreçlerinden geçerek hayata yeniden uyum sağlamaya başlar. Bu evre, kaybı unuttuğu anlamına gelmemektedir. Aksine, kaybın hayatındaki yerine uyum sağlayarak yeni bir denge bulmasıyla bu evreye geçilir. Kaybın verdiği acıya rağmen hayatın diğer yönlerine odaklanmaya başlanır.
Yas aşamalarında her zaman ilk günkü gibi acı dolu bir süreç yaşanmaz. Yas sürecinin son aşamasına gelindiğinde artık kayıptan güç alarak yeni bir anlam ve yaşam tarzı yaratılır. İnsan bu evrede kendisini daha güçlü hisseder, geçmişle barışır ve geleceğe dair daha olumlu bir bakış açısına sahip olur.
Bu aşamalar herkesce farklı sıralar ve yoğunluklarda tecrübe edilebilir fakat ilk aşamasından son aşamasına kadar yasın her evresi iyileşmenin bir parçasıdır. Her aşamaya kabul ile yaklaşmak, gerektiğinde profesyonel destek almak süreci çok daha kolaylaştırabilir.