Elbette değil. Kanımca son zamanlardaki artışın ana nedeni, tasarruf sahiplerinin yatırım yapabilecekleri az sayıdaki aracın getirilerinin ekonomik gerçeklerle bağlarının kopmuş olması. Gerek TCMB’nin politika faizleri gerekse döviz kuru üzerinde kamunun baskı ve kontrolleri, ekonomideki nispi fiyat yapısını büyük ölçüde bozdu. Buna bir de giderek artan yüksek enflasyon eklenince, tasarruf sahipleri alternatif yatırım araçları aramaya başladı.
Bu karmaşık bir sorun. Ama öncelikle, gayrimenkul alternatif finansal bir araç olmaktan çıkartılmalı. Bunun için de finansal piyasaların derinliği arttırılmalı. Nasıl mı? Bunun yolu makroiktisadi istikrar öncelikle.
2001 krizi öncesinde hâkim olan yüksek enflasyonist ortamda tasarrufların değerlendirildiği en önemli yer devlet tahvili ve bonolarına yapılan yatırımlardı. Hem yüksek tasarrufları olanlar hem de küçük tasarrufçular için ciddi bir alternatif oluşturuyordu devletin içi borçlanma senetleri. Kriz sonrasında düşen faizlerin ulaştığı düşük seviyeler, insanları alternatif araçlara yönlendirdi. Aslında gayrimenkulün cazibesi bu dönemlerde başlamıştı.