Mustafa Kemal Atatürk'ün ülkemize yapmış olduğu yatırımları bugün bile hissedebiliyoruz. Yapıtları yıkılmaya, çarpıtılmaya çalışılsa bile onun fikirlerini ve söylemlerini okuyan bilinçli tüm bireyler bu ülkeye faydası olan/olacak kişilerdir. Bu güzel gönderinin altında daha fazla siyaset yapmaya gerek yok sanırım.
Sayın Editör, Yayınladığınız bu tür içerikler Atatürk düşmanları için bir nefret kusma alanına dönüşebiliyor. Bu ülkenin kurucusu ve kurtarıcısı olan Atatürk'e hakaret yasal olarak suçtur. Bu suça ortak olmamak için bu başlığın altına yapılacak yorumları dikkatle izlemenizi, şikayetleri ivedilikle işleme almanızı öneririm.
Atatürk hiçbir zaman Demokrat olmadı, bana kalırsa yaptığı tek hata Demokrasi'yi inşa etmeye çalışmaktı. Ki zaten bunun mümkün olmadığını Terakkiperver ve Serbest Cumhuriyet Fırkaları örneği ile bizzat tanık oldu. Kuruluşuna öncülük edip desteklediği partileri beyinsiz şeriatçı akınına uğramasından ötürü bizzat kendi kapatmak zorunda kaldı. Anadolu coğrafyasında Demokrasi denilen saçmalığın işlemeyeceğini anlamak için yaşadığımız son yirmi yıla bakmak yeterli. Sövüp diktatör dediğiniz Tayyip bile 20 yıldır açık ara seçimle iktidara geliyor. Bak Türk ulusu da demiyorum, Türkiye halkı çoğunluğu hala tebaa zihniyetinden çıkamamış bir toplumdur. Bir Türkçü olarak söylüyorum bunları. Keşke İran'daki Rıza Pehlevi gibi kendi saltanatını ilan edip ulusal devrimleri hükümdar olarak gerçekleştirseydi. Sonra da yerine bizzat eğittiği bir halefini geçirirdi. Belki ileride aksaklıklar olurdu, ancak çok partili dönem ile birlikte başlayan binbir kepazelik kadar kötü olamazdı.
Bu ülkede başkan olabilmek için belli ekonomik lobilerden destek almak ve genel halk kitlesinin hoşuna gidecek belli başlı ezberleri yinelemek yeterlidir. Anadolu halkı da sizden daha fazlasını beklemez zaten. Ar-ge araştırmalarıymış, küresel ticaretmiş, yeni sanayi devrimiymiş, eğitim reformuymuş bunlar bizim halka fazla gelen şeylerdir. Balık hafızaları en iyi olasılıkla ülkede bir terör sorunu olduğunu hatırlar, onda da reyizleri bir U dönüşü yapıverir, birdenbire barış adamı oluverirler. Bu söylediklerimi küçümseme veya kibir olarak algılayabilirsiniz ancak gerçekler acıdır. Sizde içinizden bunun böyle olduğunu bal gibi biliyorsunuz. Bunun işin tek çıkar yolu, tıpkı Atatürk gibi yetenekli, kuvvetli, ileri görüşlü, yeri geldiğinde acımasız ve her şeyden önemlisi erdemli bir kişinin yumruğunu masaya vurup bu halkı hizaya getirmesidir. Yoksa İmamoğlu gibi demokrasi, insan hakları, ühühüh lafları ile ancak havayı alırsınız.
Mustafa Kemal Atatürk'ün ülkemize yapmış olduğu yatırımları bugün bile hissedebiliyoruz. Yapıtları yıkılmaya, çarpıtılmaya çalışılsa bile onun fikirlerini ve söylemlerini okuyan bilinçli tüm bireyler bu ülkeye faydası olan/olacak kişilerdir. Bu güzel gönderinin altında daha fazla siyaset yapmaya gerek yok sanırım.
Sayın Editör, Yayınladığınız bu tür içerikler Atatürk düşmanları için bir nefret kusma alanına dönüşebiliyor. Bu ülkenin kurucusu ve kurtarıcısı olan Atatürk'e hakaret yasal olarak suçtur. Bu suça ortak olmamak için bu başlığın altına yapılacak yorumları dikkatle izlemenizi, şikayetleri ivedilikle işleme almanızı öneririm.
Atatürk hiçbir zaman Demokrat olmadı, bana kalırsa yaptığı tek hata Demokrasi'yi inşa etmeye çalışmaktı. Ki zaten bunun mümkün olmadığını Terakkiperver ve Serbest Cumhuriyet Fırkaları örneği ile bizzat tanık oldu. Kuruluşuna öncülük edip desteklediği partileri beyinsiz şeriatçı akınına uğramasından ötürü bizzat kendi kapatmak zorunda kaldı. Anadolu coğrafyasında Demokrasi denilen saçmalığın işlemeyeceğini anlamak için yaşadığımız son yirmi yıla bakmak yeterli. Sövüp diktatör dediğiniz Tayyip bile 20 yıldır açık ara seçimle iktidara geliyor. Bak Türk ulusu da demiyorum, Türkiye halkı çoğunluğu hala tebaa zihniyetinden çıkamamış bir toplumdur. Bir Türkçü olarak söylüyorum bunları. Keşke İran'daki Rıza Pehlevi gibi kendi saltanatını ilan edip ulusal devrimleri hükümdar olarak gerçekleştirseydi. Sonra da yerine bizzat eğittiği bir halefini geçirirdi. Belki ileride aksaklıklar olurdu, ancak çok partili dönem ile birlikte başlayan binbir kepazelik kadar kötü olamazdı.