Yeni işe başlayan gençlerin yaklaşık yarısı ilk aydan başka işlere başvuruyor. Gençlerin çalışma hayatından neden aradıklarını bulamadığını uzmanlar yorumladı.
Yeni işe başlayan gençlerin yaklaşık yarısı ilk aydan başka işlere başvuruyor. Gençlerin çalışma hayatından neden aradıklarını bulamadığını uzmanlar yorumladı.
Bloomberg Businessweek Türkiye'den Fulya Öktem haberine göre, iş arama ve eleman bulma sitesi kariyer.net verilerinde işe başlayanların yüzde 41’inin ilk 30 gün içinde başka bir işe de başvurduğu görülüyor ve oran bir yıl içinde yüzde 62’ye çıkıyor.
'İşe Alım Süreçlerinin Geleceği' isimli araştırmada da küresel çapta katılımcıların yüzde 42’si aktif iş aradığını belirtirken, Türkiye’de bu oran yüzde 53 oluyor.
Verilere dair kariyer.net CEO’su Fatih Uysal, önce işverenleri uyarıyor, 'Nasıl adaylar için deneme süresi varsa, artık işverenler için de bir deneme süresi var' diye belirtiyor.
Çalıştığı halde aktif iş arayanları buna yönlendiren sebepler ise ilgi çekiyor:
Pozisyon ya da kıdem yükselişi
Terfi fırsatının olmaması
Maaş ve sosyal haklardan memnuniyetsizlik
Farklı bir mesleği keşfetmek.
23 yaşındaki bir yazılım mühendisi, öğrenciyken iki şirkette çalıştığını belirtirken, mezuniyet sonrası girdiği ilk işten 2. ayında istifa ettiğini söylüyor. Nedenini ise 15 bin TL'ye başladığı işte bir ay sonra zam döneminde ücretinin 19 bin TL'ye çıkması sonrası yaptığı işin ve aldığı maaşın kendisini tatmin etmediğini belirtiyor.
Başlangıç maaşının, asgari ücretin 2-3 katı kadar olmasını hedefleriz. Teorik olarak, bu maaşı 2 katına çıkarsak bile, geçim meselesini aşamayız. Tecrübeli bir çalışanın maaşı 45 bin 608 liraya ulaşsa da muhtemelen büyük şehirlerde, örneğin İstanbul veya Ankara'da çalışıyor demektir. Bu şehirlerde, 'kümes' olarak adlandırabileceğimiz evlerin kirası 15 bin liradan başlar. Kira düştüğünde 25 bin 608 lira kalır. Fatura, gıda, kişisel harcamalar (sağlık vb), sosyal harcamalar, acil harcamalar (tamirat) ve enflasyon ihmal edilse dahi sürekli borçlu oluruz.
Verilerini değerlendiren Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Dr. Arzu Çerkezoğlu, araştırmaya dair birçok verinin bilinmeden yorumun doğru olmayacağı şerhiyle yaptığı değerlendirmede önemli tespitler sunuyor:
Bir an önce iş bulmak için işe başlıyorlar ancak daha iyi bir iş için iş aramaya devam ediyorlar.
Ücretlerin asgari ücrete yaklaşması ve geçim şartlarının ciddi biçimde zorlaşması nedeniyle ücretler yetersiz kalıyor.
İş koşullarından memnun olmayıp koşulları daha uygun bir iş arıyor.
Kısa süreli/yarı zamanlı çalışanlar daha uzun çalışacakları bir iş arayabilir.
Eksik istidam nedeniyle yeni iş arıyor olabilirler.
Pamukkale Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü Başkanı Prof. Dr. Oğuz Karadeniz, sadece cep telefonu ya da tatil parası için çalışan gençler olduğunu söylerken, daha yüksek ücretler, daha yüksek yan haklar ve arkadaş çevresinin gençleri etkilediğini belirtse de işverenleri uyarmayı ihmal etmiyor.
Karadeniz, 'Demek ki her an elimizdeki personel kaçabilir. Bu noktada çalışma koşullarını iyileştirmeliyiz. İş yaşam dengesini sağlamalıyız. Haftada 4 gün çalışmayı, hibrit ve uzaktan çalışmayı konuşmalıyız. Uzaktan çalışanın yemek, internet ücretini karşılamalıyız. Çalışanları anlamalıyız. Aksi takdirde çalışanlar, özellikle nitelikli çalışanlar çok rahatlıkla başka bir işe kayabilirler' diyor.
Dünya çapında çalışanların yaklaşık yüzde 80'i, Türkiye'de ise daha fazlası 'sessiz istifa' halindeyken işveren ve çalışan beklentileri neden ayrışıyor?
Maaş ve sosyal haklarla çalışanı memnun edip terfi fırsatı sunan firma Türkiye'de kaç tane var ki?
Gençler iş beğenmiyormuş da oymuş da buymuş. Firmaların istediği sadakat bedava amelelik. Ayrıca "Orta ve uzun vadeli optimizasyonu gençlerde göremiyoruz. Bir süre işte kalsa güzel paralar alacak ama anında cebinde para gördüğü için gidip kurye oluyor" cümlesine vereceğim cevap ; C1 İngilizce, Fransızca, Korece bilip ,yükseklisans mezunu olup 23 yıldır çalışıp hala 20000 lira alıyorsam bu bahsettiğiniz orta ve uzun vadeli optimizasyon sonrası da güzel paralar alamadığımızın ispatıdır.
Türkiye'de iş, işteyken aranır. Çünkü işsiz kalmak iş aramakta bir iştir. Ve bu işin bir maliyeti var. İşsiz kaldığında Avrupa sana bakar, ama Türkiye'de işsiz kaldığında boku yemişsin demektir. O yüzden işsizken ki giderlerini karşılayabilecek bir iş öncelikle bulunur sonra beklentileri ve masrafları karşılayacak olursa az da olsa kenara üç beş kuruş koyabileceğin bir iş arama sürecine girilir.