Büyük usta Ursula K. LeGuin bir yazısında şöyle demiş:
“Fantezi edebiyatı kaçıştır ve ihtişamı da buradan gelir. Bir asker, düşmana esir düştüğünde kaçmak onun ilk görevi değil midir? Eğer akıl ve ruhumuzun özgürlüğünü önemsiyorsak ve kendimizi birer özgürlük elçisi olarak görüyorsak, bizim de en önemli vazifemiz firar etmek ve beraberimizde mümkün olduğunca fazla insanı götürmektir!”
Ursula K. Le Guin Sürgün Gezegeni kitabı da güzel bir örnek. Thor filminde: Atalarınız büyü diyordu, siz bilim diyorsunuz. Ben öyle bir yerden geliyorum ki, ikisi tek ve aynı. :P Güzel fantezi bizim üfürükçülerde sıkışınca benzer argümanlara başvuruyor. Bilimsel fantezi ya da fantastik bilim kurgu denince aklıma kimya laboratuvarında sabah 9 akşam 5 çalışan Hulk geliyor. Ayda asgari ücretin on katı maaş alıp boş zamanlarını evde oyun oynayarak geçiren arkadaşım gibi. Tmm beyin yerine nükleer reaktör vermişlerde yaşa lan biraz. Yıldız savaşlarında uzay gemileri ışın kılıcı bir yanda ölülerle temas. Uzay savaşları fizik paralel evren derken çıka gelen kıyamet. Çok ileri teknolojiye sahip olup kılıç, balta gibi basit silahlarla gezegenler arası maceralar. Tükenen dünyada hayatta kalmaya çalışırken eksik olmayan kozmik felaketler mutasyonlar. Nasıl olsa fantezi imkansızın akla yatkın kılınmasıyken bilim kurgu akla yatmayanın mümkün hale getirilmesiydi. Favorim Otostopçunun Galaksi Rehberi