Hata yaptığında kara kara düşünmek, yağmurdan kaçarken kendi gölgene sığınmaya benzer ne ıslanmaktan korur ne de güneşi geri getirir. İnsan yanılır, çünkü insan yürür; yol alan herkes gibi bazen yanlış patikaya sapar, bazen ayağı kayar.
Hata yaptığında kara kara düşünmek, yağmurdan kaçarken kendi gölgene sığınmaya benzer ne ıslanmaktan korur ne de güneşi geri getirir. İnsan yanılır, çünkü insan yürür; yol alan herkes gibi bazen yanlış patikaya sapar, bazen ayağı kayar.
Çamurda yatmak ve debelenmek ne hatayı siler ne insanı arındırır; sadece adımlarını ağırlaştırır... Asıl dönüşüm, hatanın kıyısında durup onunla göz göze gelebildiğinde ve onu kabullendiğinde başlar. Bir yanlış, kapkara bir leke değil; öğrenip olgunlaşmaya yarayan ve doğruya açılan ince bir çatlak gibidir.
Geçmiş, kaderdir, ardımızda bıraktığımız ayak izleridir; sabittir, değişmez. Fakat şimdi atacağımız adım, geleceğin kumuna ilk kez düşecek bir işarettir. Hatalar, doğru ele alındıklarında insanı yoğuran ve ham taşını yontarak olgunlaştıran görünmez bir ustanın elleri gibidir hem şekillendirir hem güçlendirir... Kendini çamurda değil, o hatanın içinden geçerek ve o hatayı geride bırakarak bulursun. Ve yolun şaştığı yerler, çoğu zaman insanın kendi hakikatine en çok yaklaştığı virajlardır...
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio