Gelin Mindhunter'ın 16 Ağustos'ta yayınlanacak ikinci sezonundan önce bilgilerimizi tazeleyelim...
Gelin Mindhunter'ın 16 Ağustos'ta yayınlanacak ikinci sezonundan önce bilgilerimizi tazeleyelim...
Bu içerikteki bilgiler refinery29 sitesinden derlenmiştir.
Fight Club, Seven ve Gone Girl gibi başarılı filmleriyle tanıdığımız ünlü yönetmen David Fincher'ın hayata geçirdiği Netflix dizisi Mindhunter, 1970'lerin Amerika'sında geçiyor. FBI’da çalışan Holden Ford ve Bill Tench psikopat katillerin (daha 'seri katil' kelimesi bile kullanılmamakta) iç dünyasını çözümleyerek, cinayetleri önceden çözmeye çalışıyorlar. Aslında çeşitli katil profilleri çıkartıyorlar da diyebiliriz. Akademisyen Wendy (Anna Torv) karakterinin dahil oluşuyla olaylar gelişmeye başlıyor.
Eğer diziye daha başlamadıysanız, sizler için ilginç bir bilgi; bu dizi içerisinde geçen davalar kurgu değil! Eski FBI ajanlarının kaleminden çıkan senaryolara ve gerçek hayatta yaşanan davalara dayanmakta. Aynı zamanda 'Mindhunter: Inside the FBI's Elite Serial Crime Unit' romanından uyarlama bir dizi.
Fakat rehine olayından sonra travma yaşayan Ford, artık suçlularla farklı iletişim yolları deniyor...
Ford barda tanıştığı sosyoloji öğrencisi Debbie sayesinde katiller suçlu doğar teoremini bir kenara bırakarak, suçlularla empati kurma yöntemini deniyor. Klasik FBI dizilerinden alışık olduğumuz senaryonun oldukça dışına çıkılan dizide, birinci sezon boyunca hem ajanlarla hem de katillerle empati yaptığımız özgün bir içerik ve sürekli bir olay akışından ziyade diyalog ağırlıklı senaryosu, dolu dolu bir seyir keyfi sunuyor.
Ford akıl hocası olarak gördüğü Bill Tench'i (Holt McCallany) ikna ederek suçlularla röportaj yapmak ister. Davalarda farklı bir bakış açısı yakalamak, klasik yöntemleri yıkmak gibi arayışlara girer. Bu olay da bizleri soluksuz bırakan, Edmund Kemper davasında sıkıştıklarında başvurdukları bir yöntemdi.
Seri katillerle, ajanlar arasında geçen diyaloglar dizinin en dikkat çekici, yer yer tüyler ürpertici gerçekliğe sahip ve bizleri en çok etkileyen kısımları diyebiliriz. Farklı farklı davalar ve her bir dava için farklı bir yaklaşım üretmeye çalışan ajanların etrafında dönen senaryo bu zamana kadar gördüğümüz FBI dizilerinden oldukça farklı bir kurguya sahip. Dizi de işlenen bu çarpıcı davaların yanı sıra, Kennedy Suikastı ve Watergate Skandalı'da es geçilmeyen konular arasında.
Ford ve Debbie'nin ilişkisi, Ford'un her davadan sonraki değişimini yansıtmaktadır. Ford davalarını çözümledikçe, katillerle arasında yarattığı ilişki yüzünden adım adım değişmektedir. Biz bu değişimleri çoğunlukla sevgilisi Debbie'yle olan ilişkisi üzerinden gördük. Dizinin işlendiği dönemde Amerika'da katillere şans tanınan bir yasa yoktu, bu şansı Ford yaratmaya çalışıyor ama her şeyin bedeli olduğu gibi bunun bedelini de en çok kendisi ödüyor ve daha da ödemeye devam edecek gibi...
İlk sezonda özgün ve çarpıcı psikolojik ve sosyolojik yaklaşımları, kurgusu, oyunculukları ve en önemlisi senaryosuyla dev bir dizi haline gelen Mindhunter'ın ikinci sezonunu merakla bekliyoruz...
çok iyi bir diziydi spesifik...