Alain-Fournier (1886-1914) daha 28 yaşındayken, cephede vurularak öldü. Koca Meaulnes (Le Grand Meaulnes), onun yayınlanmış tek romanı. Ünlü Fransız düşünürü Marcel Arland, Koca Meaulnes, çağdaş edebiyatın belki de ilk ve biricik klasik kitabıdır diyor. Benim sanat ve edebiyat ilkem, çocukluktur diyen Alain-Fournier, bu ilk ve tek romanında, gerçek yaşamında karşılaşıp aşık olduğu, bir daha göremediği, ama bir türlü unutamadığı uzun boylu sarışın bir kızı, gerçekten çocuksu bir dünya içinde canlandırır. Yazar, uzun bir şiiri andıran bu romanını sarsıcı bir yalınlıkla yazmaya büyük özen göstermişti. İnsanı insan yapan, özüne ilişkin ne varsa, bu romanda korunmuştur: sevgi gibi, arkadaşlık gibi, dostluk duygusu, dayanışma, özveri, sevecenlik gibi. Bu erdemler, insanın, insanlık tarihinin kirleri pasları altında kalsalar bile, bizim onları bulundukları yerden çıkarmamız gereken, baş köşeye oturtmamız gereken değerler. Bu kitapta işte bunlar var. Alain-Fournierin yapıtının zenginliği, büyüklüğü, ölümsüzlüğü, insanın yalın varlığını, onun gerçek duygularını sergilerken, zaman zaman düş ortamına kaysa bile, gerçekliğinden kaynaklanmaktadır.
'İnsan Ne ile Yaşar' ve 'Sefiller' güzel kitaplar olmasına karşın böyle iddaalı bir başlıkta 'Düşüş' , ' Böyle Buyurdu Zerdüşt', 'Sokrates'in Savunması', 'Dönüşüm' gibi kitaplarla aynı hazzı yaratmadığı kanısındayım. Bu arada aşk ilişkilerine farklı bir bakış olarak 'Kafka - Milena'ya Mektuplar' ve baba oğul ilişkisi açısından 'Kafka - Babaya Mektuplar'ı da eklemenizi beklerdim. Hepsini okumadığım için diğerleri hakkında yorum yapamıyorum ama okuduğum kadarıyla biraz tartışmalı bir liste olmuş.
Vereceğim sır çok basit: İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman doğruyu görebilir. En en en sevdiğim.
-gerçekten hepsi çok güzel ama karamazov kardeşler nerde çok ayıp