Batı toplumlarının güzellikte mükemmellik ve simetri aradığı yıllarda ortaya çıkan bir güzellik anlayışı olan Wabi-sabi'yi yakından inceleyelim.
Batı toplumlarının güzellikte mükemmellik ve simetri aradığı yıllarda ortaya çıkan bir güzellik anlayışı olan Wabi-sabi'yi yakından inceleyelim.
Etimolojik olarak, Wabi, sefalet ve doğanın yalnızlığını anlatan bir sözdür. Diğer yandan Sabi ise, soğuk, zayıf ve solmuş anlamlarına gelen ve nesnelerin sanatını betimleyen bir sözdür.
Japon estetik anlayışını yansıtan Wabi-sabi'ye göre sadelik çok önemlidir. Bununla birlikte ilk ortaya çıkışında, doğanın hayat döngüsü içerisinde kusurlu kalıpları olduğunu ortaya koyan felsefi sistem Zen'den çok etkilenmiştir.
Bu yaklaşımın gelişmesinde, Budist keşişlerin çay seremonisine yaklaşımlarının büyük önemi vardır. İyi bir şekilde tamir edilmiş bir çömlek yahut çay fincanı kırılmamış bir çömlekten daha değerlidir.
Anlatılara göre, Wabi-sabi uygulayıcısı Rikyu bir gün, bir öğrencisinden evini ve bahçesini temizlemesini ister. Genç oğlan tüm gün temizlik yapar ve her yer tertemiz olur. Rikyu teftiş etmeye geldiğinde evin yanındaki akçaağacı sallar ve birkaç yaprak temizlenen yüzeye düşer.
Bu sahne Wabi-sabi'nin temelini anlatır. Beceri ve rastgelelik bir araya geldiğinde, güzellik ve bilgeliğin mükemmel bir yansıması olduğunu gösterir.
Öncelikle şunu düzeltmekte fayda var. Zen bahçesi diye bir şey yoktur. Zen tapınakları vardır. Zen bahçesinin doğru adı Karesansui'dir. Karesansui bahçeleri sudan yoksundur. Bu bahsedilen konunun en güzel örneğini Ryoan-ji'de görmüştüm. (Bu arada Ji zaten tapınak demek, bir daha temple yazmaya gerek yok) 15 tane gizemli taş var bahçede ve kimse ilk bakışta aynı anda o taşların tamamını göremezmiş. Japon kültürü gerçekten başka.
sado mado gibi bi şey mi, vurdulu kırdılı seks
Dekorasyon kısmına değinmemişsiniz.