Ankara’da hastası Bayram Nargüner’in bıçaklı saldırısına uğrayan Dr. Ertan İskender, hastane odasında yaşadıklarını anlattı: “Ayağı kesilecekti, üç parmağını feda edip ayağını kurtardık. Hastanede psikolojik kriz geçirdi, pencereden atlamaya kalkıştı, engelledik. Ben onun hayatını kurtardım, o beni öldürmek istedi.”
Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin poliklinik bölümünde 2 gün önce hasta Bayram Nargüner, ortopedi asistanı doktor Ertan İskender’e bıçakla saldırdı. Doktor İskender, saldırıda sırtının sağ bölümünden ve sağ elinden bıçaklanarak ağır yaralandı. Ertan Yıldırım, saldırıyla biten süreci hasta yatağında Hürriyet’ten Fatma Aksu'ya şöyle anlattı:
“6 aydır takip ettiğimiz hastaydı. Ayağının üzerinden araç geçmişti. Takip ettiğimiz süreçte hastanın psikolojik rahatsızlığını gördük. Kriz geçirip camdan atlayacaktı, biz engelledik. Ailesiyle duygusal bağımız oldu. Durumlarına acıyor, üzülüyorduk. O dönem yatan hastalardan en çok ilgi gösterdiğimiz, en özendiğimiz Bayram’dı. Onu özellikle ben sakinleştiriyordum. Ayağının yarısı kesilecekti. Uyguladığımız tedaviyle sadece 3 parmağını kesip ayağını kurtardık. Bu hastanede psikiyatri servisi olmadığı için, 3 ay bizim takibimizde kaldı. Ameliyatını yaptık, iyileşti, taburcu ettik. Arada kontrole geliyordu.
'20 dakika konuştuk'
O gün ameliyathaneden sonra polikliniğe uğramak için inmiştim. O da polikliniğe gelmişti ve kendisiyle bir arkadaşım ilgileniyordu. Yarasının iyi olduğunu, artık gelmesi gerekmediğini söyledik. O da bize iyi olmadığını anlatmaya çalışıyor ancak agresif şekilde arkadaşıma yükleniyordu. Tecrübelerimle, onunla iletişimde daha etkili olduğum için, beni dinler diye hastanın yanına gittim ve ilgilendim. Bir bilek ve diz ağrısından şikayet ediyordu. 20 dakika boyunca defalarca anlattım. Bizimle ilgili kısmın çözüldüğünü, ağrılarının hareketsiz kaldığından olduğunu, ilaçla geçebileceğini, geçmezse fizik tedavi göreceğini anlattım. Ama hasta her seferinde daha çok tepki vermeye başladı. Saldırganlaşan hastaları, böyle durumda bırakıp gidiyoruz. Orada da, ‘Bayram Bey, artık gelmeniz gerekmiyor’ deyip odadan çıktık.
Arkamızdan hakaretler etti. Diğer hekim arkadaşımdan güvenlik çağırmasını istedim ve oradan ayrıldık. Poliklinik çıkışına doğru yürüdük. Tam kapıya yaklaşmıştım ki, bir arkadaşım bana seslendi. O anda bel bölgesinden bıçak darbesi aldım. Elimle o bölgeyi tutunca bir daha vurdu. Elimden de darbe aldım Her şey 3 saniye içinde olup bitti.”
Saldırganın bıçağı, Dr. Ertan İskender’in bir anlamda geleceğini de kesip attı: “Üçüncü ve dördüncü parmağım kesildi... Yüzük ve orta parmak. Biri uç kısmından kopuktu, diğerinde de tendon dediğimiz, parmağı hareket ettiren sinir ve damar kesilmişti. Ameliyat 4.5 saat sürdü. Kesilen parmağı tekrar yerine dikmeye çalıştı cerrah arkadaşlar. Parmağın durumu 3-4 gün içinde belli olacak. Belimdeki bıçak darbesiyle ilgili, başta bir şey yok dediler ama aynı bacakta uyuşukluk şikayetlerim oldu. 5 saat önce tekrar ameliyata aldılar. Toplam 2 kere ameliyat geçirdim ve ne olacağı belli değil. Cerrahlık yapıp yapamayacağım, tekrar dikilen parçanın tutup tutmayacağını bilmiyorum.”
Bu mesleğe gençliğimizi verdik. Hem lise hem üniversite hayatımız, diğer bölümlere göre bir tık daha zordu. TUS (uzmanlık sınavı) dönemi yıpratan bir süreç. Asistanlık şartları, gerek çalışma gerek nöbet şartları, böyle bir hastanede zorlu olabiliyor. Yakınlarımıza anlatıyoruz, abarttığımızı düşünüp inanmıyorlar. 30 yaşıma gireceğim 27 Temmuz’da. 32 yaşında uzman olacaktım. İki yılım kalmıştı.”
Irak Türkmen’i olan Ertan İskender 1991 yılında Tuzhurmatu kasabasında doğdu. Babası Irak’ta çok ünlü bir matematik profesörü olan Hasan İskender, annesi ise Sağlık Bakanlığı’nda memurdu. Çocukluğu babasının görevi nedeniyle Polonya’da geçti. Irak ABD tarafından işgal edilince ailecek memleketlerine dönmek zorunda kaldılar. Babası Tikrit Üniversitesi’nde matematik bölümünün başına geçti. Çok başarılı bir öğrenci olan Ertan, 2009’da girdiği sınavları kazanarak Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni kazandı. Ailesini geride bırakıp Ankara’ya geldi.
Tıp Fakültesi’ni dereceyle bitiren Ertan İskender, 2014’te Türk vatandaşlığına geçti. Bir İstanbul gezisi sırasında kendisi gibi Irak Türkmenlerinden Erbilli diş hekimi İlaf’a aşık oldu. Pratisyen hekim olarak çalıştığı sırada evlendiler. Bugün 3.5 yaşında olan oğulları Mert dünyaya geldi. Arkadaşlarının “Dünyanın en iyi babası” diye anlattığı Ertan, aynı yıl TUS’u kazanarak Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ortopedi Kliniği’nde çalışmaya başladı. Hedefi, kendisine yapılan yatırımı ‘Anavatanım’ dediği Türkiye’ye en iyi şekilde hizmet ederek ödemekti. Her şey tam da hayallerindeki gibi gidiyordu, ta ki önceki gün yaşanan o saldırıya kadar.
Saldırı Irak Türkmenleri arasında da geniş yankı buldu. Irak Türkmen Cephesi eski başkanlarından, Kerkük milletvekili Erşat Salihi sosyal medya hesabından Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’yı etiketleyerek şu mesajı paylaştı:
“Tuzhurmatu’da savaştan çıkmış, Türkiye’de eğitim görüp doktorluk yapan Ertan İskender bir hasta yakını tarafından bıçaklanmıştır. Genç Türkmen doktorumuza yapılan saldırının cezasız kalmayacağından şüphemiz yoktur. Olayın takipçisi olan Dr. Fahrettin Koca’ya da teşekkür ediyoruz.”
Arkadaşları, 3.5 yaşında Mert adında oğlu olan Dr. İskender’i, “Dünyanın en iyi babası” diye tanımlıyor.
Hasta aynı zamanda pisikolojik olarak rahatsız. Değerlendirseler belki cezai ehliyeti bile yoktur. Bu olay tümüyle doktorunu koruyamayan sistemin suçu.
Bir ada alacak kadar param olsa da , bu tarz suçlulara okyanusun ortasında bir yer yapacağım . oraya hepsini toplayıp çekirdeğimi alıp izleyeceğim.
böyle ibneler bırakın ölsün amk adam senin hayatını kurtarıyor yaptığı yüzsüzlüğe bak