'Abi uyuyordum, bir anda 'güm' diye bir ses geldi, ben yataktan fırladım, hemen anladım depremi. Önce karımı dürttüm kalk diye, o kalkarken hemen gittim kızımı battaniyesine sarıp kucakladım, sonra da karımın elinden tutup kapıya yöneldim. Açtım kapıyı ama çıkamadık, çünkü merdivenler göçmüştü. 1. kattayız biz abi, hemen camı açtım, sığındım yaradana kızımı kucağıma alıp aşağı atladım, bileğimi burkmuşum ama tabii o an farketmedim bile. Atladıktan sonra karıma dedim atla, o da atladı ağlaya ağlaya. O gece de mübarek yağmur çılgınca yağıyor. Hemen bir otobüs durağına geçtik. Ayaklar çıplak üstte bir şey yok, saatlerce kaldık o durakta. Sonra zaman geçti, hemen başka bir şehirdeki akrabamı aradım, geldi kızımla karımı götürdü. Ben de burada babamla ağabeyimle beraberim, halamdan haber almaya çalışıyoruz. Abi bak seninle konuşurken karım mesaj attı: 'Uyuyamıyorum, çok korkuyorum, duvarlar üzerime yıkılacak gibi geliyor, keşke seni bırakmasaydım, ne olur çabuk gel.' Ne yapayım ben şimdi... Daha dönemeyiz ki biz Hatay'a. Gittiğimiz yerde de ne yapacağız, nasıl yapacağız, hani akrabamızın yanında ne kadar zaman kalabiliriz. Eşyalarımız gitti, evimiz gitti, iş yerim gitti, hatıralar gitti...'
Bugün Hatayli bir anneden hayatimin en acı hikayesini dinledim. Evladinin ölüsunu cigneyip diger evlatlarini cikarmis Allah kimseye boyle acilar yasatmasin
Şu sıralar tek konuşulan şey hatayın terk edilmesi ve oradan batıya olacak göç. İnsanlar memleketinden umudu kesmiş. Buda ayrı bir depremdir bana göre. Yalova depreminde aynı hislere sahiptim 3 ay başka şehirde yaşadım ama yine döndüm memlekete mecburen. Bizler şu an evlerden empati yapamayız. Ateş düştüğü yeri yakıyor.
iftira atar derler kimlermi? bizim din kardeşimiz diyenler