Pamukkale Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü Başkanı Prof. Dr. Oğuz Karadeniz, sadece cep telefonu ya da tatil parası için çalışan gençler olduğunu söylerken, daha yüksek ücretler, daha yüksek yan haklar ve arkadaş çevresinin gençleri etkilediğini belirtse de işverenleri uyarmayı ihmal etmiyor.
Karadeniz, 'Demek ki her an elimizdeki personel kaçabilir. Bu noktada çalışma koşullarını iyileştirmeliyiz. İş yaşam dengesini sağlamalıyız. Haftada 4 gün çalışmayı, hibrit ve uzaktan çalışmayı konuşmalıyız. Uzaktan çalışanın yemek, internet ücretini karşılamalıyız. Çalışanları anlamalıyız. Aksi takdirde çalışanlar, özellikle nitelikli çalışanlar çok rahatlıkla başka bir işe kayabilirler' diyor.
Maaş ve sosyal haklarla çalışanı memnun edip terfi fırsatı sunan firma Türkiye'de kaç tane var ki?
Gençler iş beğenmiyormuş da oymuş da buymuş. Firmaların istediği sadakat bedava amelelik. Ayrıca "Orta ve uzun vadeli optimizasyonu gençlerde göremiyoruz. Bir süre işte kalsa güzel paralar alacak ama anında cebinde para gördüğü için gidip kurye oluyor" cümlesine vereceğim cevap ; C1 İngilizce, Fransızca, Korece bilip ,yükseklisans mezunu olup 23 yıldır çalışıp hala 20000 lira alıyorsam bu bahsettiğiniz orta ve uzun vadeli optimizasyon sonrası da güzel paralar alamadığımızın ispatıdır.
Türkiye'de iş, işteyken aranır. Çünkü işsiz kalmak iş aramakta bir iştir. Ve bu işin bir maliyeti var. İşsiz kaldığında Avrupa sana bakar, ama Türkiye'de işsiz kaldığında boku yemişsin demektir. O yüzden işsizken ki giderlerini karşılayabilecek bir iş öncelikle bulunur sonra beklentileri ve masrafları karşılayacak olursa az da olsa kenara üç beş kuruş koyabileceğin bir iş arama sürecine girilir.