Hasan Gümen Yazio: Afgan Kızı Nerede?

Foto muhabiri Steve McCurry’i meşhur eden fotoğraftı. Delici yeşil bakışları kamera lensinin içinden geçerek ve dergi kapağını aşarak insanın ruhunu vahşice oyuyordu. Anne ve babasını Ruslar öldürmüştü.

Esasen bir Paştun kızıydı.

13 yaşında evlendirilecek “en azından onların zamanında düzen vardı” dediği Taliban’ın gidip geldiğine şahit olacak ve bir mülteci olarak büyüyüp aile kurduğu Pakistan’dan, sahte kimlik düzenlediği suçuyla sınır dışı edilecekti. 

Birkaç gün önce paracıkları helikopterlere ve uçaklara doldurarak Birleşik Arap Emirlikleri’ne kaçan Başkan Eşref Gani tarafından Afganistan’a getirilip kendisine bir ev verilmeden önce şöyle diyecekti: “Ben Afganistan’da doğdum ama Pakistan’da büyüdüm. Benim vatanım burası.”

Sınır dışı edildiğinde eşini alıp götüren hepatit-c hastalığı ile boğuşuyordu, gözlerinin çevresinde karaciğer lekeleri vardı. Üç çocuğuyla birlikte ortada kalmıştı. Bu durumu gören Eşref Başkan, PR fırsatını tepmedi ve hemen sağlık masraflarını karşılasın ve çocuklarına da bakabilsin diye 700 dolar maaş bağlattı kendisine. Bir de üzerine geniş bir ev verdi. 

Annemin yıllar boyu biriktirdiği National Geographic dergilerini ve nefes kesen kapak fotoğraflarını asla unutmuyorum. Sahaflardan alınmış onlarca eski mecmua, kütüphanedeki ansiklopedi savaşları cephesinin hemen karşısında konuşlanmıştı.  

1985 Haziran sayısının kapağıydı Afgan Kızı. Ben o sıralar 2 yaşında sümüklü bir bebektim. “Anne bu kız kim? Meşhur biri mi?” sorusunu sormam için 1993 yılının gelmesi gerekecekti. Ben annemin soyduğu tuzlu hıyarımı yiyip dergileri karıştırırken Afgan Kızı ikinci çocuğuna ninni söylemekle meşguldü.

Yüzünü bile görmediği, adını dahi duymadığı, mesleğini bile tahayyül edemediği insanların televizyon programlarında ve gazete büfelerinde boy gösterdi.

Ben Şişli’de elektrikler kesildiği için sinir olup “Afganistan mı lan burası?” derken, spor programlarında, spor dahi yapmaktan aciz şişkolar futbolculara söverken, karşı komşumuz teyze “Mülteciler ya evet. Ah, vah! Tüh tüh!” derken, kocasının karaciğeri iflas etti. 

1984 yılında da umurumuzda değildi, sadece bir dergi kapağıydı. 2021 yılında da umurumuzda değil, sadece dijital mecradaki bir yazıdan ibaret. Ben kendisinin isminden ve hikayesinden prim yaparken, bu kadına şu anda ne olduğuna dair en ufak bir fikrimiz yok. 

Eli tüfekli adamlar var yine orada. Mülteciler var yine “bir yerlerdeki” kamplarda. Hepsi birer fotoğraf, hepsi birer yazı ve hepsi birer rakamdan ibaret.

Unutmadan, efsane fotoğrafı çeken Steve’in o zaman sormaya tenezzül etmediği adını yazayım:

Sharbat. Türkçe’deki “şerbet” gibi.

Instagram

Popüler İçerikler

Güldür Güldür Show'dan Duygulandıran 29 Ekim Skeci Geldi
Yarışmaya Katıldıktan Sonra Başından Vurulan Mutlu Kaya'nın "Başardım" Paylaşımı Duygulandırdı!
Enteresan Çıkışları ve Görgüsüz Paylaşımlarıyla Meşhur Murat Övüç'ten Kadınları Hedef Alan Hadsiz Yorum
YORUMLAR
23.08.2021

Vay be.

23.08.2021

Admin BBC'de kadının 2017 röportajı var? bi oraya bakıp hazırlasaydın içeriği keşke. kadının yeri yurdu belli, röportajda da " fotografın, ona getirdiği ünün önce zararları olduğunu ama sonra çok faydasını gördüğünü, o ün sayesinde şuan gelen para ile yetimlere ve ihtiyaç sahiplerine nasıl yardım ettiğini" anlatıyor. kadın kurtulmuş hayatını yaşıyor demiyorum, ama bu içerikte yazdığı gibi unutulmuş kaybolmuş vaziyette de değil.

23.08.2021

Haklısınız. 4 yıl önce keyfi yerindeyse Taliban işgalinde de keyfi yerindedir. Eşref Gani'de giderken paraları koyacak ekstra çanta bulamamıştı. Bir kısmını da Sharbat'a vermiştir nasıl olsa.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ