'Ne diyordum 'Şimdi hayatım, tercihlerim, yolum tamam...' 15 senelik yolumda toplumsal ve evrensel bilincin bana ait olmayan neyi varsa bir heykeltıraş gibi üstümde kıra kıra ilerledim ve sonunda İpek’e o kadar kafi bir şekilde ulaştım ki gerçekten fiziksel olarak da ben kimim görmek istedim. Kafamın şekli nasıl, saçımın beyazları nerede?... bu tamamlanmamın Kaş’ta annemin yanında olması çok manidar değil mi?☺️ Onunla beraber kim bilir kaçıncıya ama tam olarak yoluna girmiş İpek olarak yeniden doğuşum...
Hepimiz gibi çok bedel ödedim. Şükür ki geldiğim noktada mükemmel bir nizamın olduğuna tam güveniyor ve teslimim. Bu yüzden genel olarak huzurluyum. Anlık nadir korku ve kaygılar ancak bana ne yapmam gerektiği mesajını veriyor ve yapıyorum...
Her geçen yıl arınıp, kabul edip, bedelini ödeyip, kendi yoluma girdikçe o yoldaki insanlarla karşılaştım.
Şimdi ise Nisan ayında Viyana’dan aldığım teklif ile bir oyun yazıyor, oralarda turne yapma yolunda ilerliyorum. Daha olabilecek bir çok iş görüşmelerim var oralarda... Önümüzdeki zaman ne gösterirse kabulüm. Elimden geleni yaparım. Şu anda İstanbul dışında, kampta, biraz o taraflardaki Türk seyircisi ile buluşmaya, biraz oraları, oralardaki sanatçı arkadaşlarımı deneyimlemeye, yaşamaya hazırlanıyorum.
Barbie yaşayacak,
hayat devam ediyor,
ben yolumda,
kendim olduğum için mutluyum.
Saçımı böyle yapmak gerçekten çok cesaret istedi.
Kafamı beğendim.
Kendimi sevdim.
Bu halde sarı olmayı deneyimleyeceğim.
Fakat bu halimi o kadar sevdim ki böyle gidesim var.
Bakalım.
Hayatı kendim olarak, yolumda yaşamak çok güzel...
Sevgiler
İpek Erdem'
Neden saçını üçe vuran herkes kendisini bodhi ağacının altında oturan buddha sanıp hayatın anlamını çözmüş fena halde aşmış gibi davranıyor
saçını kısa kesmiş, boyamamış, makyaj yapmamış. o zaten her zamanki gibi, değiştiğini düşündüren algılarımız.
uzun yazı ve kısa saçı görünce kanser oldu sandım