Bursaspor Teknik Direktörü Hamza Hamzaoğlu, Galatasaray’dan ayrılmasıyla ilgili, 'Bana göre hak etmediğim bir şekilde ayrıldığımı düşünüyorum. Ama futbolda bunlar oluyor. Bu kararları verenlere de her zaman saygı duyuyorum' dedi.
Bursaspor Teknik Direktörü Hamza Hamzaoğlu, Galatasaray’dan ayrılmasıyla ilgili, 'Bana göre hak etmediğim bir şekilde ayrıldığımı düşünüyorum. Ama futbolda bunlar oluyor. Bu kararları verenlere de her zaman saygı duyuyorum' dedi.
Yeşil-beyazlı takımın teknik direktörü Hamza Hamzaoğlu, kulübün resmi dergisine açıklamalarda bulundu. Galatasaray’dan ayrıldığına üzüldüğünü ifade eden Hamzaoğlu, “Bana göre hak etmediğim bir şekilde ayrıldığımı düşünüyorum. Ama futbolda bunlar oluyor. Bu kararları verenlere de her zaman saygı duyuyorum. Bir süre çalışmama kararı almıştım aslında. Bir sene çok yoğun geçmişti. Dinlenmek istedim. Bu arada, ’Bursaspor Ertuğrul hoca ile ayrılınca acaba teklif gelirse olur mu?’ diye kendi kendime düşünüyordum. Ertuğrul hoca ayrıldıktan sonra benimle ilgili bir kamuoyu olmuş Bursa’da. Beni Bursa’daki dostlarımızdan biri aradı. “Hocam Bursa’daymışsın” dedi. Ben de o arada ailemle birlikte Roma’daydım. Şehrin acayip çalkalandığını söylediler. Bunu duyunca ben de heyecanlandım açıkçası. Taraftarı biliyorum, inanılmaz bir potansiyel. Bu gücü birleştirip Bursaspor’un lehine kullanabilirsek çok güzel şeyler yapılabilir diye düşündüm. Stat bitiyor, daha önce şampiyon olmuş bir şehir var. Bu hedefleri koyabilecek bir potansiyel var. Ben bunları düşünürken, tabi beni arayan olmadı. Ben de hiç ses çıkmayınca, ’yurt dışında çalışıp orada futbol kültürünü alayım, yabancı dilimi geliştireyim’ diye düşünmeye başladım. Arayan soran da olmayınca tamamen hedefimi yurt dışına çevirdim' ifadelerini kullandı.
O süreçte yaşadıklarını ve takımlardan aldığı teklifleri de dile getiren Bursaspor’un Teknik Direktörü Hamza Hamzaoğlu, 'Türkiye’den de 4 takım teklifte bulundu. Geri çevirdim. Daha sonra bir gün, eşimle birlikte Almanya’ya gidiyordum. Tam uçağa bineceğim, uçuş kartlarını verdik, telefonum çaldı. Numarayı da tanımıyorum. Baktım başkanımız Recep Bölükbaşı. “Hocam biz seni takımımızın başına düşünüyoruz, görüşebilir miyiz?” dedi. “Başkanım ben yurt dışına çıkıyorum, hatta uçağa binmek üzereyim” dedim. “Binme, kal” dedi. Ama tabi o anda artık dönme şansım yoktu. Eşim de yanımdaydı. “Başkanım yurt dışında bekleyen dostlarım var. Gitmem gerekiyor” dedim. O da “dönüşte görüşelim o zaman” dedi. Bir hafta Almanya’da kalacaktım. Ancak başkan 2 gün sonra tekrar aradı. Baktım ki baya ciddi olarak düşünüyorlar. Bu iki günlük süre zarfında eşimle de oturup konuştuk, değerlendirme yaptık. Daha sonra olabileceğini düşünüp başkan ile randevulaştık. Türkiye’ye dönüp başkanla İstanbul’da buluştuk. Çok uzun sürmedi görüşmemiz” açıklamasında bulundu.
Beklentilerin farkında olduğunu ifade eden Hamzaoğlu, “Elbette bir yük, sorumluluk bindiriyor omuzlarımıza ama bu yüke de ihtiyacımız var. Sorumluluğun bilincindeyiz. Şampiyon olmuş bir kulüp var ortada. Taraftarın çıtası yüksekte. Daha iyisini yapmak zorundayız. Ben de zaten bunun için geldim. Bunu yapabilirsem ben de kendimi iyi ve başarılı bir hoca olarak görebilirim. Yeniden şampiyon olabilirsek, ya da Avrupa kupalarında daha iyi dereceler elde edebilirsek, belki bir final, belki bir UEFA Kupası gibi. Bunları başarırsak bizde kendimize o zaman; ’evet bu işi iyi yaptık ve başardık’ diyebiliriz. Bu yükten korkmuyorum, aksine bu yükü omuzlamak için geldik” diye konuştu.
İyi bir kadroya sahip olduklarını dile getiren Hamzaoğlu, şöyle devam etti:
“Oyuncularımın da bireysel eksiklikleri var. Takımın daha iyi olabileceği noktalar var. İhtiyacımız olursa tabi transferle çözmeyi düşüneceğiz ama benim her zaman bir düşüncem var, takım içinden bir şeyleri çözmektir. Transfer en son düşündüğüm şeydir. Çözülemeyecek seviyedeyse o zaman transferi düşünürüm. Çünkü her transfer kulübe ayrı bir maaliyettir. Öncelikli hedef kulübün sürekliliğini sağlamaktır. Bu kulüpler var olursa, bizde ekmek paramızı kazanır, mesleğimizi icra edecek yer bulabiliriz. Birçok kulüp ’ligde kalacağız’ diye dünya kadar transfer yapıyor. Ligden düşünce de o yükten kurtulamıyorlar, o paraları ödemek zorunda kalıyorlar. Dünya karar borç oluşuyor, gelirler düşüyor. Ne oluyor, kulüpler yok oluyor. Bugün Kocaeli, Malatya, Sakarya, Göztepe gibi bir çok kulüp aynı sıkıntıları yaşadı. Dolayısıyla öncelikle kulübün sağlıklı bir şekilde geleceğe emin adımlarla ilerlemesi lazım. Ondan sonra sportif başarı gelmeli. Kulübün hiçbir borcu yoksa oyuncularına, dışarıya olan ödemelerini zamanında yapabilecek durumdaysa, gelirleri giderlerinden fazlaysa ya da denkse ona göre hedef koyulabilir. Kasanızda paranız varsa transfer yapabilirsiniz. Geliriniz varsa yıldız oyuncu alabilirsiniz ama önce bu zemini sağlamak lazım. Biz mali yapımızı düzeltmeden istiyoruz ki; dünya yıldızlarını getirelim, onları izleyelim. Hayır, olmaz. Her şey zamanla olur. Yıllarca bu sabırsız davranışlar kulüplerin yıllarını da götürdü. Ama sabırla ve planlı bir şekilde büyüme gerçekleşirse çok daha kısa zamanda bu başarılar yakalanabilir. Bu sabrı göstermek gerekir. Ben nerede olursam olayım bunu savunuyorum. Belki birçok kişinin hoşuna gitmiyor bu tür söylemler ama bizim de tecrübelerimiz bize bunları söyletiyor. Ben de isterim kendi kariyerim için.”