Mevsimler değişiyor. Peki ya bizim ruhsal atmosferimiz bu durumdan nasıl etkileniyor?
Mevsimler değişiyor. Peki ya bizim ruhsal atmosferimiz bu durumdan nasıl etkileniyor?
Bu durum, özellikle yazın o alıştığımız içimizi ısıtan güneşin yerini kara bulutların aldığı geçiş döneminde daha çok hissediliyor.
Kısalan günlerle beraber ve güneş ışığı ile temasımız azaldığında; D vitamini sentezi de azalıyor. Bu da mutlu hissetmemizi sağlayan seratonin hormonunda azalmaya sebep oluyor.
Havaların birden değişmesi planlarımızda aksaklıklara sebebiyet verebiliyor. Bu durum bizi daha isteksiz kılabilir.
Hava basıncındaki değişiklikler, eklemlerimizin etrafındaki bu dokuların şekil değiştirmesine ve eklem ağrısına neden olabiliyor.
Ağaçların yapraklarının sararıp dökülmesi, yağmurlu havaların kasveti bilinçaltımızda ölümü hatırlatıp bizi farkında olmadan depresyona sürükleyebiliyor .
Seratonin salgılamanın bir diğer yolu olan karbonhidratlı yiyeceklere yönelmemiz bize kilo aldırabiliyor. Buna mevsimsel yeme sendromu da deniyor.
Gecelerin uzaması, gündüzlerin kısalmasıyla beraber vücudumuz ihtiyaç duyduğundan daha fazla melatonin üretir. Bu uyku hormonunun artması fizyolojik olarak etkilediği gibi ruhsal olarak da can sıkıcı bir şekilde etkileniriz.
Bu yorgunluk ileride kronik yorgunluğa da dönüşebilir, dikkatli olmak gerek.
Hava sıcaklıklarının uzun sürmesinin suç oranlarının artmasıyla ilişkili olduğunu gösteren araştırmalar da vardır.
Gece-gündüz sürelerinin değiştiği dönemlerde uyku düzeni ve beslenme özellikle dikkat edilmesi gereken bir konulardır.
Deniz suyunun içindeki tuzun, kumun ve güneşin zengin minerallerle dolu olmasının; bedenimize ve kemiklerimize birçok faydası vardır. Bunun yanında psikolojimize de olumlu yönde etkiler bırakırlar.
Nem oranının artışı panik ve anksiyete ataklarını tetikliyor. Birçok kişi için tatil, rahatlama veya deniz anlamına gelen yaz ayları bazıları için öfke kontrolünü kaybetme ve ataklara sebebiyet verebiliyor.
Bu aylarda cilde uygun kremlerle önleminizi almanızı tavsiye ederiz.
Alakası yok. Yağmurlu ve kapalı havaları daha çok seviyorum. Hiç de mutsuz ve içine kapanık hissetmiyorum.
Yaz aylarında sinirin ve öfkenin artmasının sebebi güneş gözlüksüz bir şekilde dışarıya çıkmak çünkü istemsizce güneşe karşı kaşlarımızı çatıyoruz ve bu ifadeyi kullandığımızda beynimiz o an sinirlendiğimizi düşünüp bizi istemesekte öfkeli birinin davranışlarına sürüklüyor
Ben kapalı yağmurlu havada daha mutlu oluyorum. Keşke kış bir an önce gelse, beni yağmurlu karlı havalar daha çok mutlu ediyor.