Hayaller Şehri Lizbon’a Gidenlerin Mutlaka Görmesi Gereken 10 Yer

Hayaller şehri Lizbon’un tek özelliği, Avrupa’nın en batısında yer alan başkent olması değil! Bu muazzam şehir, aynı zamanda geçmiş ve günümüz modasına, Portekiz’e özgü çok şık ve sanatsal bir mimariye, çeşit çeşit leziz yemeklere ve bunun gibi çok daha fazlasına ev sahipliği yapmasıyla meşhur…

1. Belem Kulesi

Eğer ünlü kaşif Vasco de Gama’nın ayak izlerini takip edecek olursanız ve yolunuz tarihi açıdan büyük öneme sahip olan Belem semtine düşerse, burada mutlaka görülmesi gereken yerlerin başında 'Torre de Belem', yani Belem Kulesi geliyor. 

Bu Gotik gözlem kulesi 1500’lü yıllarda şehir limanına giriş ve çıkışları kontrol etmek amacıyla inşa edilmiştir. Belem Kulesi, günümüzde UNESCO Dünya Mirası listesinde kendine yer bulmuş olan bir eserdir.

2. Berardo Müzesi

Berardo Müzesi, dünyanın en çok ilgi ve beğeni toplayan modern ve çağdaş sanat eserlerine ev sahipliği yapmaktadır. Portekizli milyoner Joe Berardo tarafından 2007 senesinde açılmış olan müzede Andy Warhol, Picasso ve Jackson Pollock gibi dev isimlerin elinden çıkmış sanat eserleri sergileniyor.

3. Santa Justa Asansörü

Mimar Raoul Mesnier du Ponsard tarafından inşa edilip 1902 yılında açılan Santa Justa Asansörü, Lizbon’daki tek sokak asansörü olması ile meşhurdur.  

Filigran detaylarıyla, işlenmiş demir dökümden meydana gelen bu şaheser 2002’de ulusal anıt unvanına kavuşmuş olmasına rağmen, önünde halen asansörün zirvesine çıkarak Lizbon’un ışıl ışıl parlayan silüetini kuş bakışı görmeyi arzulayan insanların oluşturduğu uçsuz bucaksız bir kuyruk ile karşılaşmak mümkündür.

4. Lizbon Hayvanat Bahçesi

Şehrin sınırlarını terk etmeden dünyayı dolaşmak istemez misiniz? Öyleyse hiç uzaklarda aramadan buyurun, Lizbon Hayvanat Bahçesi’nde vahşi yaşamın akıl almaz güzelliklerine ve ilginçliklerine bir göz atın. 

Afrika güzergahını izleyerek maymun ve şempanzeleri görebilir, 'Büyük Ova'da filleri ziyaret edebilir veya teleferik ile birbirinden güzel manzaraları izleyebilirsiniz.

5. Chiado Mahallesi

Sofistike ve bir o kadar da karmaşık Chiado bölgesinde kafeden kafeye atlayıp, Lizbon’a özgü bu mekanların tek tek tadına bakabilirsiniz. 

1988 yılında inanılmaz derecede yıkıcı etkiler doğurmuş olan bir yangının ardından, bu mahallenin büyük bir kısmı restorasyonlar ile yeniden inşa edilmiştir. Eski moda kafelerin, tiyatroların ve en iyi tasarımcı isimlerin arasında konuşlanmış olan bu bölgede kitap evlerini dolaşabilir veya dilerseniz modern kuyumcuları gezebilirsiniz.

6. Tasarım ve Moda Müzesi

MUDE olarak da bilinen Tasarım ve Moda Müzesi’ne uğramadan dönmeyi aklınızdan bile geçirmeyin! 

Müzenin misyon beyanına göre burada sanatsal ifade tarzı ile tasarımın en ince ve zarif dokunuşu bir araya geliyor. Müzenin tasarım koleksiyonları arasında Phillipe Starcke’dan tutun da Henning Koppel’a kadar birçok ekolden eserin bulunuşunun yanı sıra, moda ile ilgili olarak ise Vivienne Westwood ve Jean Paul Gaultier gibi isimlerin eserlerine ev sahipliği yapılıyor.

7. Ulusal Fayton Müzesi

Çocukluğunuzun en özel masallarından Külkedisi’nin diyarına yola çıkıp Ulusal Fayton Müzesi’ni ziyarete ne dersiniz? 

Kapılarını ziyaretçilerine 1905 senesinde açan bu müze şimdilerde dünyanın en büyük ve kayda değer koleksiyonlarından birine ev sahipliği yapıyor. Ulusal Fayton Müzesi’nde en özel faytonlar, vagonlar, tahtırevanlar ve hatta çocuk arabaları gibi antik taşıma ve ulaşım araçları sergileniyor.

8. St George Kalesi

Lizbon’un neredeyse her noktasından görülebilen St George Kalesi, altıncı yüzyıldan beri şehrin tepesinde nöbet tutuyor. 

1755 yılında Lizbon’u yerle bir eden korkunç depremde çok büyük bir bölümü harap olan kalenin, üzerinde yürüyebileceğiniz bazı geniş kale duvarları ile birlikte 18 adet kulesi, neyse ki sağlam kalan parçalar arasında.

9. Parque Dos Nações

Tejo Nehri’nin kıyısında yaklaşık 5 kilometre boyunca uzanan bir kara parçası üzerinde, yakın geleceğe ait sanat ve mimariyi birleştiren eşsiz bir güzellik: Parque Dos Nações. 

Bu özel 'boş alan', esas olarak Lizbon’da gerçekleştirilmiş olan Büyük Panayır Expo 98 için inşa edilmiştir. Parque Dos Nações, bünyesinde son teknoloji ürünü bir okyanus akvaryumu ile Vasco de Gama alışveriş merkezini barındırmaktadır.

10. Praça de Comercio

Nehrin hemen kıyısında yer alan devasa Praça do Comercio meydanı, eski çağlarda Lizbon’a tekne ve gemilerle ulaşan insanların demir atıp karaya çıktıkları liman olarak kullanılmaktaydı; dahası, bu nokta günümüzde bile şehre giriş kapısı atmosferini kaybetmiş gibi görünmüyor. 

1782 senesinde hizmete başlamış olan ve dolayısıyla da şehrin en eskisi olan meşhur Cafe Martinho Da Arcada’da ünlü Portekiz kahvesinin tadına bakarken, Kral Birinci Jose’nin heykelini ve hemen arkasında Zafer Takı’na benzer Arco da Rua Augusta’yı seyredebilirsiniz.

Popüler İçerikler

Milyonlarca Emekliyi Bekleyen Tehlike! Emekli Maaş Zammında Sıfır Zam Endişesi
Fenerbahçe Asbaşkanı Acun Ilıcalı'dan Trabzonspor Derbisi Öncesi Kritik Açıklamalar!
DEM Partili Batman, Mardin ve Halfeti Belediyelerine Kayyum Atandı