Bir şehir düşünün ki her köşesinde ayrı bir efsane, her an yükselen ezan seslerine eşlik eden kilise çanları... Çok kültürlü dedikleri bu olsa gerek. Hatay, bugüne kadar gitmediğinize pişman olacağınız bir şehir. Mitolojik hikâyeleri dinlerken kendinizi masal diyarında hissedeceksiniz. Camiler, havralar ve kiliselerin bir arada olduğu güzel bir yerleşim yeri. Üstelik Türkiye'nin 'en'leri de bu şehirde sıkça karşımıza karşıyor. İşte onlardan yalnızca bir kısmı...
Şehrin en önemli simgesi Defne Ağacı. Tabi bu simge de yine mitolojik bir hikayeden geliyor. Efsane, Apollon ve Daphne'nin aşk hikâyesini anlatıyor. Efsanenin tamamını buradan okuyabilirsiniz.
Habibi Neccar Camii, Roma döneminde Pagan Tapınağı olarak kullanılıyormuş. Bizans döneminde kiliseye dönüştürülmüş. İslamiyet'in Anadolu'ya girmesi ile de Anadolu'daki ilk cami olarak kullanılmaya başlanmış. Tabi öncesinde, İslami mimariye uygun bir şekilde düzenlenmiş.
Antakya-Samandağ arasında bulunan manastır, M.S. 6. yüzyılda inşa edilmiş. Manastır kalıntıları, 479 metrelik bir tepe üzerinde.
İnanç turizminin en büyük merkezlerinden biri olan Hatay'ın 'ilk'lerinden biri. Dünyadaki ilk Katolik Kilisesi olan St. Pierre Kilisesi, Hristiyanların gizli toplantıları için kullandıkları yer olarak biliniyor.
Hatay'ın (özellikle de Antakya'nın) Hristiyan aleminde ne denli önemli yeri olduğunu gösteren yerlerden biridir. İnşa edildiği dönemde, Yeruşalem (Kudüs) Kilisesi'nden sonra, en büyük kilisedir. Buraya Ana Kilise de denir.
Daha fazla bilgi almak isterseniz, burayı inceleyebilirsiniz.
Yalnızca bu müze ziyareti için bile Hatay'a gidilir. Hatay Arkeoloji Müzesi, dünyanın 2. büyük arkeoloji müzesi olarak biliniyor.
Müzeyle ilgili bilgi almak isteyenler, buraya lütfen. :)
Bu nehrin en büyük özelliği ters akıyor olması. Hatta, adını da bu özelliğinden alıyor. Asi Nehri aynı zamanda pek çok mitolojik hikâyeye de mekan olmuştur. Mitolojide Orontes olarak bilir. Bir efsaneye göre, avcı Narkissos bu nehre düşerek hayatını kaybetmiştir. Yalnız, yaz aylarında gittiğinde, bilhassa su azalmışsa, biraz kötü kokular alabilirsiniz, demedi demeyin...
Asi Nehri'nin hemen kıyısında bulunan park, şehrin en büyük parkı. Şehrin simgesi Defne Ağacı başta olmak üzere, pek çok bitki bulunuyor. Parkın açılışının II. Abdülhamit Dönemi'ne denk geldiği tahmin ediliyor. Park üzerinde Fransızların önemli katkıları olduğu biliniyor.
Görenleri kendine haran bırakan Harbiye Şelaleleri Defne Koruluğu'nun arasından akıyor. Turistlerin en uğrak yeri olduğunu söyleyebiliriz. HArbiye'de kurulu tesislerde, şelaleden akan suyun azaldığı yerlerde, su içerisinde oturabileceğiniz serin ve güzel yerler bulabilirsiniz. Bir de oraya kadar gitmişken, meşhur Harbiye Kebabı'ndan tatmanızı tavsiye ederim!
Efsaneler şehri Hatay'da yine bir efsane mekanı. Hz Musa'nın su içmek için mola verdiği bu yerde dere kenarında bıraktığı asasının, bir fidana dönmesini anlatan efsaneyi buradan okuyabilirsiniz.
Samandağ'da bulunan bu muhteşem tünel, M.Ö. 300 yılında, limanı sellerin doldurması tehlikesine karşı dağ delinerek yapılmış. Bu tünel vasıtasıyla yüksekliği 7 metre, genişliği 6 metre civarında olan selin yönü değiştirilmiş.
Titus Tüneli'nin deniz tarafındaki girişine 100 metre mesafede bulunan Beşikli Mağara, kaya mezarlarının en geniş ve ünlülerinden. İçerisinde bölümler halinde tam 12 tane mezar var. Mezarlar, birbirlerinden duvarlar ile ayrılıyor.
Ammuri Kralı Dakianus'un çok sevdiği karısının ölümü ardından yaptırdığı varsayılır. Karısının ismini koyduğu bu kale zamanla Bağrez isminden Bakras'a dönüşmüş. Bakras Kalesi, Ortadoğu ve Akdeniz arasında önemli bir geçit görevi görmüş. Antakya'ya hükmetmek isteyenlerin çatışma alanı da yine burası olmuş.
Demirköprü Köyü'nde, Asi Nehri üzerinde bulunuyor. Halk arasında dönen söylenceye göre, İsa'nın doğumundan önce yapılmış bu köprü, demir gibi sağlam. İsmini de buradan alıyor.
Samadağ'a bağlı Vakıflı Köyü, Türkiye'nin son Ermeni Köyü. Üstelik yapısı hiç bozulmadan günümüze kadar gelmiş. Aynı zamanda organik tarıma geçen ilk köy olduğu da söyleniyor.
Dünyanın en uzun sahilleri listesinde, iki tane Türkiye sahili bulunuyor. Bunlardan ilki 14 km uzunluğundaki Samandağ sahili. İkincisi ise 12 km ile Patara Sahili.
Hatay'ın, özellikle fotoğrafçılar için en cezbedici mahallesi Affan'ın girişinde bir kahvehane. Affan Kahvesi'ne uğrayıp Haytalı'dan tatmadan dönerseniz, gerçekten Antakya'yı ziyaret etmiş sayılmazsınız. Yalnız sakın Bicibici ile karıştırmayın. Bu da size küçük bir uyarı...
Uzun Çarşı, İstanbul'un Kapalı Çarşı'sını hatırlatıyor. Sıra sıra dizilmiş aktarlar, hediyelik eşyacılar, kuyumcular... Oraya kadar gidip Uzun Çarşı'yı ziyaret etmemek, olmaz. Hem sevdiklerinize ufak birer armağan için de en güzel yer!
Genç Fransız mimar Jaques de La Boucherie, Paris’in asil Tortue ailesine bir köşk yapar. Bu esnada, ailenin kızı Marie Therese Charlotte’a ilk görüşte aşık olur ve aşkı karşılık bulur. Birinci Dünya Savaşı'nın başlamasının ardından, Boucherie yüzbaşı rütbesiyle, Fransız orduları ile birlikte Antakya’ya gelir. Antakya’ya sayısız mimari eser kazandırır. Sevgilisinin ölümünün ardından Adalı ailesi için yaptığı bu köşk ise, Tortue ailesine yaptığı köşkün aynısıdır.