İlişki mezarlığı, çeşitli sebeplerden bitmiş, yarım kalmış ilişkilerle dolu. Kimisi daha başlayamadan bitiyor, kimisi uzun süre boyunca verilen emeklerden sonra. Nice büyük aşklar, ufacık sorunların konuşulmaması yüzünden büyüye büyüye bizi ayrılığa itiyor. Peki kadınların bu ayrılıklardaki rolü ne?
Her ne kadar genelleme yapmaktan hoşlanmasam da, bu genellemeyi yapmadan edemeyeceğim. Kadınlar ne yazık ki her konuda erkeklerden daha ince düşünüyor. Acaba bu sözüm onu kırar mı, acaba böyle yapsam o ne düşünür, ne hisseder diye düşünmekten hayatımızı doya doya yaşayamıyoruz.
Kuaför randevunuzu, spora gideceğiniz saati, her şeyi ona göre ayarlıyorsanız, tek önceliğiniz oysa, onun isteklerinden sonra sizin istekleriniz geliyorsa bu hata tam size göre.
'Aman sevgilim üşümesin, aman o yumurtasını 3 dakika pişmiş sever, aman dikkat et bir yerine bir şey olmasın' Cümleler tanıdık gelmiştir sanırım. Toplumun size yüklediği anaç tavrın altında ezilmeyin. Siz anne değil bir kadınsınız.
Kıskanmak en doğal, en insani duygu ancak bu karşı tarafı boğmaya başladığı an sorunlar da ortaya çıkıyor. Üstelik bu kıskançlık sizi de içten içe tüketip yıpratıyor.
Aslında öyle demek istememiştir, kesin bunun bir açıklaması vardır..... Hayır yoktur. Ufak hataları affedip görmezden gelmeniz, sadece yeni hatalar için ona cesaret verir.
Her zaman inanıyoruz. Her zaman güveniyoruz. En kolay yolu seçiyoruz çünkü inanmayıp biraz sorgulasak, altından bizi üzecek bir sürü şey çıkacak.
Karşınızdaki erkeğin karakteri, huyları belli. İlişkide yaptığımız en büyük hatalardan birisi belki de bu. Değişeceğini ummak, daha iyi bir insan olacağına kendimizi inandırmak...
Konuşmamak, dinlememek, tüm ilişkilerin ömür tüketicisi. Sorunun gerçekte ne olduğunu asla söylemiyoruz. Sırf kavga etmemek için alttan alıyoruz, önemli değil diyoruz ama aslında çok önemli.
Kendin için çabalamak, onun için çabalamak, ilişki için çabalamak. Tek taraflı olduğu sürece hiçbir şeye yaramayacak, hiçbir şeyi değiştirmeyecek fedakarlıklar...
Evlilik genelde kendiliğinden ve hiç ummadığınız anda gelen garip bir şey. İlişki ilk 5 ay harika gitti diye hemen kendimizi o harika beyaz gelinliklerin içinde hayal ediyoruz. Yapmayalım. Akışına bırakıp bu güzel ilişkinin tadını çıkaralım.
Geçmişindeki kadınlara nasıl davrandığı, onlardan nasıl bahsettiği çok önemli.Bunu en az bir kez konuşun. Geçmişindeki kadınlara saygı duymayan ve ondan hakaret dolu sözlerle bahseden erkek size de saygı duymaz fakat bunun da bir dozu var. Birkaç haftada bir canınız sıkıldıkça, eski ilişkilerini sormayın. Sizden öncesinin hiçbir önemi yok. Anı yaşayın.
Beklentileri ne kadar yüksek tutarsak o kadar hayal kırıklığına uğruyoruz, o kadar kırılıyoruz. Karşınızdaki insanın yapabilecekleri ve yapamayacakları belli. Ondan dağları delmesini beklemeyin.
Değer vermek, değer verdiğin insan için bir şeyler yapmak dünyanın en güzel hissi, dünyanın en güzel aktivitesi belki. Hatta bunların hiçbirini karşılık görmek için yapmıyoruz belki ama sürekli değer verip, verdiğimiz değerin boşa çıktığını görmek, karşı tarafın size o kadar da değer vermediğini görmek, sizi kıracak şeyleri hiç düşünmeden yapması vs şeyler biriktiği zaman, çok yanlış bir insana gereğinden fazla değer verdiğimizi anlıyoruz.
Bi editör daha yanlış kişiye aşık olmuş qW:E:QWE:Q.we
Bunların nerdeyse hepsini erkeklerde yapıyor. Anlayacagınız birbirimizden farklı değiliz.
Anladım ki ilişkilerde ilişkinin kadını benmişim şimdiye kadar.