Marmara, Ege ile Karadeniz’de iflas ve haciz işlemleri nedeniyle kaderine terk edilmiş 114 gemi var. Bu hayalet gemilerin 81’i çevre ve insan sağlığı açısından risk teşkil ediyor. İstanbul Üniversitesi'nden Yrd. Doç. Dr. Ahsen Yücel, 'Bu gemiler bir kazaya sebebiyet verebilirler ve böyle bir kazanın sonucu büyük olur' diyor. Bakanlık hazırladığı yeni bir düzenlemeyle hayalet gemilerden kurtulmayı hedefliyor.
İstanbul Boğazı’nı geçmek için onlarca geminin demir attığı Marmara Denizi’nde bekleyen bazı gemilerin diğerlerinden farkı var. Onlar çeşitli nedenlerden dolayı mürettebatı tarafından terk edildiği için batan, karaya oturan veya batmak üzere olan gemiler... Marmara'da bu durumda olan çok sayıda gemi bulunuyor. Bunlardan biri de 2014 yılından beri Marmara Denizi’nde bekleyen kuru yük gemisi Bereket.
Hürriyet'ten İdris Emen'in haberine göre, Bereket, bir yıl önce karaya oturdu. Daha sonra su almaya başlayan gemi birkaç gün sonra battı. Dörtte üçü sular altında bulunan 2 bin 980 grostonluk ve 115 metre uzunluğundaki devasa gemi denizden çıkartılmayı bekliyor. Çevresinde birçok yük gemisinin demir attığı, teknelerin çevresinden dolandığı Bereket gemisi hem ulaşım hem de çevre açısından ciddi tehlike oluşturuyor.
Marmara Denizi’nde kaderine terk edilmiş bir diğer gemi ise Deniz Er B adlı kuru yük gemisi. Kayıtlara göre en son Ekim 2013’te hareket eden gemi 2013 yılından beri Marmara Denizi’nde bekliyor. Gemide mürettebatın olmadığını söyleyen balıkçılar ise, “Bu tarz gemilerde genellikle mürettebat bulunmuyor. Gemide sadece bir bekçi bekliyor. Gemi uzun süre denizde kaldığı için bakımsızlıktan dolayı önce çürümeye başlıyor, ardından su alarak batıyor. Bu tarz gemiler bizim için de tehlike arz ediyor” diyor.
İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü, Fiziksel Oşinografi ve Deniz Biyolojisi Anabilim Dalı Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Ahsen Yücel, hayalet gemilerin hem ulaşım hem de çevresel tehditler ortaya çıkardığını söylüyor: “Genelde bu tür gemilerde hiç kimse olmuyor. Dolayısıyla bir fırtınada geminin hiçbir kontrolü sağlanamıyor. Bu gemiler bir kazaya sebebiyet verebilirler ve böyle bir kazanın sonucu büyük olur. Tankere çarparsa ayrı bir sorun, kuru yük gemisine çarparsa ayrı bir sorun ortaya çıkar. Geminin batması başka bir sorun yaratacaktır. Böyle durumda geminin içerisinde bulunan kimyasal ve zararlı maddeler çevre sorunu yaratabilir. Böyle bir durum deniz habitatında uzun süreli zararlar oluşturabilir.”
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan
Denizlerde tehlike saçan hayalet gemiler, Türk Ticaret Kanunu çerçevesinde satışlarının yapılmasına yönelik işleme tabi tutuluyor. Ancak bu süreç çok uzun sürüyor. Gemilerden bazıları 618 Sayılı Limanlar Kanunu’na göre bertaraf edilebiliyor. Ancak batık olmayan veya karaya oturmuş ya da terk edilmiş atıl haldeki gemilerin bulundukları yerden kaldırılması yönünde bir yasal düzenleme olmadığı için diğer gemiler kaderine terk ediliyor. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, bu yasal boşluğu gidermek için Limanlarlar Kanunu’nda değişiklik yaparak denizleri hayalet gemilerden kurtarmak için bir adım attı. 5 Aralık 2017’de resmi gazetede yayımlanan yeni düzenlemeye göre hayalet gemiler ya ihaleyle satılacak, ya da hurdaya verilecek. 30 hayalet gemi için işlem başlatıldı.
Her yerde denizcilik okulları açılıyor ama öğrencilere en ufak imkan sağlanmıyor. Hurdaya ayıracağınıza düzenleyip denizcilik fakültelerine verin eğitim amaçlı kullanılsın en azından.
Önce bir kazaya sebep olsun hele. Ondan sonra gerekirse kaldırılır!
denizcilik bakanlığı olmazsa tabi denetleyen de olmaz.o gemileri denetleyecek, yeri geldiğinde bağlayacak survey yok mu hiç anasını satayım. ulan denizde çürüteceğinize bizim fakülteye eğitim gemisi olarak verin onları.mis gibi kullanırdık onu. lan hiç mi bağlama limanı yok da bağlamadınız o gemileri.hiç mi römorkör yok lan orada? yazık lan o gemilere. milyon dolarlık malzeme,makine,ham madde boku bokuna israf oldu.