Ben 15 yaşındayken bana değerli bir tavsiye verildi ve bu tavsiye şimdiye kadar benimle birlikte yaşadı.
Lisenin ilk yılıydı ve maç izleyen arkadaşlarımlaydım. Arkadaşlarımın birinin oturma odasına tıkıldığımız bir akşamüstüydü, ve aynı gün özel bir misafirimiz vardı: arkadaşımın babası. Konu üzerinde kendi bilgisini bize aktarmaya karar vermişti:
Kadınlar- sizin kadar çok istiyorlar. Bunu unutmayın.
Doğal olarak seks ve kadın libidosunu kastediyordu. Bu bilgi beni biraz rahatsız etse de aynı zamanda düşündürdü.
O noktaya kadar toplum hep tam tersini iddia etmişti. Çevredeki tüm basmakalıp yargılar “erkeklerin tek düşündüğü
sekstir” yönüneydi. Ve kadınlara gelince, seks duygusal bir bağdan kaynaklanmalıydı.
Medya ve popüler kültür, sürekli erkeklerin seksi cinsel bir eylem olarak gördüğünü ve tamamen zevk için yaptıklarını, ama kadınların buna tamamen farklı yaklaştıklarını pekiştiriyor.
Arkadaşımın babası, cinsiyet farklılıklarına rağmen hepimizin insan olduğunu, bazı konularda farklı düşünürken günün sonunda kadın da olsak erkek de olsak seksin hala seks olduğunu hatırlattı.
Bu benim her bir cinsiyetin belirli cinsel isteklerine-seks süresi ve ön sevişme süresi gibi şeyler- daha ayrıntılı bakmamı sağladı. Amacım biz insanların seksi nasıl algıladığını daha iyi anlamaktı.
Miller ve Byers tarafından yapılan bir deneyin parçası olarık, 152 heteroseksüel çiftten kendi cinsel isteklerinin ne olduğu ve partnerlerinin ihtiyaçlarının ne olabileceği hakkında rapor vermeleri istendi.