Gülderen Mahallesi’nde besicilik yapan Mehmet Doğru da yaşadıkları bölgeyi terk etmek istemediklerini belirterek şöyle konuştu:
“Depremzedeyim. Depremde toprağımızı bırakıp bir yere gitmedik. Burada çadırda, naylonun altında hayatımızı sürdürüyoruz. Depremden bize bir zarar gelmedi. Devletimiz, gelip toprağımızı istimlak etmeye çalışıyor. Hayvanlarımız burada perişan oldu, ahırımız yıkıldı, bizi soran yok. Bu kadar Hazine araziler var. Ne kadar tapulu yeri varsa fakir fukaranın alıyor, büyük zengin kodamanların yerine yaklaşmıyor. Arkamızda sahibimiz yok diye bizim malımızı istimlak etmeye çalışıyor devlet. Aniden, hemen bir yasa çıkarıyor gece, kamulaştırmaya sokuyor. Ne yapacağız, nereye gidelim? Gidecek yerimiz yok. Biz gitsek hayvanımızı nereye götüreceğiz? Yetiştiriciyiz biz. Köylünün 200 dönüm yerine mi kaldı devlet? Çıkmayacağız, ölürsek burada öleceğiz. Bırakıp gitmek istemiyoruz toprağımızı. Önce bizim canımızı alsın, ondan sonra malımızı alsın.”
Mahallesi sakinlerinden Dilber Çoban ise hastane yapılmak istenilen bölgenin nehir kenarına geldiğini ve yağışlarda nehrin taştığını belirterek şunları kaydetti:
“Devlet, oturduğumuz yerlere, arazimize istimlak yoluyla el koyuyor. Burada bizi zorunlu göçe tabii tutacaklar, oturacak yerimiz kalmayacak. Bahçemizi işleyeceğimiz bir yerimiz kalmayacak. Hastane yapılacak bahanesiyle bizi yerimizden yurdumuzdan etmeye çalışıyorlar. Niye burada diretiyorlar? Yeri de uygun değil, çünkü nehir kenarına denk geliyor. Çünkü en ufak bir yağışta o nehir de taşıyor. Daha sonrasında hastane değil de farklı amaçlarla kullanılabileceğini düşünüyoruz. Biz, yerimizi yurdumuzu bırakmayacağız.”
Belki kizacaksiniz. Ama , simdi google haritadan baktim. Depremin vurdugu yerlerin neredeyse tamami ovalik yerlerde... Hani deniyor ya "daglik, kayalik araziye dogru kaydirmak gerekiyor yapilasmayi" . Bence bu sebeple hastanenin yapilacagi yerlerde daha az hareketlenmenin olabilecegi yerlerden secilmeli. Buna istinaden Antakya degil sadece, diger sehirlerde de buna benzer yerlere dogru kaydirilmasi dusunulmeli. Antakya`yi bilen birisi degilim. Gulderen Mahallesi olmasa da yine bu yerlere benzer ve zemin saglamligindan emin olunan yamaclara dogru kaydirilmali sehirlerimiz. hele hele ozellikle de ilk yardim hizmetlerini alabilecegimiz isletmeler. Hastane, AFAD, acil yardim kuruluslari vs gibi...