Tüyler ürperten detayların ve cinayetlerin korkunçluğu karşısında şoklara girsek de birçoğumuz için seri katil teması ve seri katil filmleri ya da belgeselleri fazlasıyla ilgi çekici olmaya devam ediyor. Son dönemlerin 'Dahmer'i de bu durumun kanıtlarından. :)
Bu içeriğimizde, yaptıklarıyla tüylerinizi ürpertecek en şeytani 25 seri katili birlikte inceleyelim istedik. Öyleyse içeriğimize geçelim. 👇
'Sam'in Oğlu' olarak bilinen seri katil David Berkowitz, 1976 yazında bir dizi silahlı saldırı gerçekleştirdi. 44 kalibrelik Bulldog tabancası ile, altı kişiyi vurdu ve yedi kişiyi yaraladı.
Berkowitz, polise ve basına, daha fazla silahlı saldırıda bulunacağına dair bir dizi alaycı mektup gönderdi. Sonunda Ağustos 1977'de yakalanan Berkowitz, tüm cinayetleri itiraf etti ve her cinayetten 25 yıl ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.
'Karma Katil' olarak bilinen Edmund Kemper, 1970'lerde Kaliforniya'da bir dizi acımasız cinayet işleyen Amerikalı bir seri katil ve nekrofili olarak tarihe geçen korkunç isimlerden.
Henüz daha 15 yaşındayken büyükanne ve büyükbabasını öldürdü, ardından Santa Cruz'da altı kadın otostopçuyu öldürdü ve cesetleri parçaladı. Kendisini polise teslim etmemeleri için annesini ve arkadaşlarından birini öldürdü. Kasım 1973'te sekiz cinayetten suçlu bulundu. Ölüm cezası istedi ancak ömür boyu hapis cezası aldı.
Amerikalı Lawrence Bittaker ve Roy Norris 'Alet Çantası Katilleri' olarak biliniyorlardı. 1979'da Kaliforniya'da beş genç kadını birlikte öldürdüler. Kurbanlarını öldürmeden önce tecavüze ve korkunç işkencelere maruz bıraktılar.
1981'de cinayet, insan kaçırma ve tecavüzle suçlandılar. Bittaker idam cezasına çarptırıldı.Norris, Bittaker aleyhindeki ifadesi karşılığında infazdan kurtuldu ve 45 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Ian Brady ve Myra Hindley, 1963-1965 yılları arasında İngiltere'nin Greater Manchester kentinde, 10 ve 17 yaşlar arasındaki beş çocuğa tecavüz edip onları vahşice öldürdüler.
Kurbanlardan üçü Saddleworth Moor'da kazılan mezarlarda keşfedildi; son kurbanın cesedi ise Brady'nin evinde bulundu. Dördüncü kurban Keith Bennett'in nerede olduğu hala bilinmiyor. İki seri katil de ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Hindley 2002'de hapishanede öldü; Brady maksimum güvenlikli Ashworth Hastanesi'ne hapsedildi.
1977'nin sonlarından 1978'in başlarına kadar Kenneth Bianchi ve Angelo Buono isimli iki kuzen seri katil, Kaliforniya'da adeta bir terör saltanatı sürdüler. 12-28 yaşları arasındaki 10 kızı kaçırıp tecavüz ettiler ve boğarak öldürdüler.
Kuzenlerin öldürme yöntemi, onların 'Yamaç Boğucuları' olarak tanınmalarına neden oldu. Bianchi, akıl hastası gibi davranarak suçsuz olduğunu iddia etmeye çalıştı ancak gerçek olmadığı ortaya çıkınca suçunu kabul etmeyi ve Buono aleyhine ifade vermeyi kabul etti. Her ikisi de ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Buono, 2002 yılında hücresinde kalp krizinden öldü.
Dennis Rader, 1974-1991 yılları arasında Kansas'ın Wichita eyaletindeki Sedgwick'te 10 kişiyi öldürdü. Polise, 'bağlama, işkence, öldürme' manasına gelen 'BTK' lakabıyla alay mektupları gönderdi.
Rader kurbanlarını evlerine girmeden önce takip edip onları boğmadan önce uzuvlarını bağladı. 1988'de ortadan kaybolan BTK, 2005 yılında basına bir disket gönderdiğinde yeniden ortaya çıktı (bu onun çöküşü olacaktı). Disket üzerinden izi sürülen Rader tutuklandı. Mümkün olan en erken çıkış tarihi 26 Şubat 2180 olan 10 ardışık ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.
1969'da Gaskins, Güney Amerika'nın kıyı otoyollarında dolaşırken yakaladığı bir dizi otostopçuyu öldürmeye, kurbanlarına işkence etmeye ve sakatlamaya başladı. 80 İla 90 kişiyi öldürdüğünü öne sürdü. 1975'te bir suç ortağı polise Gaskins'in iki genci öldürdüğüne tanık olduğunu itiraf ettiğinde tutuklandı.
Sekiz cinayetten mahkum edildi ve ölüm cezasına çarptırıldı; daha sonra şartlı tahliye olmaksızın ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Ancak korkunç bir şekilde Gaskins, yüksek güvenlikli hapishanede bile başka bir cinayet işlemeye devam etti ve bir mahkum arkadaşını öldürdü. İdam sırasında bir mahkumu öldüren tek adam olarak tarihe geçti.
1956 ve 1958 yılları arasında güney İskoçya'da dokuz kişiyi öldürdüğü bilinen Amerika doğumlu İskoç seri katil Manuel 18 kişiyi öldürdü. Polis, Manuel'in Glasgow barlarında içki parasını ödemek için kullandığı bazı banknotların kurbanlarından birinden çalındığı kanıtlanana kadar (son cinayetine kadar) suçlı olduğunu kanıtlayamadı.
Annesi, tutulduğu karakolda kendisiyle yüzleştikten sonra bu cinayetleri itiraf etti. Manuel, Temmuz 1958'de işlediği suçlardan dolayı Glasgow'daki Barlinnie Hapishanesinde idam edildi. İdam cezası sona ermeden önce İskoçya'da asılan son mahkumlardan biri oldu.
“Asit Banyosu Katili” olarak bilinen John George Haigh, 1940'ların İngiliz seri katiliydi. Profesyonel bir dolandırıcı da olan Haigh, zengin bireyleri hedef aldı ve onları başarılı bir iş insanı olduğuna ikna ediyordu.
Kurbanlarını vurmadan önce sahipsiz bir depoya çekti ve vücutlarını sülfürik asit içinde eritti. Kurbanların cesetlerinin olmamasına rağmen, Haigh'i cinayetten mahkum etmek için yeterli adli kanıt vardı. 1949'da ölüm cezasına çarptırıldı ve Wandsworth Hapishanesinde idam edildi.
1967-1987 yılları arasında Fred West ve eşi Rose, en az 11 genç kadına işkence yaptı, tecavüz etti ve öldürdü. Polis arama emri çıkardıktan ve bahçenin içine ve evlerinin döşeme tahtalarının altına gömülü birkaç insan kemiği yerleştirdikten sonra çift nihayet 1994 yılında yakalandı ve suçlandı.
Duruşması sırasında Fred West mahkum edilmeden önce kendini astı. 1995 yılında Rose West, 10 cinayetten suçlu bulunarak ömür boyu hapse mahkum edildi.
'Genesee Nehri Katili' olarak bilinen Shawcross, ilk olarak 1972'de 10 yaşındaki bir çocuğa New York'un Watertown kentindeki ormanlık bir alanda tecavüz edip ardından öldürdü. Daha sonra sekiz yaşındaki bir kıza da aynısını yaptı ve bu olaydan sonra yakalanıp adam öldürmekten mahkum edildi.
14 Yıl hapis yattıktan sonra 1988'de serbest bırakıldı ve 22-59 yaşları arasında 12 hayat kadınını vahşice öldürdü. Son cinayet mahallinde yakalanan Shawcross, 12 cinayetin hepsini itiraf etti ve 250 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 2008 yılında kalbinin durması nedeniyle hapishanede öldü.
“Yorkshire Karındeşeni” olarak bilinen İngiliz seri katil Peter William Sutcliffe, 1981'de, 13 kadını öldürmekten ve yedi kişiyi öldürmeye teşebbüsten mahkum edildi. Leeds ve Bradford'daki hayat kadınlarını da hedef alan seri katil, kuzey İngiltere'de bir korku iklimine neden oldu.
Ocak 1981'de sahte plakalı araba kullandığı için tutuklandığında cinayetleri de ortaya çıktı. Şartlı tahliye olmaksızın ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı ve Broadmoor Yüksek Güvenlikli Akıl Hastanesi'nde kaldı.
“Gece Takipçisi' lakaplı Ricardo Lemvo Munoz Ramirez, 1984-1985 yılları arasında Los Angeles'ta şeytana tapan bir seri katildi. Kurbanlarının çoğunun evlerine girerek onları vurdu, bıçakladı ve sakat bıraktı. Kurbanları, dokuz yaşındaki bir kızın yaşları ile altmışlı yaşlarının sonlarında evli bir çift arasında değişiyordu.
Suç mahallerinin duvarlarına pentagramlar çiziyordu. 1985'te yakalanan Ramirez ölüm cezasına çarptırıldı ancak cezasından önce Haziran 2013'te B hücreli lenfomadan kaynaklanan komplikasyonlardan dolayı öldü.
'Milwaukee Yamyamı' olarak bilinen Jeffrey Dahmer, 1978 ve 1991 yılları arasında 17 erkeğe tecavüz eden, öldüren ve parçalayan Amerikalı bir seri katil ve seks suçlusuydu. Ölülerle cinsel ilişkiye girdi ve kurbanlarının parçalarını yedi; vücutlarının parçalarını parçaladı ve pişirdi.
Dahmer, potansiyel bir kurban onu alt etmeyi ve polise bildirmeyi başardıktan sonra yakalandı. 1992'de, 15 cinayetten 15 ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Ancak cezasından sadece iki yıl sonra Columbia Islah Kurumu'ndaki bir mahkum tarafından dövülerek öldürüldü.
Jeffrey Dahmer'in İngiliz versiyonu Dennis Nilsen, 1978-1983 yılları arasında Londra'da 15 eşcinsel erkeği öldüren eşcinsel bir katildi. Kurbanlarının cesetlerini parçaladı; parçaları yaktı ya da tuvalete attı. Kanalizasyon sisteminde insan eti keşfedilmesi yakalanmasına yol açtı.
Nilsen, 1983 yılında cinayete teşebbüsten ve 6 cinayetten ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Serbest bırakılma şansı olmadan İngiltere'nin Yorkshire kentindeki yüksek güvenlikli hapishaneye hapsedildi.
20. Yüzyılın en çok bilinen katillerinden biri olan Ted Bundy, 1970'lerde çok sayıda genç kadını kaçıran Amerikalı bir seri katil ve tecavüzcüydü. Kurbanlarına halka açık bir yerlerde yaklaştı ve onları taciz edip öldürebileceği tenha bölgelere götürdü.
En az 12 kurbanın kafasını kesti ve kesilen kafaları dairesinde kupa olarak sakladı. Defalarca yakalandı, üç cinayet daha işlemeden önce iki kez polisten ve mahkeme binalarından kaçmayı başardı. Birden fazla cinayetten hüküm giydi, ölüm cezasına çarptırıldı ve 1989'da elektrikli sandalye ile idam edildi.
Charles Ng ve suç ortağı Leonard Lake, Kaliforniya, Calaveras County'deki Lake'in çiftliğinde 25 kurbana tecavüz etti, işkence etti ve öldürdüler. Suçları 1985 yılında Lake'in tutuklandıktan sonra intihar ettiği ve Ng'nin bir hırdavatçıda hırsızlık yaparken yakalandığı zaman ortaya çıktı.
Polis, Lake'in çiftliğini aradı ve insan kalıntıları buldu. Ng, Lake'in suç ortağı olarak tanımlandı ve Kanada'ya giderek polisten kaçmaya çalıştı. Amerika Birleşik Devletleri'ne iadesinin ardından, 1998'de on iki cinayet suçlamasıyla yargılandı ve 1999'da mahkum edildi. Ardından San Quentin Eyalet Hapishanesi'nde idam cezasına çarptırıldı.
John Wayne Gacy, 1972 ve 1978 yılları arasında Chicago, Illinois'de bir dizi cinayette 33 genç erkeği taciz edip ve öldürdü. Kurbanları turnike ile boğarak öldürmeden önce iş veya para vaadiyle evine çekti.
Gacy, daha sonraki kurbanları Des Plaines Nehri'ne atmadan önce kurbanlarından 26'sını evindeki döşemelerin altına gömdü. 33 Cinayetten hüküm giyen Gacy ölüm cezasına çarptırıldı. 10 Mayıs 1994'te idam edilmeden önce 14 yılını ölüm hücresinde geçirdi.
Chikatilo, 'Rostov Kasabı' lakaplı bir Sovyet seri katildi. 1978-1990 yılları arasında Rusya'da en az 52 kadın ve çocuğa cinsel istismarda bulundu, sakatladı ve öldürdü.
Polislerin, katil olduğunu anlamasının ardından işlediği 56 cinayeti itiraf etti ve 1992'de bu cinayetlerin 53'ünden yargılandı. Bu cinayetlerden 52'si için mahkum edildi ve idama mahkum edildi ve ardından Şubat 1994'te idam edildi.
En az 70 kişiyi öldürdüğü bilinen Tommy Lynn Sells, Teksas'ın en tehlikeli suçlularından biriydi. 1985 ve 1999 yılları arasında 13 yaşındaki bir kızı 16 kez bıçaklamak da dahil olmak üzere birçok acımasız cinayetten mahkum edildi. Sells, 10 yaşındaki bir kızın yatak odasına girip onu bıçaklayıp ölüme terk ettikten sonra yakalandı.
Ağır bir şekilde yaralanmasına rağmen kız hayatta kalmayı ve komşularını uyarmayı başardı. Sells, Teksas, Livingston'daki yüksek güvenlikli bir hapishanede idam cezasına çarptırıldı.
Amerika Birleşik Devletleri'nin en üretken seri katillerinden biri olan Gary Ridgway, 2001 yılında dört cinayetten tutuklandı, ancak daha sonra 1980'ler ve 1990'lar boyunca Washington eyaletinde en az 70 kadını öldürdüğünü de itiraf etti.
Nehire attığı kişilerden dolayı “Yeşil Nehir Katili' lakabı takıldı. 49 cinayetten mahkum edildi ve şartlı tahliye olmaksızın ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.
Brezilyalı seri katil Pedro Rodrigues Filho, 1973'te tutuklandı, daha sonra 2003'te en az 71 kişiyi öldürmekten mahkum edildi ve 128 yıl hapis cezasına çarptırıldı. İlk cinayetini 14 yaşında işleyen Filho, bir dizi hırsızlığa başladı. 18 yaşına geldiğinde 10 kişiyi öldürmüştü.
Hapisteyken, aynı zamanda cinayetten hapis yatan kendi babasını da idam etti. Dikkat çekici bir şekilde, hapisteyken en az 47 mahkumu öldürdü. Devam eden cinayetleri, cezasının 400 yıla çıkmasına yol açtı. Ancak 34 yıl yattıktan sonra 2007'de hapisten çıktı; daha sonra 2011'de yeniden tutuklandı.
Barbosa, 1970'lerde ve 1980'lerde Kolombiya ve Ekvador'da 150'den fazla genç kıza tecavüz edip öldüren bir seri katildi. Kolombiya hapishanesinden kaçtığından beri Ekvador'da 72 kızı öldürdüğünü itiraf etti. Quito'da tutuklandıktan sonra yetkilileri, henüz kurtarılmamış olan kurbanların bulunduğu çöplük alanlarına götürdü.
1989'da mahkum edildi ve Ekvador'da mevcut olan azami ceza olan 16 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Kasım 1994'te kurbanlarından birinin kuzeni tarafından hapishanede öldürüldü.
Dr. Harold Fredrick Shipman bir ingiliz doktordu ve 250'ye kadar cinayetten sorumlu olan dünyanın en korkunç seri katillerinden biriydi. Güvenilir bir doktordu. Bulunduğu toplum tarafından fazlasıyla saygı görüyordu, ancak meslektaşları ve yerel cenazeciler bölgedeki yüksek ölüm oranı ve karşıt imza attığı yaşlı kadınlar için çok sayıda ölü yakma formu konusunda endişelerini dile getirmeye başladılar.
Shipman'ın çok sayıda hastaya kasıtlı olarak ilacın ölümcül dozlarını enjekte ettiği ve ölümlerine neden olduğu tespit edildi. Büyük miktarlarda parayı miras alabilmek için vasiyetlerini taklit etti ve kurbanın cesetlerini yok etmek için ölü yakma taleplerini tamamladı.
Duruşma hakimi onu art arda 15 ömür boyu hapis cezasına çarptırdı. Shipman daha sonra Ocak 2004'te Wakefield Hapishanesi'ndeki hücresinde kendini astı.
Kolombiyalı seri katil olan Pedro Alonso Lopez, Güney Amerika'da 300'den fazla kıza tecavüz edip, başta boğulma olmak üzere, bir dizi acımasız yöntemle öldürdü. Lopez, kaçırılma girişimi başarısız olduğunda tutuklandı ve piyasa tüccarları tarafından tuzağa düşürüldü.
300'den fazla cinayeti itiraf etti, ancak polis ona kurbanlarının çoğunu içeren toplu bir mezarı ortaya çıkardığında inandı. Sonunda 53 ceset bulundu. 1980'de hapse atıldı. Serbest bırakıldıktan sonra yeniden tutuklandığı Kolombiya'ya sınır dışı edildi ve 2002'de ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.
Hayat hikayeleri,neler yaşadıkları, canavara dönüşme kısımları daha etkileyici bence……
Bir o kadar da merak uyandırıcılar 👏
Maşallah ne hayırlı evlatlar