Hayatı Boyunca 2 Pandemi, 2 Dünya Savaşı, 4 Darbe, 8 Ekonomik Kriz ve 15 Büyük Deprem Gören Koca Bir Çınar: Muazzez İlmiye Çığ

Hapis yatacağını bile bile araştırmalarının arkasında duracak kadar yaptığı işe aşık bir kadın İlmiye... 🦋

Kırımlı göçmen bir ailenin çocuğu olarak, 20 Haziran 1914 tarihinde Bursa'da Muazzez İlmiye İtil adıyla dünyaya geldi.

Babası öğretmen Zekeriya Bey, annesi terzi Hamide Hanım'dı. Bir kızını olmasını çok isteyen babası ilim, irfan sahibi olması için adını 'İlmiye' koyarak en iyi şekilde öğrenim görmesi için elinden geleni yapmıştı.

1919'da İzmir'in işgaliyle beraber Çorum'a taşındılar. Çorum'da 'Gazi Paşa Mektebi'ne başladı. Babası, sırf çocukları daha iyi bir eğitim görsün diye Bursa'ya taşınmaya karar vermişti. Fransızca ve keman tutkusunu da babasına borçluydu.

Türkiye'nin ilk özel okulu 'Bizim Mektep'te öğrenim gördükten sonra 'Bursa Kız Öğretmen Okulu'nun giriş sınavları için binbir çileyle yaşını büyütmek zorunda kalmıştı.

Yaşını büyüttürmek için mahkemeye gittikleri günü, 'Babam gidiyor bana, büyük göstersin diye bir kadın şapkası alıyor. Aynı böyle tiyatro, sinemalarda gördüğümüz kadın şapkaları. Düşün ben onu giyiyorum o yaşta, gidiyorum. Ayağıma da biraz topukluca -bilmiyorum nasıl aldılar- yani kıyafetim öyleymiş... Babam demişti rahmetli, 'Hâkim bile güldü haline' diye.' şeklinde tebessümle anlatıyordu.

1931'de mezun oldu ve sonraki dönemde Eskişehir'e öğretmen olarak atandı ve ailecek bir kez daha şehir değiştirmiş oldular.

O yaşlardayken sürekliliği olan bir eğlence hayatı vardı. Sinema ve tiyatro çıktığındaysa en büyük keyiflerinden birisi bunlar olmuştu. 'Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'ne en yakın arkadaşıyla kayıt yaptırmıştı.

'Fransız Dili ve Edebiyatı' dolu olduğu için 'Hititoloji Bölümü'yle beraber 'Sümeroloji' derslerine de zorunlu kayıt yaptırdılar. Hemen akabinde dersler Almanca olduğu için Almanca dersi de almak zorunda kalacaklardı.

Memuriyetini yanmaması için tanıdık vasıtasıyla rapor alarak öğrenimine devam ederken, akraba evinde kalmamak için de arkadaşıyla hemen bir ev tuttular.

Sonrasında yine tanıdıklar sayesinde özel ders işi buldu ve okul için para kazandı. Arkadaşının masraflarına da o destek oluyordu. Bir süre tek göz ev benzeri bir yerde yaşamanın ardından, yatılı yurda girme fırsatı buldular. Hayatı düzene girmeye başladığındaysa kendini tamamen derslere verdi.

Fakültede Nazi Almanyası'ndan kaçarak Türkiye'ye sığınan çok iyi hocalardan ders alma şansına erişmişti.

Üniversite'de asistan olarak kalmayı kabul etmemişti. Türkiye'deki öğrenim hayatını tamamladıktan sonra 1940'da 'Sümeroloji ve Hititoloji' için araştırmalar yürütmek amacıyla Almanya'ya gitmişti. 

Türkiye'ye döndüğündeyse İstanbul'daki 'Eski Şark Eserleri Müzesi Çiviyazılı Belgeler Arşivi’ne atandı. Aynı yıl içerisinde Topkapı Sarayı'nın müdürü Kemal Çığ'la evlenmişti. Akademik çalışmalarda yer aldı.

1941'de büyük kızı Yuli Weston, 1947'de küçük kızı Esin Çığ dünyaya geldi.

En yakın arkadaşı olan Hatice Kızılay ve Dr. F.R. Kraus'la büyük işler başararak müzeyi, ‘Eski-Önasya Dilleri Araştırma Merkezi’ olan 'Paris-Louvre, Londra-British, Berlin-Vorderasiatisches' gibi müzelerden birisi haline getirdiler.

'Sümeroloji' alanında birçok yayına hayat verdi ve önemli dil kongrelerinde yer aldı. Yurt dışında birçok projede bulundu.1972'de Arkeoloji Bölümü’nden emekli oldu. Emekliye ayrıldıktan sonra 1983'te eşini kaybetmişti.

Birçok dile çevrilen kitapları, dünya çapındaki okullarda ders kitabı olarak okutulan başlıca eserlerden oldu.

2007'de çıkan 'Vatandaşlık Tepkilerim' kitabındaki birkaç cümle yüzünden, 'Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek'ten hakkında soruşturma başlanarak tutuklandı. İlk duruşmada 25 gönüllü avukatın savunmasıyla serbest bırakıldı. 

Emekli olsa da 'Philadelphia Üniversitesi Müzesi Tabletler Bölümü' Başkanı Prof. Kramer' çalışmalar yürüttü. 2000'de İstanbul Üniversitesi'nden ‘Fahri Doktor’ unvanı aldı. 2005'te 'Anadolu Kültür Araştırmaları Derneği' onu, ‘Özgür İnsan’ ödülüne layık gördü.

Yaptığı iş için oradan oraya koşarak her zaman güncel bilgiyi kolladı ve insanlara aktarmayı da ihmal etmedi.

Şu sıralar 106. yaşını da geride bırakan koca çınar Muazzez İlmiye, yaşına rağmen taptaze olan bilgi dağarcığıyla işini icra etmek için elinden geleni yapmakta. Diliyoruz ki sağlığı ve ömrü el verdikçe de devam edebilsin... 🙏

Bu içeriklerimize de göz atabilirsiniz. 🤗👇

Ölüm Hadiseleriyle Tarihe Geçmeyi Başararak İnsanların Beynine Mıh Gibi Kazınmış 19 Kişi

👇

Görür Görmez İçinize Sımsıcak Hisler Salacak, Tarihin Tozlu Sayfalarından Kopup Gelmiş Muazzam Kareler

👇

Uzun Süreli Mektuplaşmaların Ardından III. Murad'la İttifak Sağlayan I. Elizabeth'in 'Bakire Kraliçe' Olarak Anıldığı Olayın Hikâyesi

Popüler İçerikler

Müge Anlı'da Şok İddia: "Uğur Dündar'a Babalık Davası Açan Dilara'nın Babası Başka Bir Ünlü Sanatçı!"
Kripto İntiharı mı? Bitcoin’deki Büyük Düşüş Sonrası Bunalıma Girdiği İddia Edilen Doktor İntihar Etti
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Fenerbahçe Esprisi: “Ben Artık Fenerbahçeli Değilim, Milli Takım’ı Tutuyorum”
YORUMLAR
28.06.2020

Ödüllere boğulması gereken bir insana bile cezâ vermeye çalışmak.. Yeni(!) Türkiye'ye hoş geldiniz..

28.06.2020

Aydın bir Atatürk kadını. Böylesi kibar ve donanımlı. Tüm zorluklarına ve yolsuzluklara rağmen bana mesleğimi sevdiren değerli hocam.

28.06.2020

Seni seviyoruz hocam. Ozellikle sami dinlerin kökeni hakkindaki hipotezlerinize katilmamak mumkun degil.

TÜM YORUMLARI OKU (21)