Harry Potter'ı seviyoruz. Boş zamanlarda tekrar tekrar izleyip her detayından daha çok zevk alacağımız bir seri. Kitaplardan bahsetmiyorum bile. Çocukluğumuzda bizi içine çektiği hayal dünyası kelimelerle anlatılamaz.
BuzzFeed'den derlediğimiz bu detaylar da hayranlığımızı bin kat arttırdı.
Sentor Firenze, Harry'e süreci açıkladı: 'Ancak kaybedecek hiçbir şeyi olmayan ve kazanacak her şeyi olan böyle bir suç işleyebilir. Tek boynuzlu atın kanı sizi hayatta tutar, ölümden bir parmak uzakta olsanız bile. Ancak bedeli çok korkunçtur. Kendinizi kurtarmak için o kadar saf ve savunmasız bir şeyi katledersiniz ki yarım bir hayatınız olur, lanetlenmiş, kan dudağınıza dokunduğu an.' Bu sözler Melez Prens'te hortkuluklar hakkında bilgi edindiğimizde o kadar mantıklı geliyor ki!
İlk kitapta, Harry Snape'in Felsefe Taşı'nı çalmaya çalıştığını sandığında, Snape'in aynı zamanda zihin okuyabildiğini düşünüyordu. İlerleyen zamanlarda, Snape'in Legilimens büyüleri yapabildiğini ve hatta zihin okuyabildiğini öğreniyoruz.
Hogwarts'taki Noel tatilleri sırasında, Fred ve George Quirrell'ın peşine onu her yere takip eden ve sarığında zıplayan kartopları taktıkları için başları belaya girmişti. Ancak bilmedikleri şey o sarığın altında Voldemort'un olmasıydı.
Dönem sonu ziyafetinde, Neville'e 10 puan hediye ediliyor çünkü 'düşmanlarımıza karşı dik durmak büyük cesaret gerektiriyor, fakat arkadaşlara karşı durmak çok daha fazlasını.' Sonradan Dumbledore'un Grindelwald'a bunu yaptığını öğreniyoruz.
Ron ve Neville'ın okulda çok da başarılı olmadığını biliyoruz, ancak bunun sebebi büyücü olmak için gerekli yeteneklere sahip olmamaları değil. Ölüm Yadigarları'nda, başka birinin asasını kullanırken yaptığın büyülerle kendi asanla yaptığın büyülerin gücünün aynı olmadığını öğreniyoruz. İlk kitaplarda Ron abisi Percy'nin, Neville ise babasının asasını kullanıyor.
Sırlar Odası'nda, Neredeyse Kafasız Nick, Harry'nin başını beladan kurtarabilmek için Peeves'i, Filch'in dikkatini dağıtmaya ikna ediyor. Peeves de gidip kaybolan dolaplardan birine zarar veriyor. Aynı dolap, Zümrüdüanka Yoldaşlığı'nda, Fred ve George bir öğrenciyi içine sıkıştırmaya çalıştıklarında tekrar ortaya çıkıyor. Ancak en önemlisi, Draco Malfoy'un Melez Prens'te Ölüm Yiyenler'i okula soktuğu aynı dolap.
Kupa odasında cezaya kaldığı sürede Ron, 'Tom Riddle' adında birinin okula yaptığı özel servislerden ötürü kupa kazandığını fark ediyor. Harry günlüğünü bulduktan sonra, Ron 'Belki de Mızmız Myrtle'ı öldürmektendir, bu herkes için iyilik olurdu.' diyor. Sonrasında Tom Riddle'ın gerçekten de Myrtle'ın ölümünden sorumlu olduğu ortaya çıkıyor, tabii kupayı kazanma sebebi bu değil...
Üçüncü kitabın başında, Ron Harry'e bir adet cep sinsioskopu hediye ediyor. Sürekli olarak fısıldayıp dönüyor; Ron, Harry ve Hermione bunun sebebini uyduruk olmasına bağlıyor. Ancak sonradan etraflarında gerçekten de güvenilmez biri olduğu ortaya çıkıyor, o da Ron'un cebinde dolaştırdığı faresi.
O yıl, Noel'de çok az sayıda öğretmen ve öğrenci okulda kalıyor. Toplamda 12. Profesör Trelawney, masada yemeğe davet edildiğinde ilk başta reddediyor ve 'Eğer size katılırsam, 13 kişi oluyoruz. Bundan daha şanssız bir şey olamaz! Asla unutmayın, 13 beraber yemek yerse masadan ilk kalkan ilk ölen olur!' diyor. Yine de masaya katılıyor, ancak o katılmadan çok daha önce masada 13 kişi oturuyordu. Ron'un cebinde duran Scabbers (Peter Pettgrew) ile beraber. Profesör Trelawney'i masaya davet etmek için ilk ayağa kalkan kim tahmin edin. Dumbledore.
Zümrüdüanka Yoldaşlığı'nın 13 üyesi 5. kitabın başında yemek yiyorlar. Ayağa kalkan ilk kişi Sirius oluyor, ilk ölen de.
Ölüm Yadigarları'nda , Harry'i Privet Drive'dan Burrow'a ulaştırdıktan ve Moody öldükten sonra geriye 13 kişi kalıyor. Bir araya gelip Moody'e kadeh kaldırdıklarında ise ayağa ilk kalkan Remus Lupin oluyor.
Azkaban Tutsağı'nda, Trelawney Voldemort'un en sadık hizmetçisi tarafından canlandırılacağını görüyor. Harry bunu Dumbledore'a söylediğinde, Dumbledore'un cevabı 'Bu, doğru öngörülerinin sayısını ikiye çıkarıyor.' oluyor. Tabii, kitapları okudukça ilk öngörüsünün de Harry ve Lord Voldemort hakkında olduğunu öğreniyoruz.
Seri boyunca, Harry ne zaman ruh emicilerle karşılaşsa ebeveynlerinin ölmeden önce son çığlıklarını duymak zorunda kalıyor. Mantıklı düşündüğünüzde, anne ve babası öldüğünde Harry yalnızca bir bebekti. Yani o geceyle ilgili hatırlayacağı bir anısı olamaz. Ölüm Yadigarları'nda bunun sebebini öğreniyoruz: Harry, Voldemort'un bir parçasını taşıyor. Yani buradan çıkan sonuç şu: Harry, her seferinde Voldemort'un en kötü anısını tekrar yaşıyor, sonuçta Voldemort'un ölüme en çok yaklaştığı an o.
Ateş Kadehi'nde bir Kehanet dersi sırasında, Profesör Trelawney Harry'nin ne zaman doğduğunu tahmin etmeye çalışıyor. Harry'e kış ortası doğup doğmadığını soruyor. Harry'nin 31 Temmuz'da doğduğunu biliyoruz, kışla alakası yok değil mi? Ancak Voldemort 31 Aralık doğumlu. Kışın tam ortası.
Bahçıvan Frank Vryce, 4. kitabın başında Riddle evine giriyor, orada Voldermort'un Kılkuyruk'a: 'Eğer sadık olursan çok önemli bir görevi yerine getirmene izin vereceğim... O kadar önemli ki bazı hizmetçilerim sağ kolunu bunun için kurban ederdi.' dediğini duyuyor. Voldemort insan formuna dönüşürken Kılkuyruk'un sağ kolunu kesip kazana attığını biliyoruz zaten.
Ödevlerini yapmaları gerekirken (tabii ki yapmıyorlar) birbirleri hakkında kötü kehanetlerde bulunmaya başlıyorlar. Ancak kehanetleri doğru çıkıyor. İlk olarak Harry, yanıklarla sorun yaşayacağını görüyor - Harry'nin ilk sınavı ejderhalarlaydı. Sonrasında Ron, hazine değerinde bir şey kaybedeceğini söylüyor bu da ikinci oyunda yarışmacıların elinden alınan arkadaşlarını temsil ediyor. En sonunda bir arkadaşı tarafından sırtından bıçaklanacağını görüyorlar, bu da Profesör Moody kılığına girmiş Barty Crouch.
Dumbledore, Voldemort'u geri getirirken Harry'nin kanının kullanıldığını öğrendiğinde gözleri parlıyor. Bize ilk başta mantıklı gelmeyen bu tepki, sonradan anlaşılıyor ki Harry'nin Ölüm Yadigarları'nda Voldemort'u yenip hayatta kalabileceği anlamına geldiği içinmiş, çünkü Voldemort'un damarlarında Harry'nin kanı dolaşıyor.
Arabella Figg'in ismini ilk kez Felsefe Taşı'nda duyuyoruz. Dursleyler dışarıda olduğunda Harry ile kalan kadın olarak tanıdık onu. Zümrüdüanka Yoldaşlığı'nda tekrar görüyoruz ve burada başından beri Dumbledore'un emirleri üzerine Harry'e göz kulak olduğunu anlıyoruz. Ancak bundan önce Figg'in geri geleceğini Ateş Kadehi'nde, Harry koğuşta yatarken öğreniyoruz. Yoldaşlık'ın üyeleriyle çevriliyken Dumbledore, Sirius'a 'Remus Lupin, Arabella Figg ve Mundungus Fletcher'ı uyarmak durumundasınız.' diyor.
Zümrüdüanka Yoldaşlığı'nın başında, Dudley ruh emiciler tarafından saldırıya uğradığında, Petunia Dursley'nin bu yaratıklar konusunda fazlasıyla bilgiye sahip olduğunu görüyoruz. Harry, nereden bildiğini sorduğunda, 'O iğrenç çocuğun yıllar önce kardeşime anlattıklarını duydum.' diye cevap veriyor. Tabii biz James'ten bahsettiğini düşünüyorduk o an, ancak sonradan bahsettiği kişinin Snape olduğunu görüyoruz.
Harry Grimmauld Place'e vardığında, Yoldaşlık'ın genç üyelerinden evi temizlemeleri isteniyor. Resim odasında bir madalyon buluyorlar, bu Regulus'un yok etmeyi başaramadığı hortkuluk aslında.
Uzaktan terk edilmiş gibi görünen bir telefon kulübesine girip 62442'yi tuşluyorsunuz. Ki bu, eski tip telefon klavyelerinde sihir anlamındaki 'MAGIC' kelimesine denk geliyor.
Harry ve arkadaşları Kehanetler Salonu'nda Ölüm Yiyenler tarafından saldırıya uğradığında, kehanetlerden birkaçı raflarından düşüyor ve yerde parçalanıyor. Parçalananlardan çok az şey anlaşılıyor, ama birinde Lucius Malfoy'un 'Gün dönümünde yeni biri gelecek ve sonra hiç gelmeyecek...' dediği duyuluyor. Serinin son kitabının ismi 21 Aralık 2006'da açıklandı - En uzun gece, kış gün dönümü.
Aynı kolye gibi Rowena Ravenclaw'un Diadem'i serinin ilk zamanlarında ortaya çıkıyor. Harry iksirler kitabını İhtiyaçlar Odası'nda çirkin bir büyücünün büstünün altına saklıyor. Üstüne de eski tozlu bir peruk ve kirli bir 'taç' koyuyor.
Weasleylerin neredeyse tamamı isimlerini eski İngiltere hükümdarlarından alıyor. Ancak Fred ve George'unki biraz daha değişik. George ismini III. George'dan alıyor, bu kral son yıllarında sağır oluyor, tahta geçişi de babası Gallerli Prens Frederick'in ölümüyle oluyor. İsimler Harry Potter'da çok önemli. Mesela Sirius ismini Köpek Yıldızı'ndan alırken Remus Lupin'inki ise ay suratlı kurt diye bağırıyor.
Son kitabın sonlarına doğru, Neville'in Nagini'yi öldürdüğünü görüyoruz, hem de Gryffindor'un kılıcıyla. Sırlar Odası'nda edindiğimiz bilgilere göre, kılıcı Seçmen Şapka'dan ancak gerçek bir Gryffindor'un çıkarabileceğini öğrenmiştik. Yıllarca yanlışlıkla Gryffindor'a seçildiğini düşünen Neville, aslında gerçek bir Gryffindor.
Son kitapta Harry, Ollivander'ı ilk ziyaretinden ve 'Asa büyücüyü seçer.' lafını duyduktan tam 6 yıl sonra, Voldemort'u alt ediyor. Voldemort'un Harry'i öldürmeye çalıştığı asa hak olarak Harry'e ait. Yani Harry'nin büyüsü Voldemort'unkiyle çarpıştığında, Mürver Asa sahibini öldürmek yerine Voldemort'un elinden fırlayıp ait olduğu yere uçuyor.
Ariana Dumbledore'un ölüm hikayesinin Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar'da koca bir tema olacağını kim bilebilirdi? Tabii ki J.K. Rowling...
geçim zorluğu çeken bir kadının, reddedildiği bir iş başvurusu sonrası, bir tren istasyonunda çocuğunu oyalamak için anlatmaya başladığı bir hikayenin bu kadar muazzam bir eser olacağını kim bilebilirdi ki ? sanırım hayatım boyunca kitaplarından da filmlerinde de bıkmayacağım :)
Nedendir bilmem ama son filme kadar nefret ettiğim Snape, son filmle birlikte en sevdiğim karakter oldu. En büyük fedakarlığı o yaptığı içindir belki.
Ne hakkın yendi be Neville