Halkla İlişkiler Sektörünün Trajik Hikayesinin Ardındaki İsim: 'Zehirli Sarmaşık' Ivy Lee

Dünyada halka ilişkiler sektörünün nasıl doğduğunun, nasıl gelişip bugünlere geldiğinin ardındaki hikayeyi hiç merak etmiş miydiniz? 

Krizler, kurum ve kuruluşlar için kritik derecede önemlidir. Çünkü krizlerin neden olduğu itibar kaybı kaliteli iş gücünü işletmelerden uzaklaştırır, hisse senetlerinde değer kaybı yaratır, markaya, ülkeye ya da şirkete karşı güven erozyonu oluşturur. Peki bir kriz nasıl mı fırsata dönüştürülür? Sizleri Ivy Lee ile tanıştıralım.

1  2  3  4

Aslında hikaye, dünyada araştırmacı gazeteciliğin yükselişe geçtiği 1900’lerin başlarına dayanıyor.

1900’lerin başlarında gitgide yaygınlaşmaya başlayan araştırmacı gazetecilik, hem büyük şirketleri, hem de bilhassa devlet kurumlarını ve devletle iş yapan işletmelerin canını sıkmaya, onları zor durumda bırakmaya başlamıştı.

Bu kurumların yürüttüğü “kirli” işler, sebep oldukları kazalar ve hatalar araştırmacı gazetecilikle ortaya çıkıyor ve hayli itibar kaybettiriyordu.

İşte bu dönem, beraberinde ciddi bir ihtiyacı doğurmuştu. Henüz tam adı konulamadıysa da ihtiyaç belliydi: “Halkla ilişkiler”.

Büyük kurum ve kuruluşlar, dışarıdan gazetecilerin araştırma yapmasındansa, açıklama vb işleri kendi bünyelerinde halledecek gazetecileri işe almaya başlamışlardı.

Halkla ilişkilerin kurucusu kabul edilen Ivy Lee ise, bu açığı görmekte gecikmedi.

Princeton'dan mezun olduktan sonra bir süre New York American, the New York Times, New York World gibi gazetelerde finans ve iş dünyası muhabirliği yapan Lee, yeni akımdan faydalanarak Vatandaşlar Sendikasına reklam müdürü olarak girdi.

İki yıl sonra 1905'te ise kendi halkla ilişkiler firmasını kurdu.

Dünyanın bilinen ilk basın bülteni: 1906 Atlantic City Tren Kazası açıklaması

Pensilvanya Demiryolları, Lee'nin ilk büyük müşterisiydi. 1906 yılında 53 kişinin ölümüyle sonuçlanan korkunç tren kazasının ardından Lee, kurumu olay yerinde basın mensuplarına gerçekleri anlatan bir açıklama yapması konusunda ikna etti.

Ertesi gün New York Times'da satır satır çıkan bu açıklama, tarihin ilk basın bülteni olarak bilinir.

Bu başarısının ardından Lee, Chrysler, Standart Oil, American Tobacco gibi çok büyük işletmelere danışman olarak hizmet vermeye başladı.

Adını çoktan duyurmuş olan Lee, başı o esnada çok büyük belada olan Rockefeller'ın tam ihtiyacı olan kişiydi.

Hikayenin bundan sonrasında, halkla ilişkilerin topluma gerçekleri açıklamak ekseninden çıkıp, 'basın bülteni yoluyla kitlesel manipülasyon' biçimine dönüşümünü okuyacağız.

1913 yılında Colorado'da kömür madeni işçileri, kötü çalışma şartları ve ödenmeyen ücretler sebebiyle büyük bir greve gitmişlerdi.

Rockefeller, bölgedeki pek çok büyük madenin sahibiydi ve grevle birlikte madenleri her gün binlerce dolar zarar ediyordu. 

Birleşik Maden İşçileri Sendikasının örgütlediği grev tam 14 ay sürdü ve bu süre içinde işçiler, askeri kuvvetler tarafından pek çok defa saldırıya uğradı.

Grevin en kanlı günü ise, tarihe "Ludlow Katliamı" olarak geçen 20 Nisan 1914 oldu.

Askeri kuvvetler 20 Nisan günü, işçilerin aileleriyle birlikte kadınlı çocuklu kaldığı ve 1200 kişinin yaşadığı çadır kampa taarruz etti. Uzun süren çatışmalarda kadın ve çocukların saklandığı çadırlardan biri ateşe verildi; çadırdaki 12 küçük çocuk feci şekilde yanarak can verdi. 

İşte bu katliamın ardından Rockefeller, ülkenin tepkisine karşılık Ivy Lee'den bir halkla ilişkiler çalışması istedi.

Ivy Lee, o dönemin medyasındaki tüm bağlantılarını kullanarak müthiş derecede ikna edici hazırlanmış bir basın açıklamasını tüm Amerika'ya yayınladı.

Basın açıklamasında yangının grevdeki işçiler ve onların tuttuğu provokatörler tarafından bizzat çıkarıldığı söylendi. Askerlerin saldırıları ile ölen çocuklar ise tamamen gizlendi.

Ivy Lee'nin yürüttüğü bu halkla ilişkiler kampanyası o kadar başarılı oldu ki, insanlar bir süre sonra grev yapan işçileri suçlamaya başladılar.

İşçilerin çalışma şartlarını iyileştirmediği gibi saldırıları da kışkırtan Rockefeller, yürüttüğü kampanyayla çocukları yanarak can veren maden işçilerini toplumun gözünde 'anarşist' addettirmeyi başarmıştı.

Ivy Lee bununla yetinmeyerek Rockefeller'ın imajına da müthiş bir ayar çekti.

Lee, büyük iş adamları ve politikacılar için en önemli şeyin dışarıya verilen imaj olduğunu ilk kavrayanlardan biriydi. 

Rockefeller'ın olaydan sonra kömür işçilerini bizzat ziyaret etmesini sağladı ve hallerini hatırlarını sorarken çekilen görüntülerini basına verdi. Ayrıca Rockefeller vakfının kurulmasına da Ivy Lee ön ayak oldu; çünkü servetinin bir kısmını fakirlere dağıtma görüntüsü vermesinin de akıllıca olacağını çok iyi tahmin etmişti.

Ivy Lee'nin 'Poison Ivy' (Zehirli Sarmaşık) olarak anılması boşuna değildir.

Ivy Lee'den günümüze, medya ve basınla olan ilişkilerinde şirketlerin halen kullandığı prensipler ile iş yapma şekilleri kaldı.

Basın bültenleri ve basın açıklamaları, günümüzde internet ve sosyal medyanın olanakları sayesinde rahatlıkla teyit edilebilir ya da çürütülebilir hale geldi. Ancak buna rağmen, halen tüm toplumlarda ne kadar geniş nüfusları etkileyebildiklerini de hepimiz biliyoruz.

Popüler İçerikler

Beklenen Gün Geldi: Birbirinden Ünlü İsimler Saygı1 Formatının İkinci Konuğu Sertab Erener İçin Sahneye Çıktı!
Yönetmen İlker Canikligil'in "Kaçak Film" Çıkışına Röportaj Adam'dan Aşırı Haklı Tepki
Montella Görevini Bırakırsa A Milli Takım'ın Başına Kim Geçmeli?
YORUMLAR
Pasif Kullanıcı
15.03.2017

Kitlesel manipülasyon liberal medya kanallarında hala devam ediyor. Sadece zaman içinde daha sinsi bir hal aldı.

15.03.2017

aci içinde ölmüştür insallah

16.03.2017

Kısaca : Paranın satın alamayacağı bir şey yoktur...

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ