Hamam Felsefesi: Beraber Yıkanma Sanatına Neden İhtiyacımız Var?

İnsanlık tarihinin büyük bir bölümünde ve dünyanın birçok bölgesinde yıkanmak beraberce gerçekleştirilen bir eylem olmuştur. 

Başta Hindistan olmak üzere Antik Asya'da, yıkanmanın insanın bedenini ve ruhunu arındıran dini bir ritüel olduğuna inanılmıştır. Antik Yunan'da ve Roma'da ise hamamlar eğlenceden, politikaya farklı işlevler görüyordu. 

Günümüzde kimi insanlar hamamların yeniden böyle işlevler sergilemesi gerektiğine inanıyorlar. Ayrıntılar için okumaya devam! 👇

Fakat günümüzde hep beraber yıkanmak, modern dünyada pek karşılaşmadığımız bir eylem. Bu gelenek Türkiye, Japonya, İsveç, Finlandiya gibi bazı coğrafyalarda hâlâ yaşıyor şüphesiz.

Ancak büyük şehirlerde, özellikle de İngilizce konuşulan ülkelerde, hemen hemen yitip gitmiş durumda. 

İnsanların büyük çoğunluğu yalnız yıkanıyor ve duş almayı sadece işlevsel bir etkinlik olarak, kişinin kendini temizlemesi için en hızlı ve etkin yöntem olarak görüyor.

Zaman değişti, Çelik değişti, ee tabii banyo ritüelleri de değişti.

Değişimin kaçınılmazlığı dolayısıyla bu eylem de değişti doğal olarak. Tabii bu eylemin değişimi aslında sanayileşme, modernleşme, kentleşme ve bireyleşme gibi değişimlerle koşutluk gösteriyor. 

Modernite hiç şüphesiz hizmet ve ürün bakımından insanlığın ellerine epey bir fayda serdi. Yan etki olarak ise şiddetli yalnızlık, duygusuzluk, depresyon, panik atak, sosyal anksiyete bozuklukları gibi yeni psikolojik fenomenleri kucağımıza bıraktı.  

Felsefecilerin, sosyologların, edebiyatçıların ve sanat sinemacılarının uğrak teması 'yabancılaşma' da tam olarak bu dönemin ürünü.

Farklı kültürlerde farklı nitelikleri olsa da komünal yıkanma sanatının en önemli özelliği toplumsal işleviydi.

Japon kültüründeki 'sento' geleneğinin katı kuralları ve hijyen konusundaki titizliğiyle, Viktorya Dönemi İngilteresi’nin bakımsız banyolarını aynı kefeye koyabilmek mümkün değil örneğin.

Keza, Amerikan Yerlilerinin ter atma odaları 'lakȟóta'lar ile Macaristan’da bulunan devasa 'fürdő'ları da birbiriyle kıyaslayamayız. 

Bütün bu örnekleri birbirine bağlayan ortak özellik, sosyal yaşamda bir araya gelmesi mümkün olmayan bireyleri bir araya getirmesi, onları fiziksel temas ve sosyal yakınlık durumuna getirmesi olmuştur.

Kimi insanlar bu toplumsal rolleri gereği hamamların ve komün banyoların yeniden toplumsal yaşamda önem kazanması gerektiğini savunuyorlar.

Bu tezi savunanlara göre, hamamlar ve komünal banyolar böyle bir işlev ile ele alınırsa modern kent yaşamının getirdiği yalnızlık derdine derman olabilir. 

Bunlar parası olanların gittiği lüks spa merkezleri gibi olmamalı hâliyle. Ucuz, çok yönlü ve herkesin gitmesinin mümkün olduğu mekânlar olmalı. 

Yine aynı tezi savunanlara göre, bu uygulama ile insanların maddî varlığı sosyal etkileşim alanında tekrar kendine yer bulacak.

Japonlar buna 'hadaka no tsukiai' (çıplaklar birliği) ya da yeni jenerasyonun diliyle 'skinship' adını veriyor.

Bu görüşü savunanlar fiziksel olarak başkalarıyla aynı zaman ve mekânda olmayı kendimize ve çevremizdeki diğer insanlara olan farkındalığımızı arttıracak bir unsur olarak bakıyorlar.

Böylece medya tarafından pompalanan güzellik standartlarına ve “photoshoplanmış” vücut normlarına karşı çıkılabilir.

Çünkü biz günümüz insanları, kıllı bir sırtı, sarkmış memeleri, selülitleri güzellik/yakışıklılık standartlarına uygun bulmuyoruz ve hatta bunlardan iğreniyoruz.

Tüm dünya tarafından unutulan bir olgu var: Roma Dönemi'nde hamamlar farklı sınıflardan insanların bir araya geldiği ve birlikte yıkandığı yerlerdi.

İmparatorluk boyunca hamamlar, farklı ırklardan ve yaşlardan insanları bir araya getiren demokratik bir alan işlevi gördü.

Kısacası komünal banyo ritüelini savunanlar, geleceğin hamamlarının, eski hamamların tarihî sosyal işlevlerini yeniden yerine getirmesi gerektiğini düşünüyorlar.

Eski ile yeninin en iyi özelliklerini sentezleyerek, toplum hayatında yaşanan kimi sıkıntıların giderilmesinde hamamlar bir rol üstlenebilir.  

Bu akımın savunucularına göre hamamlar, kütüphane, sanatlar için sahne, felsefe tartışmalarının yürütüldüğü birer merkez olabilir.

Bu modern hamamların, Fas hamamları gibi bahçeleri olabilir ve böylece kent sakinleri bitkiler, çiçekler ve hayvanlarla temas edebilir.

Yani, bu akımı savunan insanlar birlikte yıkanmayı bir ilkellik olarak değil, çok daha derin anlamlar taşıyan evrensel bir davranış olarak görüyorlar.

Bizim geleneğimizde de hiç şüphesiz hamamlar büyük bir rol oynadı.

Gelin hamamı, damat hamamı, adak hamamı, hamamda kız beğenme gibi çeşitli sebeplerle hamamlara gidilir; eğlenceler düzenlenir. Hem kadın hem erkek hamamlarının kendine özgü özellikleri var hiç kuşku yok ki. 

Belki bu akımı savunanlar sayesinde hamamlar yine eskiden olduğu gibi daha fazla toplumsal işleve kavuşur kim bilir...

Kaynaklar

12

Popüler İçerikler

Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho ile İlgili İspanya'dan Transfer İddiası Var
İzmir'de 5 Küçük Kardeşin Öldüğü Yangın Faciası: Bakanlık, Aileyi 18 Kez Ziyaret Etmiş!
Üç Milyon Emekliyi Bekleyen Tehlike: 2025'te 12 Bin 500 TL Maaş Almaya Devam Edebilirler!
YORUMLAR
27.12.2016

bizim bura da OYLAT kaplıcaları var hamamı hamam yapan her unsu var suyu da yer altından çıkan kaynak sulardan gelir ve gerçekten de şifalıdır.. bura da reklam yaptım evet :D ya tamam güzel hoş eğlenceli de oluyor çalgı çengi falan ama anadan üryan bir çok insan oluyor ve gerçekten hoş bir durum değil ben mecbur değilim herkesin her bölgesini görmeye... ha derseniz ki oraları kapatmak mecburi bişey giyin o zaman tamam derim.

29.12.2016

İnegöl tarafındaydı di mi? Eskişehir yoluna doğru.

27.12.2016

Yazı boyunca kulaklarımda çınladı: "Hanım hanım kocanı da getirseydin!"

29.12.2016

Ya da "Hanım hanım, kocanı da getirseydin" :)

29.12.2016

Bi ara Karataş ya da Karantina hamamına gideyim bari. Epeydir gitmedim :)

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ