Eminiz büyük bir kısmınız Japon halkının 2018 Temmuz'daki Dünya Kupası maçından sonra yenilmelerine rağmen stadyumdaki çöpleri hep birlikte temizlediğini duymuşsunuzdur... Bu Japon halkının stadyumlarını ilk defa temizleyişi değildi tabii ki. Bu durum Japonların bize verdiği derslerden sadece bir tanesi... Sizler için Japon kültüründeki dünyanın geri kalanına ders niteliğinde olacak ilkeleri derledik. Buyurun...
Japonya'da neredeyse hiçbir yerde insanların birbirlerini ittirdiğini ya da acele ile kuralları çiğnediğini göremezsiniz. Bir tren istasyonunda yüzlerce insan olsa bile asla bir kaos ortamı oluşmaz ve herkes kendi sırasını bekler.
Japonya, dünyanın en gelişmiş çöp öğütücü sistemlerinden bir tanesine sahip. Bu durum öncelikle evlerinde başlıyor, çöplerini gruplara ayırıyorlar, bu tabii ki kolay bir şey değil. Sınıflandırma için ise Nihama şehrindeki neredeyse bütün evlerde 42 sayfalık bir katalog var ve bu katalog hangi çöpün hangi sınıfa ait olduğunu belirtiyor. Fotoğraf ise açıklama kısmında bahsettiğimiz maçtan sonra Japon taraftarlar çöpleri temizlerken çekilmiş.
Japonya'da aynı zamanda bir grup iş arkadaşı ya da okul arkadaşı buluştuğu zaman boş zamanlarında yakınlarındaki çöpleri topluyorlar.
Japonca bir kelime ve anlayış olan 'wa' uyum anlamına gelir ve duygu, düşüncelerden tutun etraflarındaki nesnelere kadar her şeyin bir uyum içerisinde olmasını sağlamaktır. Japon inanışına göre etraflarındaki nesnelerdeki ahenk ruhlarına ve zihinlerine de yansıyacaktır. Gördüğünüz fotoğraftaki kadınlar masalardaki bardakların aynı hizada olması için uzun uğraşlar veriyor.
Japonya'da eğlenmek ve güzel vakit geçirmek çalışmak kadar önemlidir. Kim karaoke ve cosplay'in doğduğu bir ülkede sıkılabilir ki? İş yerinde geçirilmiş uzun ve yorucu bir günün ardından karaoke, yorgunluğunuzu atmanızı sağlayacak en iyi alternatiflerden bir tanesi.
Japon kültürü kibarlık üzerine kurulu bir kültür. Sofra adabından tutun mimiklere ve bazı insanlardan bahsetmeye kadar birçok alanda oldukça kibarlar. Nezaket tanımının kendisi (Japonca'da teinei olarak biliniyor) popüler ve saygı ile eş değer tutuluyor. Fotoğrafta gördüğünüz ise yeni açılan bir mağaza çalışanlarının müşterilerini selamlama şekilleri...
Japonya'da yapılan neredeyse her şey küçük bir törene dönüşüyor. Örneğin, sadece bir bardak yeşil çay içmek istiyor olsanız bile, çayın yanında wagasi adı verilen geleneksel tatlılarından getiriyorlar. Bu tatlılar önünüze farklı şekil ve tarzlarda geliyor. Tatlıların her biri ise bir sanat eseri gibi gözüküyor...
Wagasi'lerden bazıları sezonluk olarak verilirken bazıları ise bütün bir yıl boyunca yenilebiliyor.
Kaizen adı verilen sistemin olayı ise şu; bir görevi ne kadar zor ya da karmaşık olursa olsun küçük adımlar ile başarabileceğinizi anlatıyor. Uzman olmak istediğiniz konuda her gün sadece bir dakika uğraşarak başarıya ulaşabiliyorsunuz. Dil becerilerinizi geliştirmek istiyorsanız, her gün bir dakikanızı ayırın ve bir süre sonra ne kadar başarılı olacağınızı göreceksiniz. İşin mantığı ise günlük ayrılan bir dakika aslında haftada dakikalar anlamına geliyor.
Japonların bütün bir dünyaya öğreteceği başka bir ders ise küçük bir alana sahip olsalar bile orada kendi dünyalarını yaratabilmeleri. Hepimizin bildiği üzere Japonya'da insanların ev yapabilmek için kullandıkları alan oldukça kısıtlı. Bu durum tabii ki onlar için problem değil! Yüksek binaların arasında kendileri için yaptıkları küçücük evlerin içerisinde rahat bir yaşam için gerekli olan ne varsa mevcut!
Japonlar her yıl Eylül ayında Yaşlılara Saygı Günü'nü kutluyorlar ama yaşlı insanlara gösterdikleri saygı aslında günlük hayatlarının bir parçası. Yaşlılara olan bu ilgi aile içerisinde başlıyor, en büyük çocuk ebeveynlerinin bakımını üstleniyor genellikle. Fotoğrafta da çalışanın yaşlı bir kadına yardımcı olduğunu görebilirsiniz.
Yapılan dikkatli bir diyet ve sağlıklı yaşam tarzları sayesinde Japonlar uzun yıllar yaşıyorlar. Japon yemekleri ise genellikle taze balık ve deniz ürünleri, sebzeler, deniz yosunu ve pirinçten oluşuyor.
Japonya, kedi kafelerin açıldığı ilk ülke. Kısıtlı alanları, katı kira sözleşmeleri ya da yoğun hayat tarzları yüzünden evlerinde hayvan besleyemiyorlar. Kedi kafeler sayesinde sokakta gördükleri yardıma muhtaç kedileri besleyebiliyorlar ve onlarla aralarında pozitif bir bağ oluşturuyorlar.
Kedileri bir kafe içerisinde tutuyor olma konusu hala tartışmalı fakat yardıma muhtaç hayvanları o halde bırakmaktansa kapalı bir alanda tutmak daha iyi diye düşünüyorlar. Fotoğraftaki ise Okayama'da bulunan bir kedi kafe.
Her şeyiyle mükemmel bir millet. Umarım ilerde ziyaret etme hatta yaşama şansını bulabilirim.
11 tamamen yanlış sabah iş vaktinde Tokyo metrosuna gidin nefes alamazsınız, insanlar yığılmış birbirini iterek içeri girmeye çalışıyor yani... sallamayın. Geri kalanların ise çoğu doğru adamlar gerçekten kibar ve saygılılar hatta Asya'nın en kibar insanları Japonlar
Adamlar çocuklarına, çocukları olduğu zaman büllüünü amcasına göstertip "pezevenk" dedirtmek yerine 'sorumluluk bilinci' aşıladıkları, temizliği öğrettikleri için bize tuhaf ve imkansız gelmesi gayet normal.